Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bursa’nın arka yüzündeki topraklarda zaman zaman tabiatı korumak için köylüler mücadele veriyor. Geçmişte Orhaneli ilçemizdeki Başköy’de bunun büyük bir örneğini hatırlıyoruz. İşletmeci ile mahkemelik olan Başköylüler hukuk mücadelesini kazanmışlardı.
Şimdi de bu kez Dağgüney Mahallesi sakinleri ayakta. Mahallede açılmak istenen mermer ocağı için hukuki mücadele başlattılar.
Dağgüney halkı önceki gün Dünya Su Günü’nde yine anlamlı bir eyleme imza atmışlar. Çoluk çocuk, genç yaşlı Dağgüney halkı bölgede kurulması planlanan mermer ocağını protesto etmek için bir araya gelmişler.
Açtıkları pankartlarla, ‘Suyumuza dokunma’ sloganları atmışlar. Mahallenin Bursa’daki STK’sı GÜNEYDER’in Başkanı Hüseyin Yüce, “Açılmak istenen mermer ocağı ile suyumuzun ve tabiatımızın bozulmasını istemiyoruz” demiş. Eyleme, Muhtar Taner Arı, DAĞDER Nilüfer Şube Başkanı İrfan Dündar, DOĞADER Yöneticisi Murat Demir ve avukat Eray Atabek ile çok sayıda vatandaş da eşlik etmiş.
Planlanan mermer ocağının Çınarcık Barajı’na dökülen Kocasu deltasına da zarar vereceği, bu yüzden de tüm Bursa’nın içme suyu kaynağının tehlike altına gireceği hatırlatılmış.
Mahalenin Bursa’daki STK’sının Başkanı Yüce, “Biz sadece Dağgüney’i değil tüm Bursa’nın su sorunu yaşayacak olmasına dikkat çekmek için bugün burada toplandık. Firuz Köyü’nde faaliyet gösteren mermer ocakları mahkeme kararı ile kapatılmıştı. Şimdi Dağgüney’de bunu yapmak istiyorlar. Biz bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz. Hem doğamıza hem de suyumuza sahip çıkmak için bütün hukuki haklarımızı kullanacağız” demiş.
Bölge zengin mermer yataklarına sahip ancak geçmişte kötü işletmecilik örnekleriyle doğaya hemen her mermer ocağında geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verilmiş. Köylü kötü örnekleri gördükçe tabiatını koruma refleksi gösteriyor. Bölgedeki Firuz Mahallesi hukuk mücadelesini kazanmış şimdi Dağgüney halkı da hem kendi su kaynaklarını hem de Bursa’nın su havzasını korumak için çabalıyorlar.
Son sözü bağımsız yargı söyleyecek.
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…
İzin vermeyin kardeşim. Bende cimere yazarım şikayetimi. Sakın haa. Para için allahın bu doğasını kimsenin şahsi malı gibi kullanamaz. Bu doğa hepimizin ve itiraz etme koruma hakkımız var
Devleti idare edenler milleti kaale almamaya devam etsin.25 Hektarın altındaki ocakalrdan ÇED raporu istenmez mi yahu.
Bakın maden çıkarılsın amma bu iş gelişmiş teknoloji ve çevrenin zararı olmadan yapılmalıdır.NİLÜFER Çayı,DELİÇAY,HACIVAT DERESİ gibi nice tatlı su zenginlikleirmiz yokediliyor.İş sadece su ile değil.O suda yaşayan canlılar yokediliyor.
Ülkenin endemik bitki yapısı,sularımızdaki ülkemize has balık ve diğer canlılar katlediliyor.
Bu işi teknik,çevre hassasiyeti olmadan yaptırtmak ülkeye ve insanına ihanettir.