Sabah 03.00’da Cizre’nin Nur mahallesinde YDG-H ile HÜDAPAR yanlıları arasında çıkan çatışmada oğlu Hüda-Par yöneticilerinden olan 65 yaşındaki Abdullah Deniz ile YDG-H’li gruptan 19 yaşındaki Yasin Özer sabah saatlerinde yaşamını yitirmişti. Bugün öğleden sonra da devam eden çatışmalar sırasında Nur mahallesindeki evine gitmek isteyen 15 yaşındaki Barış Dalmış, çatışmanın ortasında kaldı. İki grubun çatışması sorasında pompalı tüfeklerle açılan ateşte göğsüne isabet eden saçmalarla ağır yaralanan Barış Dalmış, kaldırıldığı Cizre Devlet Hastanesi’nde tüm müdahalelere rağmen akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. Akşam saatlerinde ilçe merkezinde silah sesleri kesilirken, bazı sokaklarda gösteri yapan gençlere polis gaz bombalarıyla müdahalesini sürdürdü. İlçenin bazı mahallelerinde küçük çapta olaylar devam ediyor.
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Konuyla ilgili Şırnak Valiliğinden yapılan açıklamada ise, “Bugün Cizre İlçesi’nde meydana gelen olaylar sebebiyle daha önceki açıklamamızı ilave olarak Cizre Devlet Hastanesi’ne yaralı olarak getirilen Barış Dalmış isimli vatandaşımız yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Ayrıca yoğun bakımda bulunan bir yaralının kimliği tespit edilememiştir” denildi.
DİCLE: CİZRE OLAYI DERİN BİR PROVOKASYON
Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Hatip Dicle ise, Cizre’de yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonu olduğunu söyledi. Cizre’deki olaylarla ilgili yazılı bir açıklama yapan Hatip Dicle şunları söyledi:
“Cizre’de bugün yaşanan olayların çözüm sürecine yönelik gelişmeleri içine sindiremeyen ve toplumu uçlaştırarak bundan çıkar sağlayan derin güçlerin bir provokasyonudur. Çözüm ve müzakere süreci ağır işlemesi bu tür provokasyonlara da gerekli zemini ve zamanı sağladığı açıktır. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın yaptığı görüşmeler ve başlatılan bu müzakere sürecinin ne kadar gerekli ve hızlı bir şekilde yaşamsallaşması gerektiği bir kez daha görülmektedir. PKK-Hizbullah çatışması olarak körüklenmek istenen olayların sağ duyulu bir şekilde çözmek esas temel görevimizdir. Bu konuda basın mensuplarına da özellikle de kullanılan dil konusunda birleştirici ve yapıcı olmaları temenni ve ricamızdır. Hüda-Par ve çevreleriyle gerek yurt dışı gerek ise yerelde direk diyalogların devam ettiği bilgimiz dahilindedir. Bu tür toplumda ağır yaralara neden olacak olaylar da ilk yapılması gereken yangını önce söndürmektir. Daha sonra yapılması gereken oturup ikna temelinde yaşananların ortaya çıkarılması ve bunu kamuoyuyla paylaşmaktır. Şu aşamada kim haklı kim haksız durumundan çok, yaşanabilecek toplumsal olayların ve ölümlerin önüne geçmek herkesin asıl görevidir. DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek gerek ise Hüda-Par Genel Başkanı Yrd. Hüseyin Yılmaz ile yaptığım görüşmeler tamamen bu temeldedir. toplumun barış ve huzur içinde yaşama hayallerine dönük yapıcı bir çağrıda bulunmak tarafların ortak beyanıdır. Çözüm süreci konusunda destekleyici ve gösterdikleri çaba, provokasyon amaçlı yapılacak her türlü engelin kaldırılması için tarafların açık gözlü ve temkinli davranması önemlidir. Bu temel de yaşanan olaylarda hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Çözüm umudunu zedeleyen her türlü şiddeti kınadığımızı taraflara itidal çağrısı yaptığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”