Çıldır Ve Aktaş Gölleri Mercek Altında

Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi (İBEF) Coğrafya Bölüm Başkanı ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu (MYO) Müdürü Pro…

Çıldır Ve Aktaş Gölleri Mercek Altında

Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi (İBEF) Coğrafya Bölüm Başkanı ve Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu (MYO) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal tarafından Çıldır ve Aktaş gölleri incelendi. Prof. Dr. Erginal, göllerde yaptığı çalışmalar ile Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi’nin son 3000 yıllık iklimsel değişimlerine ulaşmayı başardı. Düzenlenen konferans ile Prof. Dr. Erginal, elde ettiği verileri katılımcılarla paylaştı. Prof. Dr. Erginal, araştırmaları sonucunda bölgede şuan yetişmeyen çok farklı türlerde ağaç kalıntılarını tespit etti. Ardahan ve çevresinin ilkim ve bitki örtüsüne ışık tutan çalışmaları ele alan konferans İBEF Nazım Hikmet Salonu’nda başladı. Konferansa Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, Rektör Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gürkan Doğan, Çıldır Belediye Başkanı K. Yakup Azizoğlu, Rektör Danışmanı ve Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Alper Karadağ, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şeref Kılıç, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Levent Küçük, Sosyal Bilimler MYO Müdür Yardımcısı ve Hukuk Müşaviri Öğr. Gör. Kubilay Aras ile çok sayıda ARÜ’lü akademisyen, idareci ve öğrenci katıldı. “Göl Tabanları Tarihin Sayfaları Gibidir.” Konferansa, göllerin oluşum şekilleri hakkında bilgiler vererek başlayan Prof. Dr. Ahmet Evren Erginal, Çıldır Gölü’nün tatlı su ve Aktaş Gölü’nün ise sodalı suya sahip olduğunu ifade etti. Göl tabanlarında biriken çamurların bölgenin tarihi kaydı niteliğinde olduğunu belirten Prof. Dr. Erginal, “Bu göl çamurlarını tıpkı tarihin yapraklarını geçmişten günümüze çevirir gibi, ne kadar kalın karot alabildiysek eğer, derinden yüzeye doğru incelemek sureti ile göllerin tabanında o dönemki akarsuların getirdiği, o dönemki ayrışma süreçlerinin sonucunda oluşmuş, dolayısıyla o dönem iklim koşulları altında göllere taşınan, bir yandan da buharlaşma ile göl sularından derine çöken kalsiyum karbonat artı dip çamurlarındaki tüm fiziksel, kimyasal ve biyolojik proksilere bakıyoruz.” dedi. Çıldır ve Aktaş göllerinin çevresinde ormanlık alanın az olduğunu belirten Prof. Dr. Erginal, geçmiş zamanlarda çeşitli nedenler ile var olan ormanların tahrip edildiğine dikkat çekti. Çıldır Gölü’nden 68 santimetrelik karot alındığını ifade den Prof. Dr. Erginal, karottan elde edilen veriler ile tarihi kayıtların birbirine paralel olduğunu belirterek, “Geçmişten günümüze kurak ve nemli evrelere baktığımızda son 3000 yılda, küçük buzul çağı dediğimiz dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nun Anadolu topraklarındaki hâkimiyet dönemidir. Osmanlı hep soğuk kurak koşullar ile boğuşmak zorunda kalmış. Neden? Aslında küçük buzul çağı denilen buzul çağı, küresel anlamda etkili olan, dünyada ortalamaya vurursanız sıcaklıkların 0.7 ile 1 derece daha düştüğü bir dönemdir. Ama medeniyetlerin çökmesine yol açıyor. Avrupa’da göçler oluyor. Hâlbuki ondan önceki, Orta Çağ Ilık Dönemi’nde ise yağışlar artıyor, ormanlar genişliyor, göllerin seviyesi yükseliyor. Toplumsal refah daha iyi oluyor. Bizans’ın bölgede olduğu dönem bu evreyi karşılıyor.” şeklinde konuştu. Coğrafi veriler ile tarihi kayıtların birbiri ile örtüştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Erginal, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Küçük ile ortak bir çalışma yapılabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Erginal, konu ile alakalı daha detaylı bilgi vermesi için sözü Yrd. Doç. Dr. Küçük’e bıraktı. Tarihi olayların perde arkasında iklim koşullarının ciddi rol oynadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Küçük, “Örneğin 2. Viyana Seferi konusuyla ilgili tez, sefere giderken hep seferin kaybedilmesi üzerine kurulmuştur. Ama aynı tarihlerde Avrupa nüfusu 30 milyondan 15 milyona sadece soğuktan dolayı düşmüştür. 2. Viyana kapılarından Osmanlı’nın geri dönüşünün nedeni savaş meydanındaki kayıp değil, beraberindeki yaşanan iklim koşullarındaki değişimdir.” dedi. Yrd. Doç. Dr. Küçük’ün verdiği bilgilerin ardından Prof. Dr. Erginal, yapılacak olan çalışmalardan elde edilen veriler ile Osmanlı arşivlerindeki bilgilerden oluşan bir kitap hazırlanacağını ifade etti. Rektör Prof. Dr. Korkmaz: “Bilgisine Sahip Olamadığımız Toprakların, Kendisine Sahip Olamayız.” Konferansta bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, “Bilgisine sahip olamadığımız toprakların, kendisine sahip olamadığımızı hep söylüyorum. Sizin gibi genç bilim adamı arkadaşlarımız, hocalarımız artık topraklarımızın bilgisini daha derin ve akademik anlamda öğrenmeye çalışıyor ve onu bize aktarmaya çalışıyor.” diyerek, bilginin elde edilmesi ve aktarılmasının önemine vurgu yaptı. Konuşmasının sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Korkmaz, Prof. Dr. Erginal’a teşekkürlerini sundu. Katılımcılardan gelen soru ve görüşlerin ardından konferans tamamlandı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X