Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşuyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“Sözlerimin başında, yol arkadaşımız, dava arkadaşımız Markar Esayan’a rahmet diliyorum. Bizlerle birlikte bu ülkede gerçekten bir demokrasi mücadelesinde çok aydınlık geleceğe imzalar atan bu kardeşimiz de iki dönem milletvekili ve MKYK üyesi olarak çalıştı. Son dönemde çok çile çekti. Kendilerine özellikle birlikte arkadaşlarımızla ebedi aleme uğurlarken dünyaya da bir mesaj verdik. O mesaj da bizim birlikteliğimizin kadim medeniyetimizin gereği neyse oraya dayalı olduğu anlayışıydı.
Bu arada sözlerimin hemen başında, Hatay’a ve İskenderun’a geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum. Ülkemize giren iki teröristin kısa sürede tespiti ve etkisiz hale getirilmesiyle büyük bir felaketin önüne geçilmiştir. Kahraman güvenlik güçlerimizin alınlarından öpüyorum. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ile İdlib’deki ısrarlı duruşumuzun somut güvenliğe dayandığını kimse inkar edemez. Suriye sınırımız boyunca ülkemize yönelik tehditlerin artarak sürdüğünü görüyoruz. Buralardaki tüm teröristler hattın dışına çıkarılmazsa, harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu tekrarlıyorum. Suriye’den ülkemize gelen DEAŞ mensuplarının eylem arayışında olduğunu biliyoruz. Suriye’deki varlıklarını DEAŞ’la mücadeleye bağlayanların bahanesi de boştur.
Suriye halkı bölge dışından gelen güçler ile onların güdümündeki terör örgütlerinin savaşını kanıyla canıyla ödüyor. Biz buna seyirci kalamayız. Sınırlarımızın yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını biz de hissediyoruz. Hatay’daki olan bunun son örneğidir. Suriye’ye çöreklenen güçler bu orta oyununu kenara bırakmalıdır. Türkiye’nin gücü Suriye’yi tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir. Biliyoruz ki Suriye üzerinde yapılan hesapların ülke halkının yaşadığı zulümü bitirmekle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Milletimizin Cumhuriyet Bayramını şimdiden tebrik ediyorum. Saldırıya uğrayan devletimize Anadolu bile çok görülmüştü. Bugünkü topraklarımızı paylaşmayı, milletimizi esir hale getirmeye çalışanların planlarını İstiklal Harbi’yle bozmuştuk. Misak-ı Milli’nin gerisindeki bugünkü sınırlarda yeni bir gelecek kurduk. Türkiye’yi kendilerine bağlımlı tutmak isteyenler sürekli işbaşıdanydı. Yeri geldi darbe yaptılar, yeri geldi vesayet düzeni kurdular, yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldırdılar. Ama milletimiz iradesine sahip çıktı.
İstiklal Harbini yöneten Meclisimiz dimdik ayağa kalkmayı başardı. En son 15 Temmuz’da bombalanmasına rağmen darbecilere cesaretle direnen Meclisimiz ikinci kez gazilik unvanı ile şereflendi. Cumhuriyetimize sahip çıkacağız. Cumhuriyetimize var gücümüzle sahip çıkarak, kendimize güçlü bir gelecek inşa edeceğiz. Nasıl İstiklal Harbi’nde Gazi Mustafa Kemal Paşa ‘İlk hedefiniz Akdeniz’ dediyse bizim de ilk durağımız 2023 hedefleridir. Ülkemizin son 7 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırı dalgası kimi alanlarda ilerlememizi yavaşlatsa da hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız.
Bu gece Müslümanlar için özel bir gecedir. Mevlid Kandili değil, Leyl-i Mevlid. Rabbime bizleri, adı güzel kendi güzel Muhammed’in dünyaya vasıl oluşunun bir sene-i devriyesine kavuşturduğu için dua ediyoruz. Bu gece hürmetine Rabbimin yaptığımız duaların, namazların kabul buyurmasını temenni ediyorum.
İslam ve Müslüman düşmanlığının Peygamber efendimize saygısızlığın Avrupa’da kanser gibi yayıldığı bir dönemde geçiyoruz. Fransa’da ahlak yoksunu bir derginin, şahsımı hedef aldığını duydum. Bu tür ahlaksız yayınlara itibar etmeyi zul kabul ettiğim için bakmadım. Ben neyim ki, benim Peygamberime laf edenlerle ilgili benim herhangi bir şey söylememe gerek yok zaten.
Ülkemizde bunların uzantıları olduğu da biliyoruz. Bu parlamentonun çatısı altında olanları da biliyoruz. Bu tür saldırının içerisinde olanları da biliyoruz. Böyle bir zamanda yek vücut olmak gerekirken, bunlar buralardan oy devşirebileceklerini zannediyorlar. Bu pazarda sizlere yer yok. Sağduyulu Avrupalıları aydınlık bir gelecek için bu tehlikeli gelecek için inisiyatif geliştirmeye davet ediyoruz. Bu kirli ellerini mukaddes değerlerimizden çekmelerini istiyoruz. Peygamberimiz 1442 yıl öne Medine halkının verdiği cevapla tekrarlayım: ‘Ay doğdu üzerimize veda tepesinden, şükür gerekti bizlere Allah’a davetinden, ey bize gönderilen elçi, yüce bir davetle geldin, geldin Medine’ye şeref verdin, merhaba ey sevgili.’ Mekke’ye, Medine’ye, Asya’ya, Afrika’ya, Avrupa’ya ve tüm zamanlara şeref veren tüm saldırılara karşı durmak bizim şeref meselemizdir. Biz son nefesimizi verdiğimzi gün değil, bu saldırılar karşısında tepkisiz kaldığımız gün öldük demektir. Ezanı ve bayrağı için canını veren bir milletiz. Biz bunların karşısında mı onurumuzdan vazgeçeceğiz, yönümüzü değiştireceğiz. Birileri böyle yapabilir ama Türk milleti inancı ve değerlerine yöenlik böyle cibiliyetsiz bir tavır asla takınamaz. Biz kendi dinimizle birlikte diğer dinlerin kutsallarına da saygı duyan bir milletiz. Cami, kilise, sinagog yan yana hizmet vermiştir.
Şimdi buradan Batı’ya sesleniyorum; ya siz değil misiniz Ruanda’da yüzbinlerce insanı katleden? Siz değil misiniz milyonlarca Cezayirliyi katleden, Afrika’nın her ülkesine sadece elmas, fosfat, altın var diye giren. Siz katilsiniz katil! Bugün hala aynı şeylerin arayışı içindesiniz. Ama kusura bakmayın, Lübnan’a gidiyorsun ne işin var senin orada? Ne oldu aradığını buldun mu, bulamadın. Kovdular seni. Tanındıkça her yerden kovulacak. Bunlar Haçlı seferini yeniden başlatmak istiyorlar. 1000 yıl birlikte yaşadığımız insanlara düşman kesilmemiz için hiçbir sebep yoktur. Biz maruz kaldığımız saldırılara karşı kendimizi savunuyoruz.
Almanya’da camiye polislerin girmesini Şansölye Merkel bana izah edemez. Görüşmek, konuşmak yol değil. Soydaşlarımıza gerekli değeri vermiyorsanız, kusura bakmayın… O insanların ciddi bir kısmı senin vatandaşın. Onların inancına, eğitimine, özgürlüğüne değer vermen lazım. İstiklalimize ve istikbalimize, değerlerimize saygı duyulması şartıyla kimseye husumet beslemeyiz.
İşte Azerbaycan, işte Ermenistan. 30 yıl geçti. Ermenistan Azeri Türklerimizin topraklarını işgal etti. Oradan Azeri kardeşlerimizin kovulmasının üzerinden 30 yıl geçti. Minsk 3’lüsü bu işi çözmedi. İpe un serdiler. Her toplantı, konuştular, dağıldılar şeklinde geçti. Azerbaycan da Azeri Türkü kardeşlerimin hakkını korumak durumunda. Ermeniler saldırdı, Azeriler kendilerini koruyor. Süreç devam ediyor.
En son Sayın Putin ile görüştük. Artık bu işe gelin bir son verelim. İstersen bu işi birlikte çözeriz. Siz Paşinyan’la bu görüşmeleri yapın, ben İlham kardeşimle yapayım. Bu işi tatlı bir yere bağlayalım. Heyetler görüşsün. Ama bir şeye karar verelim, bu işi çözecek miyiz, çözmeyecek miyiz? Biz samimiyiz. Bu adımı atalım. Güzel bir görüşme oldu. Temennim odur ki bunu neticlendiririz. Kırmızı çizgilerimizi de söyledik. Bunlar aşıldığında babamızın oğlu olsa gözümüz görmez. ‘Siz Suriye’den Azerbaycan’a yabancı güçler gönderiyorsunuz’ diyorlar. Ben de Sayın Başkan’a ‘2000 civarında PKK/YPG’lileri Ermenistan 600 dolar maaşla orada savaşıyorlar’ dedim. ‘Benim haberim yok’ dedi. Bunun üzerinde durmanız lazım. Buna göre adımlar atmak lazım. Sayın Putin’in PKK/YPG’ye yüz vereceğine ihtimal vermiyorum ama Paşinyan’a söylemesi lazım, gereği yapılır.
Hollanda’da bir müsvette var ya, adı da özgürlük. Müslüman’dan terörist olmaz. Teröristten de Müslüman olmaz. Teröristi Müslüman da olsa, Hrıstiyan da olsa, Budist de olsa amaçları ve eylemleriyle tanımlamak gerekir. Teröristi böyle görmeyen herkes Fransa’nın düştüğü duruma düşer.
Türkiye, dünyadaki siyasi ve ekonomik güç dengelerinin yeniden şekillendiği dönemde mücadelesini sürdürmektedir. Dün, Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma. Sana siyasetçi demek için sokaktan binlerce şahit getirmek lazım. Sende o yürek varsa benle konuşursun, arkadaşlarımla konuş. Biliyorsun ki onlar seni paçavraya çevirirler. Yakılacak çantalar arıyorsan sizde çok, beyaz Türkler çok… Zeka yoksunu bir adamsın. Airbus’ları satmamızı istiyorsun, onunla bunun ne alakası var. Biri stratejik bir ürün ve sadece Fransız malı değil ortaklık malı zavallı. Bundan bile haberin yok, bu kadar zavallısın. CHP’ye gönül veren kardeşlerime, bu adamı iyi tanıyın diyorum. Ülke için bu bir sıkıntı.
Son iki asırdır, dünyayı demokrasi, çoğulculuk gibi kavramlar üzerinden yönetenlerin yüzleri ortaya çıkmaya başldı. Bu cilalı maskenin ardındaki ırkçı, kibirli zihniyet Avrupa demokrasisini kanser gibi sarıyor. İlkeler bizzat bunları vaaz edenler tarafından çiğnenmektedir. İslam ve Türk düşmanlığı gizlenmeye gerek duymayan bir kompleks olarak sergileniyor. Sahte özgürlük ve refah düzenlerinin tehdit altına girdiği görenlerin sayısı artıyor. Kafkasya’dan Kzuey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada mücadele yürütüyoruz. Azeri Türk kardeşlerim kaybettikleri toprakların ciddi kısmını geri aldılar. Kısa zamanda tamamını geri alacaklar.