Yargıdaki kürsü geleneği bozuldu, ilk defa Danıştay’daki tören basına kapatıldı. Geçen yıl dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasındaki kavganın ardından bu yılki 147. Kuruluş Yıldönümü Tören programından Feyzioğlu’nun konuşması çıkarıldı. Feyzioğlu’nu konuşturmayan Danıştay Başkanlığı, töreni medyaya da kapattı. Sabah Danıştay’a giden gazeteciler içeri alınmazken, sadece TRT ve Anadolu Ajansı muhabirleri girebildi.
Sadece Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün konuştuğu törene posta yoluyla davet alan ancak söz hakkı tanınmadığı için gitmeyen Feyzioğlu, “Danıştay kürsüsünde biz saldırıya uğradıktan sonra Danıştay Başkanı, Danıştay’ın kürsüsünden konuşan kişiye yani ‘edepsiz, terbiyesiz’ diyen Başbakan’a bir cümle eleştiri getireceğine bize demediğini bırakmadı. Danıştay Başkanı bu tavrıyla da ne kadar iktidara uyumlu bir başkan olduğunu gösterdi” dedi.
Danıştay Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Faruk Ateş ise, ”Bu yıl töreni kendi içimizde yapmaya karar verdik. İçeriye basın alınmayacak. Lütfen zorluk çıkarmayın” diye konuştu.
Hükümet, 1 Eylül’de Yargıtay’da yapılan yine TBB Başkanı’nın da Yargıtay Başkanı’ndan sonra konuştuğu töreni yasa ile kaldırmıştı.
DANIŞTAY TÖRENİNE SİYASİLER KATILMADI
Geçen yılın aksiyen siyasi tartışmalardan uzak geçen Danıştay’ın kuruluş yıldönümü törenine bu kez yasama ve yürütme organlarından katılım olmadı.
Danıştay’ın kendi içinde planladığı törene Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Hakim Tümgeneral Abdullah Arslan, Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Burhan Üstün, HSYK Başkanvekili Metin Yandırmaz, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç ile yargı organlarının diğer temsilcileri katıldı.
YENİ ANAYASA YORUMU
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, konuşmasında şunları ifade etti: “Yeni anayasa çalışmalarında, Danıştay ve idari yargının varoluş nedenlerinin güçlü bir şekilde devam ettiği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Tarafsızlığını koruyamayan yargının, toplumun öfke ve tepkisini çekeceği unutulmamalıdır. Günümüz demokrasi anlayışında kuvvetler ayrılığı ilkesi, kuvvetlerin birbirinden mutlak şekilde ayrı kalmaları anlamına gelmemektedir. Anayasa’mızda da kuvvetler arasında işbirliği ve dengeyi öngören anlayış benimsenmektedir. Güçlü devlet, hukuka bağlı devlettir. Hukukun egemen olmadığı yerde birtakım hukuk dışı güçler egemenlik kurabilir. Böyle bir durumda ise ulusal bütünlük zaafa düşer. Hiçbir yargı mensubunun yetki sınırları dışına çıkarak karar vermesi kabul edilemez.”