Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleymaniye Darüzziyafe 2. Yeditepe Bienali’nde açıklamalarda bulundu…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Yeditepe Bienali sadece etkinlik mekanlarıyla bile şehrimizin zenginliklerini göstermeye yeterlidir. Burada farklı meşreplere mensup sanatçıların eserlerinin bir arada sunulması her türlü ayrımcılığı reddeden bir medeniyet iklimine sahip olduğumuzu işaret ediyor.
Nesilden nesile aktardığımız, yaşattığımız ve kendi ruh dünyamızın renklerine boyadığımız sanatların bu tür etkinliklerle daha çok gündeme geleceğine inanıyorum. Her türlü çabayı takdirle karşılıyor ve destekliyoruz.
Kendi coğrafyamızda, kendi kalbimizde, kendi zihnimizde kaybettiğimiz değerleri Nasreddin Hoca hikayesinde olduğu gibi başka yerlerde ararsak vaktimizi heba etmiş oluruz. İyi olan, güzel olan, faydalı olan, değerli olan her şeyi nerede bulursak bulalım almak, kullanmak, geliştirmek, daha iyisini yapmak bize kalan en önemli miraslardan birisidir.
Biz her alanda olduğu gibi sanat konusunda da yaşatıcı, kuşatıcı, geliştirici vasıflarıyla tarihe damgasını vurmuş bir milletiz. Bunun en güzel örneklerini bu bienalde görebiliriz. Oradaki güzelliği, estetiği başka hiçbir yerde bulamadığımız fark edeceğiz.
Yeditepe Bienali başta olmak üzere Türk ve İslam sanatı etkinliklerini takdire şayan girişimler olarak değerlendiriyorum. Ülkemizde icra eden faaliyetlerinin çoğunun böyle anlam taşımaması bizi asli sorumluluklarımızdan alıkoyamaz. Aradaki farkı kapatmakla mükellefiz.
Kültür sanat birikimimizi yeni nesiller başta olmak üzere milletimizin tüm fertlerine ulaştırana kadar sürdürmeliyiz.
Batıda “art” kelimesiyle karşılanan sanat kavramı, Latince “düzenlemek” kökünden gelirken, Arapça’da “yapmak, etmek” kökünden gelmektedir. Anlam olarak düzenlemek var olan bir şeyi yeniden oluşturmayı ifade ederken, yapmak daha kapsayıcı ve ulvi bir eyleme atıfta bulunmaktadır.
Bize göre insan Rabbinin eseridir. Sanat, Allah’ı aramakmış der üstat. Fiziki olarak ne kadar uzak olursa olsun bu coğrafyaların hepsinde varlık ve hayat kavrayışının yansıyışları, bir tutarlılıkla karşımıza çıkmaktadır.
Sapkınlığı, marjinalliği sanat adı altında normalleştirme gayesi taşıyan sinsi saldırıya karşı imanlarımızı devreye almalıyız.
Buraya bir yabancı gelip “İslam nedir” diye sorduğumuzda somut örnek Süleymaniye Camii olacaktır. Aynı şekilde sizin sanatınızın özgün eserleri nedir diye sorduğumuzda Yeditepe Bienali’nde sergilenen eserler olacaktır.
Bizim medeniyetimizdeki iyilik ve güzellik anlayışının kaynağı hiç şüphesiz Kur’an-ı Kerim ve Peygamber efendimizdir. Güneşin tüm evreni ışıttığı ve ısıttığı gibi bu temel kaynaklar da bize sanatımızda yol göstermektedir. Bu kaynaklara ne kadar yaklaşırsak sanat eyleminde de başarılı oluruz. Bilginin ve sezginin sınırlarını doğru tayin ettiğimizde sanatımızın önündeki ufkun sonsuzunu daha iyi kavrayabiliriz.
Batının adına yaratıcılık dediği ama aslında mevcudu düzenlemekten ibaret olan sanat anlayışı ile insanın yapabileceklerinin sınırını beşeri sınırın ötesine taşıyabilecek sanat anlayışını işin erbabına bırakıyoruz. Biz bunları daha ileri taşımak için üzerimize düşenleri samimiyetle yerine getirmeyi sürdüreceğiz.”