Ünal ÖZBAY
Bundan 13 yıl önce kurduğu Özel Egeberk Anaokulu’nda geleceğe yön verecek olan yarının büyüklerini yetiştiren Nesrin Civan, gerek iş hayatında gerekse yönetimlerinde görev aldığı sivil toplum kuruluşlarında çok çalışıyor. Kadınlara haya kurup, hedeflerinin peşinden çok çalışarak gitmelerini tavsiye eden Nesrin hanım, buna en iyi örneklerden biri olarak da kendini gösteriyor. Geleceğin mimarları çocukların eğitiminin önemine de değinen Civan, çağın sorunu kadına yönelik şiddetin de yalnızca eğitimle çözüleceğine inanıyor.
Nesrin Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben Özel Egeberk Anaokulu kurucu müdürüyüm. Özel Egeberk Anaokulu 2009 yılında kuruldu. Bursa’da bir fark yaratabilmek adına yola çıktık. Bundan 13 yıl önce Bursa’da bu kadar fazla bağımsız anaokulu yoktu. Daha çok ilköğretime bağlı ana sınıfları ve anaokulları vardı. Hatta küçük yaş grupları için sınıflar hiç yoktu. Bizimle birlikte o dönem böyle bir trend başladı ve şu anda çok fazla sayıda öze anaokulu var.’
O dönem özel anaokulu kurmaya nasıl karar verdiniz?
‘Ben okul öncesi öğretmeniyim, uzun yıllar öğretmenlik yaptım. Ardında çeşitli kademelerde yöneticilik yaptım. Bu tecrübeyi uygulamaya dökmek istedim. İyi ki de öyle yapmışım.’
Egeberk öncesini de katarsak kaç yıldır çocuklarla içiçesiniz? 25 yıl her gün çocuklarla iç içe olmak keyifli olmakla birlikte zordur sanırım…
‘Sorumluluğu çok fazla. Zor bir iş yapıyoruz ama çocukların o saf tertemiz duyguları, yalandan riyadan uzak bir dünya var burada. Bana her zaman pozitif enerji vermiştir çocuklar. Elbette her gün aynı pozitif modda olamıyorsunuz. Ama buraya geldiğinizde inanın çocuklar size dertlerinizi unutturuyor ve onların pozitif enerjisini alıyorsunuz. Onların o saf tertemiz doğa halleri gerçekten çok mutlu ediyor beni…’
ÇOCUKLARA FAYDA SAĞLAMAK GURUR VERİCİ
Mesleğinizi çok sevdiğiniz belli…
‘Faydalı olabilmek, onları bir noktadan bir yere taşıyabilmek benim için büyük mutluluk. Buraya altları bağlı geliyorlar. Sonra onları buradan mezun edebilmek gerçekten gurur verici oluyor.’
Öyle bir yaş grubuna eğitim veriyorsunuz ki şimdiden hayatlarına şekil veriyorsunuz desek yanlış olmaz herhalde.
‘Gerçekten de öyle. 3-6 yaş almaya açık, beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönemler. Dolayısıyla bu dönemde onlara ne verebiliyorsak o şekilde gelişmiş oluyorlar. Onlara çok büyük katkı sağladığımıza inanıyorum. Gerek dil, gerek bilişsel, gerek sosyal, gerek duygusal her yönde gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Bunu yaparken onların kendi akran grubuyla olmaları da çok önemli. Çünkü bu yaşlar onların taklit etme dönemi. Mesela evde yemek yemeyen bir çocuk burada diğer çocukların iştahla yediğini görünce o da yemek alışkanlığı kazanmış oluyor. Aynı anda birden fazla dili kullanabilme yeteneğine sahipler. Bu gibi güze gelişimleri görmek çok güzel.’
Bir baba olarak şunu çok net söyleyebilirim ki çocuk yetiştirmek gerçekten zor bir iş. Peki siz burada anne-babalara da çocuklarını nasıl yetiştirecekleri noktasında yo gösteriyor bir nevi koçluk yapıyor musunuz?
‘Evet anne-baba okulu adı altında birçok rehberlik hizmetlerimiz de var. Okul pedagogumuz gerek toplantılarda gerekse bireyse olarak velileri bu konuda yönlendiriyor. Bizler de aynı şekilde velilerle işbirliği içerisindeyiz. Bu konuda tavsiyelerimiz oluyor. Zaten önemli olan birlikte hareket edebilmek. Oku aile işbirliği ve çocuk üçgeninde aynı düşünüp aynı yönde hareket edebiliyorsanız o zaman zaten başarılı olmamak mümkün değil.’
Siz aynı zamanda da bir annesiniz…
‘Evet 2 oğlum var. Biri üniversite ikinci sınıfta diğeri ortaokuldan mezun oldu.’
Allah bağışlasın; çocuklarınız daha küçükken onları yoğun iş temponuz nedeniyle ihmal ettiğinizi düşündünüz mü?
‘Zaman zaman ben de elbette her anne baba gibi kaygılanmadım değil… Bazen okuldaki işler uzayabiliyor. Burada olmam gerekiyor. Eve geç gittiğim çok oldu. Ama daha sonra bunu bir şekilde telafi ettiğim için bu durumu hep anlayış ve olgunlukla karşıladılar. Benim ne kadar önemli bir iş yaptığımın farkındalar. Hep yanımda oldular bu süreçte.’
ONLARLA KALİTELİ ZAMANLAR GEÇİRİN
Nesrin Hanım malum iş hayatı herkes için zor ve yoğun geçiyor. Eminim bu sebeple bir çok anne baba çocuklarını ihmal ettiğini düşünüyordur. Bu konuda onlara ne yapmalarını tavsiye edersiniz?
‘Anne-babalara tavsiyem çocuklarıyla uzun bir zaman diliminde kalitesiz zaman geçirmektense iş çıkışı yarım saat bile olsa daha kaliteli zaman geçirmeleri. Birlikte bir sohbet etmek, bir faaliyet yapmak bile çocuğu çok rahatlatır. Gününün nası geçtiğini sormak dahi o açığı kapatabilir. Çok zor değil aslında.’
Siz sosyal hayatta da tanınan ve sevilen bir isimsiniz. Hangi derneklerde hangi görevleri üstleniyorsunuz?
‘Öncelikle mesleğim gereği Türkiye Öze Okullar Birliği Oku Öncesi Eğitim komisyonundayım. Onun dışında Türk Anneler Derneği Bursa Şubesi yönetim kurulundayım. Ayrıca çocukları kalbine dokunabilmek onların eğitim hayatlarını kolaylaştırabilmek adına lions grubunda yönetimdeyim. Tüm bu sivil toplum kuruluşlarında arkadaşlarımla birlikte güze çalışmalar yürütmekteyiz.’
Burada Özel Egeberk Anaokulu’nda çok sayıda kadınla birlikte çalışıyorsunuz. Onlarla bağınız nasıl?
‘Ben hiçbir zaman patron olmadım. Her zaman bir abla gibi yaklaştım çalışma arkadaşlarıma. Çünkü biz birlikte varız. Birlikte güçlüyüz. Egeberk’in değişmez bir mottosu var; üşenmeyin, ertelemeyin, vazgeçmeyin. Bir işi yaparken en iyi şekilde yapmaları için elimden gelen gayreti gösterip onlara liderlik etmeyi bırakmıyorum. Aslında bunu sizin aracılığınızla bütün kadınlara söyleyebilirim. Hayallerinden vazgeçmesinler, arkasında dursunlar, başladıkları bir işi bırakmasınlar, hiçbir şeyi ertelemesinler.’
Siz hem mesleğinizde hem de görev aldığınız sivil toplum örgütlerinde çok çalışıyorsunuz. Çalışmak sizin için ne ifade ediyor?
‘Çalışarak verimli olduğunuzu görmek ve ortaya birşeylerin çıkması, faydalı olabilmek insana haz veren duygular. Çalışmanın olmadığı bir hayatı düşünüyorum.’
ŞİDDETİN TEK ÇÖZÜMÜ DOĞRU EĞİTİM
Nesrin Hanım 2022 yılında maalesef hâlâ kadına yönelik şiddeti konuşuyoruz. Elbette bunun teme çözümü eğitim. Özellikle erkek çocuklarının daha küçük yaşlarda iyi eğitilmesi belki de bu sorunu çözecek tek madde. Bu noktada bir eğitimci olarak siz neler söylemek istersiniz?
‘Kesinlikle kadına yönelik şiddet eğitimle değişecek. Bunu küçük yaştan itibaren kadın erkek eşitliğini vurgulayarak, daha çok insan sevgisi üzerine odaklanarak ilerlemek gerek. Bunu küçük yaşta yaparsak ileride kadına şiddetle karşılaşmamış oluruz. Hiç unutmuyorum. Bilimle ilgili bazı çalışmalar yapıyoruz. Deneyler, fen ve doğa etkinlikleri adı altında. Çocuklar gözlemlerini paylaşıyor. Bir tanesine sen çok iyi bilim adamı olacaksın dediğimde o bize hayır ben bilim insanı olacağım dedi. Cinsiyet eşitliğini o kadar içselleştirmiş, biz o duyguyu, o farkındalığı o kadar iyi vermişiz ki o küçük çocuk bize bunu hatırlattı.’
Röportajımızı bitirmeden önce şunu da sormak isterim. Malum son yılların en çok konuşulan konularından biri de Z kuşağı. Siz artık Z’den sonraki kuşağı yetiştiriyorsunuz. Sizce Z kuşağı ile farklılıklar nasıl çözülür?
‘Onları da anlamak lazım. Ben her zaman konuşarak her şeyin çözülebileceğine inanırım. Biz onlarla çalışıyoruz artık. Evet zorlar. Ama onlara zaman ayırıp değerli olduklarını hissettirdiğinizde kesinlikle sonuç alıyorsunuz.’
Son sözü size bırakmak isterim…
‘Kadınlara mesajım olsun; lütfen hepsi hayallerinin peşinden gitsinler, vazgeçmesinler, sonuna kadar çabalasınlar. Çok çalışsınlar. Bilin ki çalışmak çok güzeldir.’