Aydın, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Önce şunu belirtelim. Biz de vakıf ekmeği yemiş bir insanız. Lise yıllarımızda Vakıflar Genel Müdürlüğü yurtlarında barındık. Vakıf malının, aslına, amacına, vakıf senedine aykırı kullanılmasının vakfedenlerce lanetlendiğini, lanetleneceğini biliyoruz.
Fakat, bu demek değildir ki, yıllarca kaderine terk edilmiş, onarılmamış, ayağa kaldırılmamış eserlerin belediyelerce, bütçelerinden yüklü kaynaklar ayrılarak onarılıp, halkın hizmetine sunulduktan, sonra bunlara yasa bahane edilerek el konulması da açık tabirle, ‘uyanıklık’, ‘işin kolayına kaçmaktır’.
Niye Bursa’daki o yapıları Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bunca yıldır ayağa kaldırmadınız? Neden halkın hizmetine sunmadınız?
Bunu daha evvel, Heykel’deki Tarihi Bursa Belediye Binası’na, Setbaşı’ndaki meşhur Mahfel’e Vakıflar Bölge Müdürlüğü yasayı ileri sürüp, amiyane tabirle, ‘çökmesi’nde net biçimde gördük.
Oraların ve diğer eserlerin geçmişte birer birer madde bağımlılıların, art niyetlilerin, suç örgütlerinin mekanlarına dönüştüğünü fark edemediniz mi?
Bu girişi niye yaptık?
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın 2024 yılının son meclis oturumunda Vakıflar’a adeta patlamış.
Başkan’ın meclisteki konuşmasını izleyince, kendi kendimize, “Bu Vakıflar işin suyunu çıkarmış” dedik.
Çünkü; Osmangazi Belediyesi’nin Şadırvanlı Han’ı ile Abdal Kültür Merkezi’ne de Vakıflar el koymuş. Bu ay sonunda da, Gökdere Kültür Merkezi’nin tahsis süresini uzatmama kararı almış.
Sırada neresi var?
Ördekli veya Sümbülü mesela. Ama Sümbüllübahçe Konağı belediye tarafından Bursa’nın tanınmış bir ailesinden satın alındı. Araştırsalar, belki orası da vakıf eseri çıkabilir. Hazır fıstık gibi çökülmeye müsait bir bina.
Belediyeler, kentteki izbe eserleri bulup ortaya çıkarsın, onarsın, halkın kullanıma sunsun, Vakıflar gelip, ‘burası bizim’ deyip usülen, onaran belediyeye bildirimde bile bulunma gereği duymadan tapuda kendi adına tescil ettirsin.
Başkan Erkan Aydın, Vakıflar’a haklı olarak şu soruyu sormuş, “16 yıl evvel niye el koymadın. Bu düpedüz siyaset” demiş.
Malum, Belediye 31 Mart’ta AK Parti’den CHP’ye geçince, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün aklına Bursa’daki hazır onarılmış eserler gelmiş.
Vakıfların başına bir ara şımarık, üstenci, kendini beğenmiş, jakoben bir Genel Müdür gelmişti. Şimdi nerelerde bilmiyoruz. O da, geçmişte Bursa’yı ‘güvensiz’ kent görüp, kentin değerli vakıf eserlerini saklanmak ve sergilenmek üzere İstanbul’a taşımıştı.
Galiba bu yeni Genel Müdür de siyasete göz kırpıyor.
Kardeşim, Bursa’nın ve Bursalının kullandığı, ayağa kaldırılmış eserlere el koyarak ne yapmaya çalışıyorsun?
Niyetin ne?
Madem yasayı öne sürüp, onarılmış eserlere çöküyorsun, o zaman tıpış tıpış onarım bedelini de bir zahmet güncellenmiş haliyle ilgili belediyeye ödeyiver. Bursa’daki Bölge Müdürü sizin haberiniz olmadan o eserlere çökemez.
Avukatlarınız hazırlığını yapsın. Osmangazi Belediyesi el koyduğunuz eserlerin onarım bedelini faiziyle sizden isteyecek.
Bu ülkede, AB böyle istiyor diye, azınlık vakıflarının mülkleri bile kendilerine iade edilirken, onarılmış belediye eserlerine el konulması ne kadar doğrudur?
Bursa’daki son seçimde değişim olmasaydı, bu girişimde bulunabilecek miydiniz?
Olay Gazetesi Yazarı İhsan Aydın’ın yazısının tamamı için tıklayın…