Stres altında olan modern zaman insanlarının en yaygın sağlık sorunlarından biri olan ve kronik ağrı ile yorgunluk sendromu olarak bilinen fibromiyalji hastalığının, evlilikten komşuluk, iş ve arkadaşlık ilişkilerine kadar yaşamın her alanını olumsuz etkilediğini belirten Psikolog Asena Kanat, “Oysa fizik tedavi ve psikoloji uzmanlarının uygulayacağı multidisipliner bir tedaviyle hastalığı kontrol altına almak mümkün” açıklamasında bulundu.
SABAHLARI YORGUN KALKIYORSANIZ…
Sürekli ağrılardan dert yanmanın, kişinin hem kendisini hem de sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Psikolog Kanat, yaygın iskelet sistemi ağrısı olarak karşımıza çıkan, Türkiye’de her 10 kadından birinde görülen fibromiyaljinin, genetik, fiziksel, çevresel ve psikolojik faktörler sonucunda ortaya çıkabildiğine işaret etti.
Fibromiyaljinin görülme sıklığının çoğaldığına dikkat çeken Kanat, “Modern zaman insanının hastalıklarından biri haline gelen fibromiyaljide hastalar genellikle, ‘Her yerim ağrıyor, sabahları yorgun kalkıyorum, sürekli kasılmalarım var’ şikayetlerinde bulunurlar. Kronik yorgunluk ve ağrı sendromu olarak tanımlayabiliriz fibromiyalji hastalığını. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hastalığın daha çok depresyon ve anksiyeteyle ilişkisi olduğu gözlemlenmiştir. Yoğun stres altında olan insanlarda, büro çalışanlarında, geçmişinde ani ölüm, deprem, cinsel taciz gibi psikolojik travma olanlarda fibromiyalji görülme oranı daha yüksektir” diye konuştu.
“SÜREKLİ YAKINMALAR EVLİLİKLERİ YIKABİLİYOR”
Hastalığın, kişinin yaşamında birçok olumsuzluğu da beraberinde getirdiğini belirten Kanat, “Fibromiyalji hastalığı kimi zaman evliliklerin bile bitmesiyle sonuçlanabiliyor. Sürekli ağrılardan dert yanmalar evliliklerinin bitmesine, komşuluk ve iş arkadaşlığı gibi toplumsal ilişkilerde sorun yaşanmasına neden olabiliyor. Bu yüzden kişide sosyal içedönüklük yaşanabiliyor, hasta kendini eve hapsedebiliyor.
Hastalığa kadınlarda daha sık rastlanmakla birlikte erkeklerde de görülebiliyor ve erkekler kendilerini daha zor ifade ettikleri için tedavisi de daha zor oluyor. Anne ya da babada fibromiyalji varsa, gergin ve stresli ortamda büyüyen çocukta da hastalığın görülme oranı yüksek oluyor. Çocukluk evresinden itibaren yaşadığı bir travma, bilinçaltına itilen bir olay, ileriki yaşlarda kişinin fibromiyalji olmasına neden olabiliyor.
Mükemmeliyetçi, hassas ve çevresel faktörlerden çabuk etkilenen bir kişiliğe sahip insanlar fibromiyalji sendromu adayı oluyorlar. Genel olarak mükemmeliyetçi yapıya sahip bu insanlar; iş ve ev hayatlarında, ikili ilişkilerinde her şeyi kendileri çözmek isterler. Bir doğruları vardır ve herkesin bunu kabul etmesini, kendi sunduğu çözümü hayata geçirmelerini isterler” dedi.
BU BELİRTİLERE DİKKAT!
Bu hastalığa kan testi ve MR gibi tetkiklerle teşhis konulamadığı bilgisini veren Kanat, ancak psikolojik etkiler artık fiziksel olarak da insanları etkilemeye başladığında fibromiyalji tanısı konulduğunu kaydetti.
Bu nedenle bu hastalığın tedavisinin fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları, psikologlar ve gerekirse de psikiyatristler tarafından multidisipliner bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Kanat, “Kronik bir şekilde yorgunluk, uyku problemi, geçmeyen baş ağrıları, kaygı, depresif ruh hali, kulaklarda çınlama, nefes almada ve yürümede zorluk, fitness ve crossfit gibi ağır sporları yapamama gibi belirtiler varsa mutlaka bunları ciddiye alıp öncelikle bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına görünüp, sonrasında multidisipliner bir tedavi planlaması yapılmalı” ifadelerini kullandı.
TEDAVİSİ NASIL OLUYOR?
Fazla stres yüklenen bu insanların kendilerini kasmaya, kaslarına yüklenmeye başladıklarını anlatan Kanat, şöyle devam etti: “Zaman içinde vücutlarını sürekli kasmaları, kaslarına zarar vermeye, yürümekte zorluk çekmeye, ellerinde kollarında sürekli ağrı olmaya, kaslarını kullanamamaya başlıyor. Fizik tedavi uzmanları tarafından değerlendirilen bu hastalar, psikolojik nedenlerinin de ortadan kaldırılmasıyla tedavilere olumlu yanıt alabiliyorlar.
Fibromiyalji hastalığının psikolojik tedavisinde, bilişsel davranışçı terapi uyguluyoruz. Kişinin geçmişten gelen yanlış düşüncelerini, şu anki hayatını ve gelecekten beklentilerini danışanlarla beraber irdeliyoruz. Yanlış, saplantı haline gelmiş düşünceleri saptayarak yerine gerçekleri koymasını sağlıyoruz. Kendi duygu ve düşüncelerini kaleme almalarını istiyoruz. Bunları seanslarda beraber değerlendiriyoruz, kişiyi rahatsız eden kısımları belirleyerek olumlu düşünceye çeviriyoruz. Stres ve sıkıntılarından sıyrılmaya, iletişimi düzelmeye başlayan kişi kendini kasmaktan kurtuluyor, ağrıları azalmaya başlıyor, vücudu gevşiyor.”