Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Hafta sonu… Bursa’ya, sağlık hizmeti veren bir doktor dostla sohbet ederken. “Hastanede poliklinik koridorlarında adım atacak yer yok. Akşam işten çıkan geldiği için Acil Servis’te de grip başvuruları yoğunluğu var” dedi.

Gerçekten de…

Kentteki kamu ve özel hastanelere inanılmaz bir grip salgını yoğunluğu yaşanıyor. Kimle konuşsak ya kendisi, ya ailesi evde yorgan-döşek yatıyor.

Açıkçası…

Daha yeni pandemi korkusu yaşamış toplum için çok hızlı yayılan grip salgını tam bir kâbus oldu.

Nitekim…

Cuma günü “Virüs salgını yatağa seriyor, rapor istekleri de sağlık sistemini kilitliyor” başlığıyla soruna işaret ederken, sağlık kurumlarına başvuruların yoğunluğunu rakamlarla da anlattık.

Ayrıca…

Evde istirahat için doktor raporu zorunluluğuna dikkat çekerken, “Gribin etkili olduğu 3 aylık dönemde kişi beyanıyla 5 gün izin” önerisini de aktardık.

Gelinen noktada…

Sağlık Bakanı’nın gribal enfeksiyon açıklaması yaparken pandemi sendromu yaşanmaması adına itidalli ifadeler kullanmalarını elbette anlıyoruz.

Çünkü…

Koviti yaşamış topluma, kısa süre sonra aynı korkuyu yeniden yaşatıp, çalışma yaşamından sosyal yaşama tehlikeyi anımsatmak kolay değil.

Bunun yol açabileceği travmaları da gözardı etmemek gerekiyor.

Buna karşın…

Sağlık dünyasından uzman dostlarla sohbetlerde şu nokta öne çıkıyor:

“Toplum, hastayken maske takarak ve kalabalık ortamlarda dikkat ederek kendi önlemini alabilir.”

Söyledikleri şu:

“Maske, hastalar taktığında daha anlam ifade eden bir koruma yöntemi.”

Yani…

“Yani, amaç hastalığı bulaştırmamak olmalı. Hastayken toplu ortamlardan uzak durulmalı, maske takılmalı, eller sık sık yıkanmalı.”

Biz de çağrıyı tekrarlayalım:

Pandemi korkusunu yeniden yaşamaya gerek yok. Maskeden tedirgin olmayalım. Kalabalık ortamlarla toplu ulaşım araçlarında mutlaka maske takalım.

3 ay diş sıkmak zor değil.

Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…