İstanbul Bilgi Üniversitesi Matematik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Ali Nesin, eğitim sisteminin beyin yıkama üzerine kurulu olduğunu söyledi.
1996’da İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Matematik Bölümü’nü kuran, 2007 yılında Matematik Köyü projesini hayata geçiren Ali Nesin, Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (BUSİAD) önceki akşam Almira Hotel’de gerçekleştirilen Çekirge Toplantısı’na katıldı.
Burada işadamlarına “Türkiye’de Eğitim: 2023 için çok geç, belki 2073” konulu bir sunum yapan Nesin, eğitimin ülke kalkınmasındaki önemine değindi. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de eğitim sorunu olduğunu ifade eden Nesin, günümüzde Türkiye’de 20 milyon öğrencinin olduğunu ve bunların tek elden yönetildiğini vurguladı.
EN BÜYÜK KÖTÜLÜK
Tek elden eğitimi gençlere yapılan en büyük kötülük olarak niteleyen Prof. Dr. Nesin, “Eğitim sistemi düşünceyi değiştirme yani beyin yıkama üzerine kurulu. Bunu devletin yapması oldukça tehlikeli. Bir siyasetçi uzun yıllara dayalı siyasi mücadelesi sonrasında ülke yönetime geldiğinde eğitim sisteminde söz sahibi olma hakkından vaz geçmek istemiyor” diye konuştu. Nesin, Türkiye’de az da olsa Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştirildiğini ifade ederek, Ar-Ge’nin geleceğe yatırım anlamına geldiğine ve Amerika’nın 100 yıl sonrası için Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirdiğine vurgu yaptı.
TEMEL BİLİMLERE ÖNEM VERİLMELİ
Türkiye’nin geleceği şekillendirecek ve büyük sansasyona yol açacak bir başarı şansının olmadığını ileri süren Prof. Dr. Nesin, 2023 hedefinin bu anlamda şaştığına dikkat çekti. Nesin, “Temel bilimlere önem verirsek bu hedeflerin yakalanması belki 2071’de mümkün olur. Yine de bunun garantisi yok. Ancak temel bilimlere önem verilmezse bunun gerçekleşme şansı hiç yoktur” diye konuştu.
DEVLET ELİNİ ÇEKMELİ TÜBİTAK BÖLÜNMELİ
Prof. Dr. Nesin, “TÜBİTAK’ın kapsamı çok geniş. Bu anlamda TÜBİTAK’ın parçalanması herkesin yararına olacak. Temel bilimleri destekleyecek TÜBİTAK benzeri yeni yapıların ortaya çıkması gerekiyor” dedi. Devletin eğitimden elini çekmesi durumunda rekabet geleneğini ve kalitenin artacağını savunan Nesin, şöyle devam etti: ”2 milyonluk bir öğrenci grubunun tamamına uygun bir müfredat hazırlamak mümkün mü? Türkiye’de bugünkü müfredat, bu öğrenci topluluğunun yüzde 10’luk alt bölümünde yer alanlar için hazırlanıyor. Bu öğrencilerin her birinin farklı bir düşünce yapısı ve algılama dünyası var. Bu sürece Ankara’dan tek elden yön vermek yanlıştır. Türkiye’de yedi bölge var. Bundan hareketle ülkede yedi ayrı bölgesel akademi kurulabilir. Devlet de belli başlı kuralları ve kıstasları belirleyerek denetim görevini yerine getirir. Yaşanan tüm gelişmelere rağmen ben Türkiye’nin geleceğinden umutluyum.”