Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, çocuklarda görülen uyku problemleri ve çözüm yolları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Uyku, zihinsel ve fiziksel sağlımızın her gün yenilenmesi için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan bir süreçtir. En temel ihtiyaçlarımızdan biri olan uyku, beyindeki öğrenme aktivitelerinin gelişimi için son derece önemlidir. Hayatımızın sağlıklı devam etmesi için her dönem ihtiyaç duyduğumuz uyku, özellikle bebeklik ve çocukluk dönemi söz konusu olunca daha fazla önem kazanır. Yeni doğan bebekler, günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirirler.
Bebeklerde gece uykusu kavramı tam olarak oluşmamıştır. Bebeklerde gece uykusu kavramının oluşmamasının nedeni, hem gündüz hem gece uyumalarıdır. Bebeklerde gece uykusu, 1 yaş civarında normal seyrine döner. Bebekler gündüz uykusu ihtiyacı ise 3 yaşından sonra ortadan kalkar. Yeni doğan bebeklerde uyku ihtiyacı, ilerleyen yaşlarla birlikte azalma gösterir.
Uyku Problemi Birçok Sorunun Habercisi Olabilir
Bebeklerde genellikle, uykuya geçişle ilgili oluşan sorunlar, gece sık uyanma ve uykuya dalma gibi uyku problemleri ile karşılaşmaktayız. Bebeklikten çocukluğa geçiş dönemlerinde ise daha çok kabuslar, gece terörü ve uyurgezerlik gibi uyku sorunları yaşanır.
Kabuslar, her yaş aralığında görülebilir. 3 ve 5 yaşlarında daha sık olarak yaşanır. Kabus gören çocuklar, korku içerikli rüyaları görürler ve uykularından uyanırlar.
1,5 – 10 yaş arasında sıklıkla görülen, uyku terörü ise çocuklar uyuduktan yaklaşık 2-3 saat sonra meydana gelir. Okul öncesi çocuklarda görülme sıklığı % 40’tır. Uyku teröründe korku içerisinde uyanan çocuğun gözleri açık olabilir ancak bakışları boş ve donuktur. Uyku terörü aileleri çok fazla kaygılandırabilir. Aileler bu durum karşısında temkinli olmalıdır. Uyku terörü tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur.
Uyurgezerlik problemi yaşayan çocuklar ise uykularında gezerler ya da bulundukları ortamdaki diğer odaları karıştırabilirler. Çocuğunuz uyurgezerlik sorunu yaşıyorsa ev içi güvenlik önlemlerini çok iyi almalısınız. Uyurgezer çocuklar, kapıyı açıp dışarıya çıkabilir ya da pencereyi açıp elim olayların yaşanmasına sebebiyet verebilirler. Tüm bu sorunların önüne geçmek için ev içi güvenlik önlemlerinin alınması çok önemlidir.
Gündüz uyku atakları ile kendini gösteren bir diğer uyku sorunu ise narkolepsidir. Narkolepsi, çocuk ve ergenlerde genellikle aşırı, kontrol edilemeyen gündüz uykululuğu ile belirti verir.
Narkolepsi sorunu yaşayan çocuklar, beklenmedik zamanlarda, yemek yerken ya da konuşurken uykuya dalabilirler. Narkolepsiye bazen Katapleksi denilen özel bir durum eşlik edebilir. Katapleksi’de kişi güçlü bir duygu yaşadığında, heyecanlandığında veya aşırı gülündüğünde aniden vücut kası gevşer ve düşme yaşanır.
Tüm bu uyku bozukluklarının sonucunda yeterli oranda uyku ihtiyacını karşılayamayan bebek ve çocuklar, öğrenme ve dikkat süreçlerinde sorunlar yaşarlar, nadiren geçici hafıza kayıpları görülebilir. Özellikle uyku problemi yaşayan çocuklar, okulda ve sosyal hayatlarında birçok olumsuzluklarla karşılaşırlar. Uyku problemi yaşan çocukların yaşam kaliteleri düşmekte ve aktüel hayata adapte olmalarında zorluklar yaşadıklarını gözlemlemekteyiz.
Otizmli Çocuklarda Görülen Uyku Bozuklukları
Uyku problemi, birçok bireyde görülse de otizm tanısını almış bireylerde daha farklı belirtiler verebilir. Otizmli çocuklar, geceleri öfke nöbeti geçirebilirler. Bu gibi durumlarda çocukların öfke nöbeti öncesi ve sonrasındaki davranışları çok iyi gözlemlenmelidir.
Otizmli çocukların duyuları, diğer bireylere göre daha hassastır. Öfke nöbeti geçiren otizmli çocuklar, ses, koku, ışık vb. dış etkenlere karşı aşırı tepki gösterebilirler.
Geceleri öfke nöbeti geçiren çocuklar, uykularından kalkabilirler ve uyku problemleri sürekli hale gelebilir. Otizmli çocukların uyku problemini çözmek için öncelikli olarak davranışların gözlenmesi ve gözlem kaydının tutulması gerekir. Gözlem yapıldığında mümkün olduğu kadar tepkisiz yaklaşılmalıdır.
Öfke nöbetlerine neyin yol açtığı tespit edildikten sonra, uyku düzeninin normale dönmesi için probleme neden olan davranışlara odaklanılır. Bu nedenle çocukları sıklıkla gözlemlemeli çevresel uyaranlarda gösterdikleri tepkileri kontrol etmeliyiz. Hatta bu süreçleri bizler bir fırsat öğretimi sürecine sokarak denemeler yapıp hassas oldukları noktaları tespit edebilir ve problem davranışları azaltabiliriz.
Bunların yanı sıra çocuğun dengeli beslenmesine dikkat etmek, uyumaya yakın şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durmak gerekir. Sakinleştirici müzikler, rahatlatıcı hikayeler, yatak odasının karanlık olması gibi önlemlerle otizmli çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırabiliriz.