Başbakan Ahmet Davutoğlu, KKTC ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı’nda basın açıklaması yaptı.
Davutoğlu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesine ilişkin, “Bu olayla ilgili spekülasyon yapanlara bir çağrıda bulunmak istiyorum; eğer gerçekten bu olayın aydınlatılması isteniyorsa niçin olay yerine giden başsavcımız, olay inceleme ekibine, hatta onlara eşlik eden baro temsilcilerine yönelik saldırılar yapılıyor? Eğer birileri bu olayın üstünün örtülmesini istiyorsa, o birileri, o saldırıları gerçekleştirenlerin arkasındaki odaklardır” dedi.
“Eğer Sayın Demirtaş’ın herhangi bir şekilde söyleyecek bir sözü varsa, olay yerine inceleme için giden ekiplere ve baro temsilcilerine ateş açan o hainlere, o teröristlere, o alçaklara dönüp konuşmalı” diyen Davutoğlu, “Kendisine hiçbir şey yapmayacak olan hukuk devleti kuralları içerisinde devlet temsilcilerine konuşmak yerine, dönüp oradaki teröristlere hitap etsin. Teröristleri arkasına alarak, teröristlerin yanında durarak ulaşacağı tek yer Tahir Elçi’nin katline sebebiyet verenlerle işbirliği yapma konumudur” şeklinde konuştu.
“Türkiye’den kimse taviz vermesini bekleyemez”
Başbakan Davutoğlu, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili de “Karşılıklı suçlamalarla, Türkiye’ye dönük asılsız ithamlarla, ‘Türkiye DEAŞ’tan petrol alıyormuş, arkasında şu varmış’, bu tür ithamlarla Türk hava sahası ihlalini örtmek mümkün değil. Suriye krizi bir Türk-Rus krizi değildir. Hatta Suriye krizi bir Rus-NATO krizi de değildir. Ama bu tutumun sürdürülmesi sebebiyle şu anda maalesef Türkiye ile Rusya arasında bir krize dönüşmüş bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Türkiye-Rusya ilişkilerinin her iki tarafın kazandığı ilişkiler olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Her iki tarafın kaybedeceği bir ilişkiler manzumesinin önü açılmamalıdır ama Türkiye’den de kimse hava sahası, kara ve deniz sınırları konusunda taviz vermesini veya geri adım atmasını bekleyemez. Silahlı Kuvvetlerimize verilen angajman kuralları dün neyse bugün de odur, yarın da o olacaktır. Türk hava sahasının, kara ve deniz sınırlarının korunması en asli görevdir, bunun gereği de yapılacaktır”