Uyku bozukluklarının nedenlerine yönelik araştırmalar yürüten Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk, , AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrencilerin uzun tatil döneminde uyku düzenini değiştirdiğini söyledi.
Gençlerin bu süreçte daha geç yatma eğiliminde olduğunu belirten Öztürk, “Okullar başlar başlamaz erken yatma ve erken kalkma düzenine geçiş yapmaları gerekecek. Bu noktada uyumsuzluklar, sabah kalkmada zorlanmalar ve okula geç gitme gibi sorunlar yaşanabilir. Burada bazı kurallara dikkat edildiği takdirde geçiş ve uyum süreci daha kolay olabilir.” diye konuştu.
Beynin, kaydedilen uyku düzenine uyduğunu anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
“Uyandıktan sonra gözümüzden içeri parlak aydınlık ışık girmesi önemli bir ayarlayıcı faktördür. Bu nedenle kalkma saatimiz kaçsa, örneğin sabah 07.00’ye saatimizi kurduk ve sabah kalktık. Kalkar kalkmaz gözümüzden içeri aydınlık ışık girmesini sağlamalıyız. Bu ışık, beyinden salgılanan melatonin hormonunu baskılayarak ‘senin kalkma saatin budur’ ayarını ve sinyalini verecektir. Beyin bunu kaydettiği zaman, saat çalmadan önce aynı saatte kalkmak mümkün olabilecektir. Yataktan kalktıktan sonra yapmamız gerekenler var. Gözümüzden içeri 5-10 dakika aydınlık ışık girmesi ve yatakta oyalanmamak, yani kalkar kalkmaz yatağı terk etmek. Öğrencilerimiz yatağı uyandığı gibi terk edip hemen günlük faaliyetlerine başlamalıdır.”
“Pijama, süt uyku için iyi bir hazırlık olur”
Uykuya rahat dalabilmek için çeşitli uygulamalar yapılabileceğini dile getiren Öztürk, şunları kaydetti:
“Uyku saatinden 5-6 saat önce egzersiz yapmak, yarım saat yürüyüş, bisiklete binme, açık havada spor, akşam yemeğini 18.00 civarında yemek ve uyku saatine 2 saat kala fiziksel aktif işlerden uzak durmak, uykuya hazırlık sürecidir. Uykuya yarım saat kala pijamaların giyilmesi, yarım bardak ılık süt içilmesi gibi hazırlıklar da beynimize ‘senin yatma saatin budur’ mesajını veriyor. Bu hareketleri gören beyin uykuya geçiş hazırlıklarını yapıyor.”
“Yatma saatine yakın parlak ekrandan uzak durun”
Aile ve öğrencileri teknoloji bağımlılığı konusunda uyaran Öztürk, şu önerilerde bulundu:
“Teknoloji bağımlılığı psikiyatri kitaplarında tanı olarak yerini aldı. Özellikle tablet ve cep telefonlarının parlak ekranlarına uykuya yakın saatlerde maruz kalındığında, uykuya dalışı geciktirici veya engelleyici özellik taşır. Parlak ekran uyarıcıdır. O aydınlık ışık nasıl ki sabah kalktığımızda uykudan kalkma sinyali olacaktı, sabah kalktığımızda melatonin hormonunu baskılayacaktır, gece de uykumuzun daha sağlam ve sağlıklı olması için bu melatonin hormonunun salgılanması gerekiyor.
Melatonin hormonu karanlıkta salgılanan bir hormon. Telefon ve tabletlerdeki o parlak ışık bunun salgılanmasını baskılayınca bizim uyku stabilitesi dediğimiz durumu olumsuz etkiler. O nedenle çocuklarımıza önerimiz, özellikle yatma saatine yakın televizyon, telefon ve tablet gibi parlak ekranlardan uzak durmalarıdır.”