Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Röportaj… Tarih TV’nin farklı çekimleri ve kişinin anlatımıyla belgesel tadı veren Kırılma Anı programında yayınlandı. Bu özel programın son konuğu Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar oldu.
Önce…
Yaşamındaki işadamı, siyaset, spor adamı şapkalarını vurgulayıp, “Benim yaşamımda emeklilik yok” dedi.
İkinci Dünya Savaşı sıkıntılı sürecinde; Batı Trakya’dan kayıkla Meriç’i geçerek Türkiye’ye sığınan ailenin 5 yaşındaki çocuğu olarak, Akhisar’da sabahları simit satıp benzinlikte cam silerken, sanayide ve siyasette zirveye çıkış öyküsünü anlattı.
İthal iplikleri piyasadan almak yerine polyester ve naylon iplik üretecek fabrika kurma kararını bir başka kırılma anı olarak gösterirken şunu söyledi:
“Sanayicilik yaşamımda işçimle hiçbir problemim olmadı.”
Siyasetteki kırılma anını…
Zincirbozan’da Demirel’le tanışması olarak görüyor. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası Demirel’in hapis tutulduğu Zincirbozan’a ise, İhsan Sabri Çağlayangil’in yeğeni olarak girdiğini anlatırken heyecanını yeniden yaşadı.
Aslında…
Tüm yaşanmışlıklar en büyük deneyim oluyor. Çağlar da geçtiği yolda yaşadıklarıyla zirveyi de gördü, büyük acılar da yaşadı.
O deneyimlerle de…
Türkiye’nin bugününe ilişkin tespitleriyle çok özel çağrı yaptı:
Bir…
“Çanakkale’de cephede omuz omuza savaşanların arasında Türk-Kürt-Laz-Çerkes ayrımı yoktu.. Hepsi vatan için savaştı. Bugün de Türkiye’nin iç huzura çok ihtiyacı var. Artık gerginliklerin bitmesi lazım.”
İki…
“Doğu ve Güneydoğu sorunlarını aşıp, olayları bitirmek için çare bulmamız lazım. Bunu da kimseyi ötekileştirmeden yapmak ve kaynaşmak lazım.”
Şunun altını çiziyor:
“Bu konu çözülürse Türkiye’nin hiçbir şeye ihtiyacı kalmaz.”
Üç…
“Kıbrıs konusunun da uluslararası kabulle çözülmesi lazım.”
Umudu ve çağrısı şu:
“Türkiye büyük sanayi hamleleri yaptı. Çalışan insanımız ve güzel bir gençliğimiz var. Gençliği iyi eğitip Türkiye’nin çıkarlarında birleşmeliyiz.”
O Kartal’dayken evde perdeler kapalıydı
Programda… Amerika’da tutuklanma ve Kartal Cezaevi’nde sonuçlanması yaşamının acı anıları da açık yüreklilikle anlatan Cavit Çağlar, o sürecin en özel ayrıntısını şöyle paylaştı:
“Evimiz İstanbul Emirgan’da, önümüz deniz. Kartal Cezaevinde kaldığım 9 ay 15 günlük süreçte eşim Nursel Çağlar ‘O hapisken biz keyif yapamayız’ deyip evin perdelerini siyah örtüyle kapatmış. Benim çıktığım gün perdeler açıldı.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…