AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Atatürk Spor Salonu’ndaki Aydın 5. Olağan İl Kongresi’ndeki konuşmasına, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe ile vatan uğruna şehit olanları selamlayarak başladı.
Adnan Menderes’in, “tek parti zulmüne karşı ayağa kalkan şehit başbakan” olduğunu belirterek, rahmet dileyen Başbakan Davutoğlu, Aydın’ı “istiklalin meşale şehirlerinden biri” olarak tanımladı.
Ordular dağılmış, düşman Anadolu’nun içine doğru ilerlerken izzetli, Aydınlı efelerin, Türkmen yiğitlerin, zeybeklerin ayağa kalktığını ve ‘Bu topraklar ezeli ve ebedi olarak Türk yurdudur’ dediğini vurgulayan Davutoğlu, AK Parti’nin iki önemli felsefesi olan istiklal ve demokrasinin Aydın’da tecelli ettiğini söyledi.
AK Parti olarak siyasi yolda hep istiklal ve demokrasi bilinciyle hareket ettiklerini dile getiren Davutoğlu, “Kim ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, dünyanın her yerinde milletimizin izzetini ve onurunu, devletimizin itibarını korumaya al bayrağı dünyanın her yerinde onurla dalgalandırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Derlerdi ki ‘İşte görmek istediğimiz Türkiye bu”
Gençlerden kendilerini tarihi şahsiyetlerle özdeşleştirmelerini isteyen Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Bir an düşünün Demirci Mehmet Efe, bu Aydınlılarla birlikte oturuyor onların yiğitleri, efeleri, Türkiye Cumhuriyeti’ne bakıyorlar. Eğer Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, o yiğitler 2001 Türkiyesine bakmış olsalardı derlerdi ki ‘Ah bizim istiklalimiz için can verdiğimiz, kan döktüğümüz bu devlet bu hale düşecek miydi’ derlerdi. Çünkü 2002 Türkiyesi, bir IMF memuruna hesap vermek zorunda kalan Türkiye idi. Çünkü 2002 Türkiyesi, Türk lirasının 6 sıfırla, milli egemenliğin timsali olan Türk lirasının değerinin kalmadığı bir yıldı. Çünkü 2002 yılı ve o yıllara gelen geçmiş yıllarda Türkiye Cumhuriyeti devleti bu onurlu milletin aziz devleti, ulu devleti kendi tankını tamir etmek için, yenilemek için İsrail’e muhtaçtı. Herhalde gelir ve o Türkiye’ye bakmış olsalardı, o Türkiye’yi idare edenlere dönerler ve derlerdi ki ‘Biz bu vatanı hiç yoktan bu şekile düşsün diye kurtarmadık’. Ama yine şimdi Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, o yiğitler, o yörükler, o onuru için, namusu için her şeyi veren o aziz şehitler gelmiş olsalar şu anda aramıza herhalde derlerdi ki, ‘İşte görmek istediğimiz Türkiye bu. Hiç kimseye boyun eğmeyen Türkiye Cumhuriyeti devleti bu.”
“Kendi savaş uçağını yapan güçlü ve kudretli Türkiye”
Geçen hafta Savunma Sanayii İcra Komitesinin toplandığını hatırlatan Davutoğlu, “2002’de tanklarını bile tamir etmekten, yenilemekten aciz olan Türkiye’nin yerine Sayın Cumhurbaşkamızın başbakanlığı döneminde başlayan çalışmalar neticesinde aldığımız kararla kendi savaş uçağının ön tasarım aşamasına gelmiş ve inşallah 2023’te yüzde 100 kendi savaş uçağını yapan güçlü ve kudretli Türkiye Cumhuriyeti Devleti var” dedi.
Efelerin yola ellerinde atadan kalma tüfekleriyle yola çıktığını aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:
“90 yıl sonra 2002’ye geldiğimizde ise Türkiye’de bir AK Parti devrimi yaşandı. Aynen efelerin başını kaldırması gibi millet AK Parti ile buluştu başını kaldırdı, ayağa kalktı. Bir daha oturmamak üzere, bir daha durmamak üzere ayağa kalktı. İşte yeni Türkiye bu, hiç kimseye hesap vermek zorunda kalmayacak olan ama hesap sormak gerektiğinde herkesten hesap sorabilecek yeni Türkiye bu. Türk lirasının, paramızın değersiz hale geldiği 2002 ile bugünü karşılaştırın, bugün küresel krize rağmen dünyanın yükselen ekonomik gücüne gelmiş bir Türkiye Cumhuriyeti var. İşte istiklaliniz ancak ve ancak kendi silahınızı yaparsanız mümkün olur. İstiklaliniz ancak ve ancak paranız değerli olursa güçlü olur. İstiklaliniz ancak ve ancak vatandaşlarınızın dünyada her yerde başı dik olursa güçlü, sağlam olur.”
Berlin’de geçen hafta binlerce gurbetçiyle bir araya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, “Emin olun Aydın’da gördüğüm aşk, şevk, onur, kararlılık Berlin’de de vardı Brüksel’de de vardı” ifadesini kullandı.
Konya’daki seçim kampanyasında, Berlin ve Brüksel’de de vatandaşların ‘Eskiden, AK Parti öncesinde herhangi bir Avrupa şehrinde, herhangi bir meclise girdiğimizde başımız öne eğik girerdik’ dediğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Çünkü ülkemiz 5 sente muhtaç bir ülke gibi görülüyordu. Çünkü ülkemiz kendi imkanlarıyla ayakta duramayacak ülke gibiydi. Ama şimdi herhangi bir meclise girdiğimizde, bir toplantıya gittiğinizde, sokağa çıktığımızda insanlar sormasalar bile, ‘Ah bir sorsalar da biz Türküz diye haykırsak diyoruz’ dediler. İşte siyasetin itibar kazandığı, siyasetin anlam kazandığı yer budur. Bizim tek bir hedefimiz, tek bir gayemiz var, o efelerin, o yiğitlerin hiç yoktan özgürlüğe, istiklale kavuşturduğu bu ülkeyi ebediyete kadar onurlu ve izzetli kılmak. Tek gayemiz bu.”
“Gerçek milliyetçilik”
“Ege’ye, İç Anadolu’ya, Aydın’a gelip milliyetçilikten bahsedenler bilsinler ki gerçek milliyetçilik aziz al bayrağı dünyanın her yerinde dalgalandırmaktır” diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Biz iktidara geldiğimizde 163 temsilciliğimiz vardı dünyada, şimdi 228 temsilcilikle dünyada en fazla temsil edilen, dünyada en fazla şehirde kendi bayrağını dalgalandırabilen 6. büyük ülkeyiz. Milliyetçilik sözle olmaz, bu bayrağa itibar kazandırmakla olur. Bu bayrak artık dünyada, her yerde sadece bizim milletimizi temsil etmiyor, biraz önce gençlerimizin, o aziz kardeşlerimizin vurguladığı gibi, İslam dünyasında ve dünyanın her yerinde insanlık onurunu temsil ediyor. Biz nerede olursak olalım başımız diktir. Bayrağımızın arkasında duruşumuz sabittir. Bir an bile tereddüt etmeden bu onuru, izzeti korumak için her türlü fedakarlığı yaparız.”
“Emaneti namerde teslim etmeyiz”
Davutoğlu, Aydın’ın demokrasiye daha güçlü şekilde sahip çıkma vakti olduğunu söyledi.
Bu çete ve onunla işbirliği yapan muhalefet partilerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Başbakanlığı döneminde kumpaslarla “dönemin başbakanı” demeye kalkıştıklarına dikkat çeken Davutoğlu, “Sabık Başbakan’ dedikleri Adnan Menderes, milletimizin kalbinde ezeli ve ebedi demokrasi kahramanı başbakandı, hep öyle kalacak” değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, Menderes’e yapılan muamelenin aynısının yapılmak istenildiği Erdoğan’ın da milletin iradesiyle bugünün Cumhurbaşkanı olduğunu kaydetti.
“Biz hiçbir şekilde milletimizin bize verdiği emaneti, namerde teslim etmeyiz, başka hiçbir merciye hesap vermeyiz” diyen Davutoğlu, sadece millete hesap verdiklerini, milletin huzuruna gittiklerini, ondan izin alıp, onunla yola çıktıklarının altını çizdi.
“Çatı aday’ diyerek birleşip, karşımıza çıkanlara karşı”
Davutoğlu, son 12 yılda Aydın’a 10 milyar lira yatırım yapıldığını hatırlatarak, dış ticaretin 200 milyonlardan 1 milyara çıktığı bilgisini verdi.
Aydın’ı Türkiye’nin yükselen şehirlerinden birisi yapmakta kararlı olduklarını vurgulayan Davutoğlu, “Çine Adnan Menderes barajını yapmak da AK Parti iktidarlarına nasip oldu” dedi.
Davutoğlu, Aydın’ın tarım, turizm, sağlık ve ilimde de öncü olmasını istediklerini ifade etti.
Aydınlılara “Ülkemizin istiklaline sahip çıkmak için kendi tankını, uçağını, savaş gemisini yapan yükselen güç Türkiye Cumhuriyeti devleti için inşallah Haziran 2015’te en güçlü şekilde AK Parti’yi desteklemeye hazır mısınız?” diyerek seslenen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AK Parti teşkilatlarına sesleniyorum; her bir neferinizle, ferdinizle Aydın’da yüzde 50’yi aşmaya hazır mıyız? Milli iradeyi egemen kılmaya hazır mıyız? Bütün bu çetelere ‘çatı aday’ diyerek birleşip, karşımıza çıkanlara karşı kim gelirse gelsin ‘Aydın’da birinci parti AK Parti’ demeye hazır mıyız? Aydın’a yakışan Türkiye’de demokrasinin, istiklalin bayrağını taşıyan AK Parti’nin oy oranını Türkiye ortalamasının üzerine çıkarmaktır.”
Davutoğlu, Aydınlı gençlere de seslenerek, “Aydın’ın her bir sokağına, köyüne, kasabasına, ilçesine gidecek misiniz, Aydınlılara ‘istiklal ve demokrasiye sahip çıkın’ diyecek misiniz?” diye konuştu.
Aydın’ın demokrasiyi taçlandıran bir geleceğe yürüyeceğine işaret eden Başbakan Davutoğlu, “Allah bizi Adnan Menderses’in yolundan ayırmasın, hepimize şehit Başbakanımızın emanetine sahip çıkmayı Allah nasip eylesin” ifadesini kullandı.
“Bütün kirli çamaşırlar ortaya çıktı”
Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Paris’te dünya liderleriyle birlikte terör saldırısına karşı yürürken yine aynı temel ilkeden hareket ederek ama aynı şekilde Türkiye’de de vurguladığımız gibi bir takım fitne ve provokatör ajanlarının ortaya çıkarmaya çalıştığı fitneleri engellemek üzere söylediğimiz gibi dünyanın hiçbir yerinde Hazreti Peygamber’e hakaret edene karşı da sessiz kalmayız, atıl durmayız. Hazreti Peygamber’in onuru bütün bir insanlığın onurudur. O alemlere rahmet olan yüce peygamber için her şeyimizi feda ederiz. Ona yapılacak hakarete hiçbir şekilde taviz vermeyiz de sessiz de kalmayız ama maalesef Türkiye’nin ve o efelerin istiklal aşkıyla yola çıkan o efelerin manevi geçmişine de ihanet edercesine bu karikatürleri basmaya kalkışanlar oldu. Buna kim sahip çıktı? CHP sahip çıktı. ‘Geçmiş olsun’ dediler. Bizim prensibimiz açıktır. Her yerde şiddete karşı çıkarız, teröre karşı çıkarız ama hiçbir yerde de hakarete göz yummayız. Hazreti Peygamber’in ve onun ashabının, bütün büyüklerimizin onurunu, izzetini korumak için sesimizi her yerde yükselttik, yükseltiriz Allah’ın izniyle.”
Kongreye katılan gençlerin, “Vur vur inlesin CHP dinlesin” tezahüratı üzerine Davutoğlu, “Vurmaya gerek yok. Neden? Çünkü zaten birbirlerine yeteri kadar vuruyorlar” karşılığını verdi.
İki ayda birçok reform paketi açıkladıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kendisinin yurtdışı seyahatleri gerçekleştirdiğini ve Türkiye’de birçok dünya lideri ağırladıklarını ifade eden Davutoğlu, CHP’nin ise iki ay “Şişli’de acaba tekrar düzeni nasıl sağlarız” diye uğraştığını kaydetti.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Şişli’de birbirine vuran vurana, mahkemeye giden gidene, şantaj yapan yapana. Bütün kirli çamaşırlar ortaya çıktı. Bir tek Şişli’de. Bakın neler yapmışlar, demokrasi ilkesi bakımından. Seçimden önce adaydan kağıt almışlar, ‘Seçimi kazansan bile istifa edeceksin’ diye. Bu nasıl seçim, bu nasıl demokrasi anlayışı? Aday istifa etmeyince seçimi kazandıktan sonra sayın İnönü istifa etmeyince bu sefer tehdit etmişler. O da onları tehdit etmiş. Sanki uluslararası bir mesele gibi Kılıçdaroğlu arabulucu tayin etmiş. Bir milletvekilini göndermiş aralarını bulsun diye. O da bulamamış. Gören de dünyanın en büyük krizi var. Bir Şişli’yi bile idare edemeyenler Türkiye’yi nasıl idare edecekler. Bir Şişli’de bile düzeni kuramayanlar Türkiye’de neyin sözünü verebilecekler. Bırakın onlar Şişli’yle uğraşsınlar, onlar birbirlerini vurmaya devam etsinler. Biz yolumuza devam edeceğiz. Kınayanın kınamasından çekinmeden, tehdit edenin tehdit etmesinden korkmadan, yılmadan yolumuza devam edeceğiz.”
Aydın’ın kendilerine “demokrasi” dersini öğrettiğini dile getiren Davutoğlu, Başbakanlık görevini aldığında Adnan Menderes’in kabrine gittiğini ve orada manen söz verdiğini anlattı.
“Dedim ki ahirette mekanın cennet olsun, sen şehitsin. Eğer senin emanetini, yani milli iradeyi korumak gerekirse senin gibi dar ağacına yürümek konusunda bir saniye dahi tereddüt etmeyeceğiz” diyen Davutoğlu, Aydınlı gençlere de seslenerek, “Her biriniz Adnan Menderes’siniz. Her biriniz demokrasiye sahip çıkacaksınız. Her bir Aydınlı Menderes’tir” diye konuştu.
Başbakanlığı hizmet ehli olarak gördüklerini, makamlara, mevkilere değer katan tek şeyin millete hizmet olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Adnan Menderes rahmetlinin diyarından sesleniyorum. Adnan Menderes’in şehadetinden sonra aynen o zaman onurlu şerefli Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde bazı gruplar hiyerarşi tanımadan, ordu geleneğine saygı göstermeden paralel bazı cuntalar, yapılar oluşturmuşlarsa ve Adnan Menderes’i şehadete götürmüşlerse daha sonra bu 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta tekrar etmişse işte şimdi de benzer bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığımızda demokrasiyi korumak konusunda hiç tereddüt etmedik.
Türkiye’de Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde 12 yılda darbe ve milli iradeye dışardan müdahale oyunları bütünüyle bozuldu, elhamdülillah. Şimdi artık Türkiye’de kimse ‘darbe’yi bir siyasi sözcük olarak kullanmıyor ama geçmişte onurlu, şerefli silahlı kuvvetlerimiz içinde böyle paralel yapılar oluşması gibi cunta şeklinde bu sefer de 17-25 Aralık olaylarında, 19 Ocak tır baskınında bir başka paralel çete, Türk demokrasisine darbe vurmaya kalktı. Milletten destek almadan, milleti arkasına almadan, millete hesap vermeden bu ülkeye hükmetmeye kalktı ama şaşırdıkları, beklemedikleri, hesap etmedikleri şey şuydu ki bu sefer karşılarında kaya gibi duran AK Parti kadroları var.
Bakınız bu paralel çete, onun arkasındaki işbirlikçileri, Türkiye’deki yandaşları ki yandaşlarını biliyorsunuz muhalefet partileri birer birer dökülüyor. CHP’nin bir milletvekili genel başkan Kılıçdaroğlu’na 12 soru sordu, paralel çeteyle ilişkiler konusunda. Çarpıcıdır bir Aydın milletvekili de CHP’li, ‘Eskiden kurtulma şansımız vardı ordu müdahale ederdi şimdi o şans da kalmadı’ deme zilletini gösterdi. Hep medet umdukları yer ya darbeler ya paralel çeteler. Onlar demokrasi dışından medet umuyorlar. Sonra da yüzsüzce gelip Adnan Menderes’in memleketi Aydın’dan oy istiyorlar. Biz ise ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın sadece ve sadece milli iradeye sahip çıktık. Sahip çıkmaya devam edeceğiz. Adnan Menderes’in bizlere emanetlerisiniz. Nasıl demokrasi bize şehit başbakanımız Adnan Menderes’in emanetiyse, Aydın da bize Adnan Menderes’in emanetidir sahip çıkacağız çıkmaya devam edeceğiz.”