Eski Yugoslavya’nın fütüristik mimari bakış açısını yansıtan yerleşkelerden biri olan ve dik bir yamacı kurulan Ciglane mahallesinin sakinleri, evlerin arasına inşa edilen fünikülerle 28 yıldır mahallenin üst kesimindeki sokaklara ulaşıyor. Dönemin teknolojik imkanlarının sınırları zorlanarak yapılan ve örneğine az rastlanan tarihi füniküler, çeyrek asırdan fazla bir zamandır adeta mahalleliye yol arkadaşlığı yapıyor.
Kullanımına 1990 yılında başlanan emektar füniküler, Bosna’daki savaşta (1992-1995) kullanım dışı kalsa da 1998 yılındaki restorasyonun ardından yeniden hizmet vermeye başladı. Dört kabinden oluşan ve 20 kişilik kapasiteye sahip füniküler, 36 derece eğimli 72 metre uzunluğundaki ray sistemi üzerinde bulunuyor. Mahallenin en alt kısmı ve üst kısmı dışında orta kısmında da bir durağı bulunan füniküler, aynı zamanda binenlere bilet kesen bir makinist tarafından idare ediliyor.
Hem mahallenin üst kesimindeki evlerine gidenler hem de şehri ziyaret eden turistler tarafından kullanılan fünikülerin içinde, kendine ayrılan ufak bölümde yolculara bilet kesen makinist, cüzi bir miktar karşılığında insanları taşıyor.
SEMBOLLERDEN BİRİ…
Özellike mahallede yaşayan yaşlılar ve çocuklu aileler için vazgeçilmez olan bu füniküler, aynı zamanda Saraybosna’nın sembollerinden biri olarak da gösteriliyor. Fünikülerin hemen yanı başındaki uzun merdivenler ise fünikülerin arızalı olduğu dönemlerde zorunlu bir güzergah olarak kullanıldığı gibi, yürümeyi seçenlerin de tercihi.
Saraybosnalı tarihçi Velid Jerlagic, Ciglane mahallesi eğimli bir bölgede kurulduğundan zaman içinde böyle bir teknolojiye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, fünikülerin bu nedenle inşa edildiğini, açıldıktan sonra burada yaşayanların daha kolay bir ulaşım imkanına kavuştuğunu aktardı. Mahalle sakinlerinden Stana, fünikülerin özellikle yaşlılar için çok önemli olduğuna dikkati çekerek, kendileri için merdivenlerden yukarıya çıkmanın neredeyse imkânsız olduğunu ifade etti.
Dört çocuk annesi Mirela ise tüm hayatı boyunca bu mahallede yaşadığını belirterek, ‘Burası yüksekte bir yer. Burada bir asansör zaten olmak zorunda. Çocuklarım ve bir de çocuk arabamız var. O yüzden merdivenleri kullanamam’ dedi. Mirela, fünikülerin çalışmadığı zamanlarda merdivenleri kullanmak zorunda kaldığını ve bunun kendisi gibi çocuklu aileler için adeta işkence olduğunu sözlerine ekledi.