Röportaj; Murat GÜNAY
Kamera: Bircan ÖRSEL / Kurgu: Dilek ÖZYER
Kurucu Şahin Sevinç, Bursa Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi olduğu dönemde çok soru soran ve öneride bulunan bir Bursalıydı. O dönemdeki alışkanlığını işine de taşıyan Sevinç, otopark sorunu olmayan, Bursa figürleri ile dolu, otel konseptli dekorasyonuyla güven veren restoranlarında Güney Amerikalı turistlere kebap yediriyor.
Şahinbey Döner’de Şahin Sevinç ile çok özel bir Bursa Lezzet Durakları bölümü kaydettik.
İşte söyleşimizden detaylar;
Sayın Şahin Sevinç, Bursa’nın doğusunda böylesine kapsamlı ve şık bir yatırım yaparken neler düşünüyordunuz?
Kentin doğu bölgesine olan ilginin az olduğunu, adeta bu bölgenin ötekileştirildiğini düşünüyordum. Bu konuda bir şey yapmak istedim. Tabuyu kırarak, doğu tarafında yatırım yapıp insanlar için bu bölgeyi cazip hale getirmek istedim.
Tam da pandemi zamanında açtınız. Cesaret gerektiren bir girişim doğrusu. Bu konuda kaygılandınız mı?
Biz, “burayı dizayn ederken, en iyisini yapalım” dedik. Otel konseptinde bir tasarım istedik. İç mekân tasarımında özel odalar, uzun yemek masaları ve rahat oturma gruplarını tercih ettik. Çünkü ben seyahat ederken turların bizleri götürdüğü restoranların durumunu hiç beğenmemiştim. Kentimizde de bu eksiklik vardı. İyi ve uygun fiyatlı yemeklerimiz var ama o yemekleri sunduğumuz mekânların cazibesi yoktu. Bursa’da turistik anlamda bir değişim başlatmak istedim. 600 kişilik kapasitesiyle Şahinbey Döner Yıldırım şubesi Bursa’nın en şık lezzet duraklarından biri oldu.
Şahinbey Döner’de işin sosyolojisi ile ilgili bazı saptamalar ve uygulamalar var. Özellikle müşteri profilindeki değişimi nasıl başardınız?
İşyerimizi açarken tanıdıklarımızı ve dostlarımızı buraya davet ettik. Ancak onlardan eşlerini de buraya getirmelerini rica ettik. Hanımların burada özgürce, çocuklarıyla birlikte yemek yiyebileceklerini onlara göstermek istedik. Aslında ben daha önce de bir mekân açmıştım. Bütün mekânlarımda ‘aile konsepti’ ile çalışıyorum. Daha önceki mekânda da hanımların tek başlarına ya da arkadaşlarıyla birlikte rahatça yemek yiyebilecekleri güvenli ve güleryüzlü bir atmosfer yaratmıştık. Hatta renklerin seçiminde bile bu işin sosyolojisini düşünerek seçim yaptım. Avangart renk ve desenler, sıcak sarı ışıklar ve daha da önemlisi çocuk oyun parkının restoran içinde olması aileler açısından oldukça çekici unsurlar oldu. Aileler ya da hanımlar yemeklerini yerken masalarının üstündeki monitörlerden çocuklarını oyun parkı içinde izleyebiliyorlar. Bu da ayrı bir konfor noktası oldu.
Turizm dediniz, turist dediniz… Bu çok önemli bir konu. Yıldırım’daki bir restorana yurt dışından turist gelmesini ilginç buluyorum. Bunu nasıl başardınız?
Turizm konusu çok ilgimi çekiyor. Bursalı müşterilerimizin yanı sıra Türkiye’den farklı illerden gelen misafirlerimizi de ağırlıyoruz. Çünkü tur şirketleriyle çalışıyoruz. Bu tur şirketleri Türkiye’den ve dünyanın birçok farklı ülkesinden kentimize turist getiriyorlar. Bursa gezilerindeki programlarına Şahinbey Döner’i de ekliyorlar. Bugün bu restorana Meksika’dan turist geleceğini söyleseydim bana inanmazdınız. Ama 50 kişilik bir Meksika kafilesini ağırlayacağız. Restoranımızın yanındaki otoparkımız tır otobüslerinin park ve duraklaması için oldukça uygun ve geniş bir otoparktır. Şehir içinde böyle bir lüksünüz olamaz. Bu restoranımızın avantajlarından biri de budur.
Bursa turizmine genel anlamda nasıl bir katkınız olduğunu düşünüyorsunuz?
Bursa turizmine 2020’den bu yana en çok hizmet eden işletme olduğumuzu düşünüyorum. Katmadeğer ve lezzetlerimizin dünya çapında duyurulabilmesi anlamında önemli rakamlar elde ediyoruz. Örneğin, bir tur firması Bursa’ya 300.000 turist getirmiş. Daha öncesi Çeşme, Alaçatı, Pamukkale’ye giden turistlerin bir kısmı artık Bursa’ya geliyor. Bacasız bir sanayiden söz ediyoruz. Bursa’da tarımcılık eskisi kadar yaygın yapılan bir iş değil. Termali ve kaplıcaları kaybettik. Elimizde turizmi canlandırmaktan başka pek fazla seçenek yok açıkçası. Turizm fırsatını değerlendirebilmek adına Şahinbey Döner’in Yıldırım şubesini özel bir proje olarak düşündüm. İskandinavya ve Güney Amerika ülkelerinden gelen turistleri ağırlıyoruz ve Bursa Kebabını en sağlıklı, en lezzetli biçimde sunarak Bursa’nın adını dünyada duyuruyoruz. Elbette Körfez ülkelerinden de gelen misafirlerimiz var. Onları olabildiğince iyi ağırlıyoruz ki memleketlerine geri döndüklerinde ülkemizin ve Bursa’nın reklamını doğru biçimde yapsınlar.
Bilimsel yolları tercih ediyorsunuz, birçok makale ve araştırma okuyorsunuz. “Turistler Bursa’ya neden gelsinler, neden gelmesinler” sorularını soruyorsunuz. Bu konudaki analizlerinizi aktarır mısınız?
Ben Bursa Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliği de yaptım. Bursa ve Bursa Kebabı hakkında birçok soru sordum. Özellikle Bursa Kebabı hakkında şehrimiz üzerine bazı analizler yaptım. Anket çalışmalarımızda Bursa’ya gelen turistlerin beklentilerini inceledik. Tur şirketlerinden ve turistlerden elde ettiğimiz verilere göre kişilerin Bursa ziyaretlerindeki zamanlarının önemli kısmı kebap sırası beklemekle geçiyordu. Dolayısıyla Bursa’yı gezdiren bir firma, Bursa’da daha fazla yere gidebilecekken sıra beklendiği için birkaç yerle sınırlı kalıyordu. Biz de bu konuda hem otoparkı geniş olan hem de misafir ağırlama kapasitesi yüksek olan mekânlar tasarlanması gerektiği sonucunu çıkardık. Yıldırım’daki restoranımız 600 kişi kapasitelidir. Otoparkımız 60 otomobil ve 10 otobüs kapasitelidir. Kısacası mekânı kurgularken birçok ayrıntıyı düşündük.
İçinde bulunduğumuz salon Zeki Müren salonu olarak adlandırılmış. Böyle salonlar tasarlarken neler düşündünüz?
Öncelikle Bursa’nın figürleri olmasını istedik. Bildiğiniz gibi Zeki Müren kentimizle özdeşleşmiş, yurt dışında da tanınan bir sanatçımızdır. Bu salon, bir otobüslük turisti rahatlıkla ağırlayabilmektedir. Bunun yanı sıra VIP salonumuz da var. Kapıları kapanan özel salonlar yaparak bir anlamda özel alanlar yarattık. Diğer müşterilerimizden ayrı olarak yemek yiyebilen turist müşterilerimiz bu durumdan memnunlar. Sosyal medyada yer bildirimi yapan misafirlerimiz bizde yemek yedikten sonra fotoğraf paylaşıyorlar. Böylece Şahin Bey Döner Amerika’da, Avrupa’da, Kuzey ülkelerinde ve Körfez ülkelerinde tanınan bilinen bir markaya dönüştü.
Bu kadar bilimsel tasarlanmış bir restoranın menüsünü Bursa Kebabı ile sınırlamak doğru olmazdı. Başka ne gibi Bursa lezzetleri eklediniz menüye?
Bir kebapçı konseptinden öteye geçerek Bursa’nın temsilcisi olan bir lezzet durağı olmak istedik. Dolayısıyla bizi ziyaret eden müşterilerimiz Bursa Kebabı yiyebildiği gibi, İnegöl Köftesi ve Pideli Köfte de yiyebiliyorlar. Süt Helvası tadıyorlar ve Bursa’ya özgü daha birçok lezzeti deneyimliyorlar. Lezzetlerimizin ödül aldığını da ayrıca belirtmemiz gerekiyor. Amacımız Bursa’nın tanıtımı ve turist potansiyelinin artmasıdır.
Sayın Sevinç, son olarak kahvaltıdan söz edelim. Şahinbey Döner restoranlarında zengin bir kahvaltı menüsü olduğunu biliyoruz. Bu konsepti nasıl tasarladınız?
Hepimiz evimizde kahvaltı yapmayı severiz ama ara sıra ailemizle birlikte kahvaltıya dışarıya giderek değişiklik yapmak isteriz. Kahvaltı konseptimizi de aile ve kalabalık grup konsepti üzerine kurguladık. Oldukça zengin serpme kahvaltı ürünleri hazırlayarak misafirlerimize sunuyoruz. Turla gelen misafirler, örneğin 4 kişiler, aynı masada oturmak isterler. İşte bizim restoranlarımızdaki masa ve oturma sistemleri birlikte oturmaya ve kahvaltı yapmaya uygundur. Sabah kahvaltısında 600 kişiyi birden ağırlayabiliyoruz.
Turist çeken mekan: Şahinbey Döner
“Bursa turizmine en çok katkı sunan restoranlar olarak, Şahinbey Döner olarak biz çok mutluyuz. Çünkü bir turistin Bursa’dan ve ülkemizden memnun ayrılması çok önemlidir. İşletmeciler olarak sadece bugünü ve sadece kendimizi düşünemeyiz. Yarınları ve çocuklarımızı da düşünmeliyiz. Bursa’nın evlatlarını Türkiye’nin geleceğini kast ediyorum. Temiz restoran, leziz yemek ve güleryüzlü insanların olduğu bir Bursa geleceğe güvenle ve gülümseyerek bakabilir.”