Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaret için Ankara’da bulunan İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni ile ortak basın toplantısı düzenledi. 

Türkiye’nin Suudi Arabistan’la birlikte Suriye’ye kara operasyonu düzenleyeceği iddasını yalanlayan Çavuşoğlu, “Ciddi manipülasyon var. Bir strateji olması gerektiğini söyledik. Hava saldırısının yanında kara harekatının da olması gerektiğini belirttik. Türkiye’nin hiçbir zaman tek başına operasyon yapmayacağanı söyledik. Suudi Arabistanla birlikte müdahale edeceğimiz nerden çıktı?” dedi. 

“Kara operasyonu olacaksa tüm ülkeler birlikte yapmalıyız” diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Sadece Suudi Arabistan’la olmaz” şeklinde konuştu.

“YPG konusunda ABD ile son durumun ne olduğuna” yönelik soru üzerine Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin telefonda kendisine “YPG’nin güvenilir olmadığını, dolayısıyla IŞİD ile mücadelede birşeyler yapmak gerektiğini” söylediğini hatırlattı. 

Çavuşoğlu, “Ben de kendisine bu noktaya geldikleri, gerçekleri gördükleri için teşekkür ettim” diye konuştu.

PYD ile ilgili ABD’nin kendi içindeki görüş ayrılıklarının Türkiye’yi bağlamayacağını belirten Çavuşoğlu, “Umarım ABD içinde bu gerçekler tüm kurumlarında yer bulur ve anlaşılır. Kendi içindeki fikir ayrılıkları ortadan kalkar. İç işlerine karışmak için söylemiyoruz ama bizimle olan diyaloglarını da etkilediği için ya da böyle sorular sorulduğu için bunu söylüyoruz” ifadesini kullandı.

“BELGELERLE, DELİLLERLE KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, PYD’nin PKK ile aynı ve onun uzantısı olduğuna ve PYD içinde kritik noktalarda PKK’lı teröristlerin yer aldığına ilişkin belge ve kanıtları ABD’ye ilettiklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

“En son Ankara’daki hain terör saldırısını da onların gerçekleştirdiği yönündeki bilgileri de Sayın Başbakanımız (Ahmet Davutoğlu) bizzat paylaştı. Elimizde deliller var. Dolayısıyla PKK, YPG terör örgütüdür. IŞİD gibi terör örgütüyle mücadelede seküler diye bir başka terör örgütüne bel bağlamak acziyettir, çaresizliktir. Hem de çok büyük bir yanlıştır. Suya düşen yılana sarılmamalı. Çünkü o yılan da sizi sokar. Bu kadar ülke, bir terör örgütüyle mücadele için başka bir terör örgütüne güveniyorsa, bel bağlıyorsa bu zaten Suriye’deki tablonun bir göstergesidir. Bu yanlışlardan bir an önce kurtulmamız lazım. Biz anlatmaya, gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Belgelerle, delillerle konuşmaya devam edeceğiz. Duygusal tepkiler olmaz. Varsayımlar üzerinden bu ciddi konular konuşulmaz.”