NTV canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Tuğrul Türkeş, 1 Kasım’da yapılacak genel seçimden huzur, istikrar, iş ve aş sağlayacak bir iktidar beklediklerini belirtti.
Türkiye’nin son 1,5 senesinin seçimlerle geçtiğini, 7 Haziran akşamı itibariyle partilerin “karınlarından konuştuğu” istikrarsız bir dönemin başladığını ifade eden Türkeş, şöyle devam etti:
“1 Kasım inşallah, bunların noktalanacağı dönem olacak. 4 ay ara ile vatandaşa gidip ‘Ne istiyorsun?’ diye sorduğunuzda üst üste aynı cevabı alırsanız üçüncü defa vatandaşa gidemezsiniz. Vatandaşı kızdırırsınız. 4 ay ara, 7 Haziran bir seçim, 1 Kasım ikinci seçim. Allah muhafaza, Türkiye açısından iyi değil, onun için söylüyorum bunu. Aynı cevabı aldınız, bir koalisyon ortamı çıktı, üçüncü defa vatandaşa gidip ne soracaksın? Vatandaş sana demez mi? ‘Sen laftan anlamıyor musun? İki kere sana bunu söyledim.’ O bakımdan bizim arzumuz ve benim tavsiyem, vatandaşın lütfen tercihini gözden geçirmesidir. Yani 1 Kasım akşamı, şayet vatandaşlar, ülkenin birliği, bütünlüğü ve icraat yapacak bir hükümete yönelik tercihlerini gözden geçirirlerse, bir seçimlik particiliği, partizanlığı bir kenara bırakıp ülkenin birliği, bütünlüğü selameti doğrultusunda oy kullanırlarsa daha hayırlı olacağını düşünüyorum.”
“Bahçeli’nin içinde merkez sol iktidarı yatıyor”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile partinin üst düzey yönetiminin 7 Haziran akşamı “dükkanı kapattığını” belirten Türkeş, “Burada vatandaşın dikkat etmesi gereken bir nokta var. O dönemde de Refah ve Doğru Yol ile Sayın Bahçeli koalisyon yapmak istememişti. Bu sefer ki önerilerine de baktığınızda ‘Ben girmem ama’dan sonra hep CHP’yi ve HDP’yi öne çıkartan formülleri önerdi. Demek ki belki de kendi gönlünde bir merkez solun içinde bulunduğu bir iktidar arzusu yatıyor da olabilir” diye konuştu.
“1 Kasım seçiminden sonra…”
Tuğrul Türkeş, “1 Kasım seçiminden sonra AK Parti’yi hangi parti ile koalisyona yakın görüyorsunuz?” sorusuna “Benim gönlüm, 1 Kasım’da halkın koalisyon yapmasıdır, siyasi partilerin değil. Halk, bir partiye bir seçimlik yetki vermeli, halk tabanında koalisyon olmalı, siyasi parti de onu idrak eder, görür. Haziranda AK Parti’nin aldığı oy belli. Bu oyu artırdığımız zaman, bu diğer partilerden oy geldi demektir. O zaman AK Parti’nin sayın yöneticileri de diyecek ki ‘Bak tabanda bir koalisyon oldu. Biz o zaman öbür partilerin mensuplarına da ilgi ve şefkatle, eğer bugüne kadar eksik yanlış bir şey varsa onları bir kenara bırakarak yaklaşmalıyız’ diye düşünürler” yanıtını verdi.
Hazirandaki seçimlerde tabanın koalisyon istediğini ancak “tepedeki 20-30 adamın aymazlığı sebebiyle” koalisyon yapılamadığını aktaran Türkeş, “Bunu gören MHP tabanı da ‘Arkadaş sen yapamıyorsan bari biz tabanda yaparız’ diyebilir. Yani AK Parti’ye çoğunlukla gelecek oyun MHP tabanından olacağını varsayıyoruz” dedi.
Bahçeli’nin “Çankaya fanusuna girmeli” sözlerini de eleştiren Türkeş, “Kurban olayım, ikebana mıdır bu? Çin çiçeği mi? Japon çiçeği mi? Nasıl fanusa koyarsın, bir. İki, halk tarafından seçilen ve tekrar halkın seçimine açık olan herkes konuşur. Sayın Bahçeli de diğer arkadaşlarım da bunu çok iyi bilirler. Bilmiyorlarsa da bilmeliler” ifadesini kullandı.
“Demek Bahçeli’nin bildiği bir şey var”
Türkeş, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “5. parti” açıklamalarına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türk siyasetinde 5. parti lafını, Saygıdeğer Devlet Bahçeli söyledi. Demek kendi bildiği bir şey var. Sayın Kılıçdaroğlu bilmiyor, CHP’nin yöneticileri bilmiyor. Sayın Davutoğlu bilmiyor, AK Parti’nin yöneticileri bilmiyor. PKK’nın siyasi kanadı bilmiyor. Hiçbirimiz bilmiyoruz, bir tek Sayın Bahçeli biliyor. O zaman demek ki sen bu işin içindesin veyahut çok yakından takip ediyorsun. Bu nereden çıkar dendiğinde de ‘AK Parti’nin içinden çıkar’ diyor. Dünkü demecinde de Eski Cumhurbaşkanına atıf yapıp, ona bir buket çiçek atıyor. Bütün bunları alt alta topladığımızda sen ne yapıyorsuna baktığınızda Sayın Gül’e yakın şahsiyetler MHP’den Meclis’e niye taşınıyor? Bunun üzerinde durmak, bakmak lazım. Demek ki 5. parti oluşumunu orada, demek ki kendilerinin belki de bir şey olmayacağını düşünerek ‘Biz, bu partiyi iktidar yapacağımız, başka parti icat edelim’ diye bir gayret var.”
“Neyin müşterek diye sorarlar adama”
Tuğrul Türkeş, Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanmasına yönelik bir soruya da şu yanıtı verdi:
“Ben, birilerinin nahak yere kayyum atayabilmiş olacağını düşünmüyorum ama kanunen atanmış bir kayyuma karşı da bir takım siyasi parti mensuplarıyla birlikte didişmeyi, tekme tokat itişip kakışmayı veyahut da ‘Bugüne kadar bir ilişkim yok ‘ denilen bu yapıyla, paralelle, şunla, bunla siyasi partilerin milletvekillerinin, yöneticilerinin de cansiparane olarak bunların yanında yer aldıklarına da hayret ediyorum. Başka bir televizyona ya da medya grubuna olduğunda aynı siyasi partinin yöneticileri gitmiyor. Mesela Hürriyet’e saldırı olduğunda aynı partinin il başkanı ve çok bilmiş milletvekili gidip oraya bir destekte bulunmuyor ama İpek Koza ile ilgili bir şey olduğunda bu şahısları başrolde, hatta sokakta itişerek görüyoruz. Neyin müşterek diye sorarlar adama, hele de seçim arifesinde.”