Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Amerikan Foreign Policy dergisi için “ABD Gülen’i İade Etmeli” başlıklı makale kaleme aldı.
Geçen yıl 15 Temmuz’daki sarsıcı darbe girişiminin 249 vatandaşın ölümüne, 2 binden fazlasının da yaralanmasına neden olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin, son 10 ayda ülkenin demokrasisini, ulusal güvenliğini ve halkını hedef alan bu hain saldırının faillerini büyük bir gayretle soruşturduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, darbe girişimi gecesi TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve Emniyet Müdürlüğünün bombalandığını, vatandaşların sokaklarda toplanıp tankların önünde durduğunu anımsatarak, bu suçun faillerinin adaletin önüne çıkarılması konusunda kararlı tutum sergilediklerini bildirdi.
Türk savcılarının darbenin arkasında kimin olduğunu açığa çıkarmaya yönelik çalışmalara başladığını, kısa sürede son 40 yıldır Fetullah Gülen tarafından beslenen, Türkiye, ABD ve dünya genelindeki diğer ülkelerde organize olmuş tehlikeli ve sinsi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) izlerinin yadsınamaz şekilde ortaya çıkarıldığını vurgulayan Çavuşoğlu, Gülen’in bugün Pensilvanya Saylorsburg’da bir konutta yaşadığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye tarihinde daha evvel yaşanan diğer darbelerden farklı olduğunun altını çizerek, “Bu kez, Türk askeri komuta yapısının yüksek rütbeli subayları ve silahlı kuvvetlerin ezici çoğunluğu net şekilde Türkiye’nin demokratik yollardan seçilmiş hükümetini devirmeyi hedefleyen darbe girişiminin karşısında durmuşlardır.” ifadesini kullandı.
“Öksüz’ün aile üyeleri, ABD’de ikamet etmeye devam etmekte”
Komplocuların tehlikeli Gülen yapılanmasının sivil ve askeri üyeleri olduğunun anlaşıldığını ifade eden Çavuşoğlu, Adil Öksüz adındaki ilahiyatçı ile Gülen’in Pensilvanya’daki konutunun sahibi olan şirket de dahil Gülen ile bağlantılı şirketler grubunun eski Genel Müdürü Kemal Batmaz’ın, bu sivil komplocular arasında en bilinen kişiler olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, darbe girişimi başladığında, Öksüz ve Batmaz’ın darbe girişiminin merkezi Ankara yakınlarındaki Akıncılar Hava Üssü’nde olduğunu vurgulayarak, “Türk savcılar, Öksüz ve Batmaz’ın 11 Temmuz 2016 tarihinde birlikte ABD’ye gittiklerini ve darbe girişiminden iki gün önce 13 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’ye geri döndüklerini tespit etmişlerdir.” ifadesine yer verdi.
Batmaz’ın halihazırda tutuklu, Öksüz’ün ise firari olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “ABD makamları kanundan kaçan Öksüz’ün vizesini 21 Temmuz 2016 tarihinde iptal etmiştir. Ancak Öksüz’ün aile üyeleri, ABD’de ikamet etmeye devam etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Esasen ihtiyaçtan fazla veri bulunuyor”
Çavuşoğlu, bütün bunların bilinen gerçekler olduğunun ve Türkiye’deki mahkemelere sunulan iddianamelerde bundan daha fazla kanıt bulunduğunun da ortada koyulduğunun altını çizerek, tehlikenin anlaşılması için esasen ihtiyaçtan fazla veri bulunduğu gibi Gülen ve FETÖ’nün Türkiye’nin ulusal güvenliğine ve anayasal düzenine ciddi ve yakın bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
Ancak Gülen ağının mitolojik “Hidra canavarı” misali, günümüzde halen 160’dan fazla ülkede boy gösterdiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Örgütün sinir sisteminin merkezi Pensilvanya’da bulunmakta, kolları ise yoksulluk, korku, demokrasi eksiklikleri ve yolsuzluğu kullanarak dünyanın dört bir yanına uzanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Bunlar Gülen’in serbest kalmasına izin verilmesinden dolayı”
Çavuşoğlu, Gülen ve yakın çevresi ABD’de bulundukları için bu alçakça faaliyetlere ilişkin kanıt toplama sorumluluğunun büyük ölçüde ABD makamlarına düştüğünü belirterek, Gülen ve onun ağında yer alan kişilerin ABD’de okul işletmeye ve burada şüpheli ticari faaliyetlerinden kar sağlamaya devam ettiğini kaydetti.
Bu kişilerin ABD’de güvenli sığınaklarından propagandalarını yaymaya devam ettiklerini, hatta federal, eyalet ve yerel bütçeden maddi destek sağladıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, “Türkiye’den göç eden Gülen yandaşları bu okullarda çalışabilmekte ve hatta Türkiye ile Türkiye-ABD ilişkileri hakkında Amerikalı siyasetçilere bilgi vermek üzere Kongre’ye davet edilmektedirler. Bunlar Fetullah Gülen’in serbest kalmasına izin verilmesinden dolayı olmaktadır.” ifadelerine yer verdi.
Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesine imkan sağlayacak yasal zeminin, 1979’da imzalanan Türkiye-ABD Suçluların İadesi Anlaşması ile mevcut olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bu anlaşma uyarınca Adalet Bakanlığının darbe girişiminden dört gün sonra 19 Temmuz 2016’da, 2014 ve 2015’ten bu yana süren dört kovuşturma temelinde, ABD Başsavcısına Gülen’in geçici olarak tutuklanması talebinde bulunduğuna dikkati çekti.
Çavuşoğlu, bu dört kovuşturma sürecinde toplanan bilgi ve kanıtları içeren 51 dosyanın da Gülen’in Türkiye’ye iadesi talebiyle 22 Temmuz 2016’da ABD makamlarına iletildiğini kaydetti.
“ABD talebimizi değerlendirmekte ancak zaman geçmekte”
Çavuşoğlu, ABD tarafına 15 Temmuz darbe planıyla ilgili soruşturma çerçevesinde ilave “geçici tutuklama talebinin” de 12 Eylül 2016’da iletildiğini hatırlatarak, makalesine şöyle devam etti:
“ABD hükümeti talebimizi değerlendirmektedir ancak zaman da geçmektedir. FETÖ kurbanları için geç gelen adalet, adaletin sağlanması anlamına gelmemektedir. Türk halkı, Fetullah Gülen’in adalet önüne çıkarak kişisel servetinin kaynağının ne olduğu, örgütün nasıl finanse edildiği, gazetecilere suikast düzenleyen eski polis memurlarıyla ilişkisi ve darbe girişimcileriyle bağlantısı gibi hayati sorulara cevap vermesini beklemektedir.”
“Türk halkı, ABD’den etkili yasal tedbirler almasını beklemekte”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin, ABD’yi demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü savunmanın bayraktarlığını yapan bir müttefik olarak gördüğünü vurgulayarak, ABD ulusal güvenliğine yönelik ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığında Türkiye’nin, kimi zaman ağır bedeller ödeyerek müttefikinin yanında olduğunu anımsattı.
Onlarca yıldır Türkiye ve ABD’nin, terörle ve organize suçlarla mücadelede omuz omuza durduğunu belirten Çavuşoğlu, El Kaide ve DEAŞ’a karşı Suriye ve Irak’ta savaştığını ve dünyanın dört bir yanında her türlü aşırıcılıkla birlikte mücadele ettiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, örgüt üyeleri tarafından “Kainat İmamı” olarak ilan edilen Gülen’in Türkiye’de demokrasiyi yok etmeye çalıştığının altını çizerek, “Türk halkı, ABD makamlarından, tıpkı bir müttefikin yapması gerektiği gibi güvenliğimize ve demokrasimize yönelik bu tehdide karşı etkili yasal tedbirler almasını beklemektedir.” vurgusunu yaptı.