Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ürdün ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanında basın toplantısı düzenledi.
“Diplomatik temsilciler yargı süreçlerine dikkat ve riayet göstermek zorundalar”
Can Dündar ve Erdem Gül’ün davasına konsolosların katılması konusunda tutumlarının açık olduğunu belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kimseden sakladığımız bir husus yok fakat dikkat edilmesi gereken husus şu, bütün diplomatik temsilciler bu yargı süreçlerine dikkat ve riayet göstermek, titizlik göstermek zorundalar. Neredeyse bir siyasi tavır niteliği taşıyacak şekilde, toplu olarak mahkeme salonlarına gitmek, orada bazı tavırlar sergilemek, bu şeffaflığı istismar eden hususlardır. Türkiye’de yargı bağımsızlığı esastır. Yargı üzerinde baskı oluşturacak şekilde, sanki uluslararası baskı unsuru olacak şekilde bir tavır sergilemek diplomatik nezaket ve profesyonel uygulamalar bağlamında doğru ve tutarlı değildir.”
“Üsteğmenimizin şehadetine sebebiyet veren bütün mevkiler tahrip edildi”
Irak’ın kuzeyinde bir askerin şehit edilmesi haberi ulaştığında Genelkurmay Başkanı Akar’la birkaç kez konuştuklarını söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önce durum tespiti yapıldı, tarafıma bilgi aktarıldı, arkasından da yine angajman kurallarımız gereği ve Genelkurmay Başkanımızla yaptığımız değerlendirmeler sonucunda Hava Kuvvetlerimizin doğrudan müdahalesiyle üsteğmenimizin şehadetine sebebiyet veren bütün mevkiler tahrip edildi. Koalisyon uçaklarının da katıldığı bir başka hava harekatı daha yapıldı. Bu konudaki kararlılığımız ve Türkiye’nin yurtdışındaki askeri mevcudiyetine dönük olabilecek her türlü saldırı karşısındaki güçlü irademiz ve gücümüz ortaya konmuş oldu.”
“Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları söz konusu olduğunda gerekli adımları atarız”
Başbakan Davutoğlu, “Musul-Halep hattının kuzeyindeki bütün bölgeler Türkiye için bir güvenlik kuşağı oluşturmaktadır. Güvenlik riski de güvenlik kuşağı da oluşturmaktadır. Yani Irak’ta Musul, Suriye’de Halep, kuzeyindeki her türlü boşluk ya DAEŞ terör örgütü ya da PKK terör örgütü tarafından dolduruluyor. Oralarda bu boşluğun oluşmaması için kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin oradaki mevcudiyeti hem bu kardeş ülkelerin halklarına verilen bir destek, Irak’ta Irak Hükümeti’ne de verilen bir destektir hem de Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamaya dönüktür. Bu hat üzerinde Türkiye’yi tehdit eden ne kadar unsur varsa, o unsurlar orada mevcut kaldıkça Türkiye de oradaki askeri mevcudiyetini sürdürecek ve sınırlarımıza yönelik muhtemel tehditleri çok daha güneyde karşılayabilecek kapasitemizi muhafaza edeceğiz. Bu saldırı, bu konudaki kararlılığımızı herhangi bir şekilde değiştirmez, Irak halkına destek ve Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları söz konusu olduğunda gerekli adımları atarız” dedi.