Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, “Bursa’da derslik problemimiz var. Çünkü Bursa resmi olarak 60 bine yakın iç göç alan bir şehir. Ortalama 8-10, yıllara göre değişen okul inşa etmeniz gerekiyor değişik kademelerde. Bunun temel sebebi de sanayi şehri olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ciddi göç almasının” şeklinde konuştu.
Gürsu, Yıldırım ve Osmangazi’de derslik ihtiyacı var
Acar, “Özellikle Gürsu’da, Yıldırım’da ve Osmangazi’nin Ankara yolu altı diye ifade edilen pek tasvip etmiyoruz bu tarzı ama ciddi derslik ihtiyacı olan yerler. Bir de bunların üstüne dönemin getirdiği şartlarla ilgili olarak yaşanan sıkıntılar var. Deprsemsellikle ilgili olarak iyileştirilmesi, güçlendirmeye alınması gereken okullar var. Bursa’da geçen sene itibariyle 39 tane okul güçlendirmeye alındı. Bu güçlendirmelerin neticesinde bu okullar doğal olarak bir başka 39 okulun bünyesinde ikili eğitime geçmek durumunda kaldılar. Birinci dönemi o okullarda tamamladılar. Muhtemeldir ki ikinci dönemin ortalarına kadar sürecektir bu durum. 2022 yılını hem derslik ihtiyacını karşılamada hem yeni okullar yapılmasında ciddi hareketli bir dönem olacağı anlaşılıyor. Bunun yanında yine doğal olarak son Bakan ziyaretinde Bursa’mız için yapılan 24 okul yatırım müjdesinin de hayata geçecek olması bir miktar sevindirici, bir miktar hafifletecek ama yeterli değil. Sebebi de şu, okul lokasyonları ya da okulların türleriyle ilgili olarak yeterli bulmuyoruz. Bir başka sorunumuz da arsa üretme problemimiz var. Özellikle şehir planlaması süreci içinde bugün Sağlık Bakanlığı’nın yatırım alanlarında ciddi bir sıkıntı yokken eğitim alanlarında ciddi sıkıntı var. Sebebi de şu imar geçerken, 3 metrekare oradan 10 metrekare oradan 5 metrekare oradan hep orada toplanmış, dolayısıyla burada istimlak bedellerinin çok yüksek olması bir okul maliyetinin iki-üç katına istimlak etmek gerektiği için arsa üretmekte sıkıntı yaşandığını görüyoruz. Yatırımın Bursa’ya daha fazla gelmesi gerektiğini, hayırsever katkısının bir miktar daha artması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Bursa’da sınıf mevcutları ne durumda?
“Ortalama sınıf mevcudu 25 ile 30 arasında okullarımız var, 30 ile 36 arasında olan okullarımız var, 40 ve üzeri olan okullarımız var. Son dönemde sınav sisteminin değişmesinden kaynaklı, mahalle mektebi diye tabir ettiğimiz ve velilerimizin de çocuklarımız üniversiteye giderse liseden gidebilir algısının getirdiği ciddi manada bir lise tercihinde yükselme söz konusu” ifadelerini kullanan Acar, “Yüzde 30 bandında olan Bursa’daki liselerde tercih alma oranı yüzde 50’lere dayanmış durumda. Doğal olarak lise sayımızın da yeterli olduğu yerler var ama yetersiz kaldığı yerlerde öğrenci mevcutları 40’ları geçmiş durumda. Bunun iyileştirilmesi lazım. Öncelikle bir anlayış olarak değişmesi lazım, velilerimiz ve çocuklarımız kendilerinin özellikle ortaokul rehber öğretmenlerimizin yapmış olduğu yönlendirme yönergelerine uyarak kendilerine uygun branşları seçecekleri meslek liseleri olabilir ya da diğer türdeki okulları seçmen suretiyle illa lise okuyacağım illa ardından üniversiteye gideceğim deyip çok yüksek mevcutlu sınıflarda okuma mecburiyetinde kalmamaları gerekiyor. Elbette yatırımla bunlar destekleniyor değişik türde okullar açılmak suretiyle ama yeterli değil. Bizim öngörümüz şudur ortalama 30 olması gerekir, 26 ile 30 bandında olması gerekir ama bunların sayısı şu an itibariyle lise tercihinin fazlalığından kaynaklı liselerde istenilenin çok üzerinde bunu azaltmak için de yatırımların artırılması gerekiyor” görüşünü dile getirdi.
Bursa’da okullarda ödenek sıkıntısı
Acar, “Okullarımız ödenek sorunu yaşıyor. Sebebi de şu devletimiz doğal olarak faturalarını ödüyor, okul açıldığında donatım malzemelerini karşılıyor, akıllı tahtalarını temin ediyor ama o okulun temizlenmesi, o okulda güvenliğin sağlanması, o okulun daha hijyenik bir ortam olması noktasında malzeme de veriyor ama personel çalıştırabilmek için yeterli kaynak oluşturamıyor. Özellikle son 5 yıldır TYP dediğimiz Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında İŞKUR vasıtası ile personeller veriliyor, bunlar da geç veriliyor aslında okullar açılıyor, 1 ay sonra başlayabiliyorlar, önümüzdeki dönem de bunların verilmeme durumuna karşı okullarımız temelli çaresiz kalacak” dedi.
Okul bazlı bütçe olsun çağrısı
Ramazan Acar, “Biz bu noktada sendika olarak şunu öneriyoruz okul bazlı bütçe olsun. Daha pratik bir şey söyleyeyim; kapalı alan çarpı öğrenci sayısı çarpı belirli bir rakamla bunun rahatlıkla sağlanabileceğini, ekonomimizin güçlü olduğunu ki son gelişmelerle asgari ücreti vergi dışı tutan bir ekonomik yapıya sahip olan devletimiz bunu rahatlıkla karşılayabilir. Sadece burada kaynağın var olduğunu ama kaynağın doğru yerlere aktarılması noktasında aksaklıklar yaşandığını öngörüyoruz. Bunun sonucunda ne oluyor eğitimci arkadaşlarımız eğitimin niteliğine yönelik çalışmaları daha fazla yapması gerekirken daha çok fiziksel anlamdaki eksiklikleri gidermekle uğraşıyor Bursa bir lodos şehri bir yağmur yağıyor, bir lodos oluyor çatı uçuyor, tamirat, tadilat bu tarz şeylere kaynak oluşturma mecburiyetinden değişik sponsor arayışına giriyorsunuz, servis konusunda destek almak zorunda kalıyorsunuz, kantin konusunda kantin kiralarının fahişleşmesine sebep oluyor rekabet ortamı içinde… Bir başka husus da eğitim yöneticisi arkadaşımız kendisine okul bazlı ödenek gönderilebilse ve bunu okula aktarsa direkt bakanlığımız yani işte aracılar vasıtası ile değil de direkt okullara tahsis etmiş olsa eğitim yöneticisi arkadaşımız zorunlu giderlerini karşılayacak, ardından eğitime odaklanabilecek” şeklinde konuştu.
Acar, “Mutlaka ama mutlaka okul bazlı ödenek uygulamasına devletimizin geçmesi gerekir. Örnekleri var mesela pansiyonlu okullara devletimiz ödenek gönderiyor bu kalemden gönderiyor yani hizmetini kendisi alabiliyor, çalıştıracağı personeli kendisi tahsis edebiliyor. Yine aynı şekilde taşımalı merkez okullarımızda benzer uygulamalar yapılabiliyor, özel eğitim okullarımızla ilgili benzer uygulamalar yapılabiliyor. Diğer okullara da yayılabilir. Bunlara ilaveten ayrıca okullarımızda, bu saydığım okul türlerinde öğle yemekleri verilebiliyor. Sağlıklı beslenme, başarılı eğitimin temeli olacağı için aslında imkanı olan okullarda devlet sübvanse etmek suretiyle öğle yemekleri de verebilir. Temelde okul bazlı ödenek uygulamasına geçilmeli, eğitim yöneticisi tamirat, tadilat işleri ile uğraşmamalı, eğitimle uğraşmalı diyoruz” dedi.
“Meslektaşlarımızın ekonomik şartlarını iyileştirmemiz gerekiyor”
Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Öğretmenlik mesleğinin onurunu yükseltmenin temeli bizim edebiyat dersimizde ilk konulardan birisi şudur kendine saygı, muhatabına saygı. Dolayısıyla saygı görmek açısından saygın hale getirebilmek için bir kere meslektaşlarımızın ekonomik şartlarını iyileştirmemiz gerekiyor. İstihdam tipi olarak da 4A, 4B sözleşmeli ve ücretli öğretmen istihdam tiplerini tek tipleştirip sadece 4A kadrolu atamayı esas alan bir sistem kurmamız gerekiyor. Mecliste meslek kanunu var. Bu bir fırsattır. Mutlaka ama mutlaka yetkililer değerlendirmelidir. Palyatif olarak çözüm üretilmiş ücretli öğretmen meselesinde askere giden öğretmenin yerine, doğum iznine ayrılan, aylık izne ayrılan öğretmenin yerine ya da uzun süreli sağlık tedavisi gören öğretmenin yerine böyle bir ücretli öğretmenlik uygulamasına geçilmiş ama bunun da bir adının konması lazım. Asgari ücretin altında ben bir eğitim yöneticisi olsam personel çalıştırmak istesem 30 gün tam sigorta ödemek durumundayım, asgari ücretin altında ücret veremem ama biz şu an kendimiz ele verir talkını kendi yutar salkımı durumundayız yani asgari ücretin altında ki şu an yeni rakamla 26-27 lira oldu ders ücreti, 30 saat derse girse aylık 120 saat ders yapıyor 3.200 lira civarı bir para alır en iyisi. Bu da asgari ücretin 4.250 lira olarak belirlendiği bir ortamda asgari ücretin altındadır. Bu insanın hem onuru hem mesleğin saygınlığı anlamında sorundur. Bir başka handikap da şu ben çalıştırdığıma 30 gün sigorta ödemek durumundayım ama devlet ücretli öğretmene okula geldiği kadar sigorta ödetiyor. Bursa’da 30 bine yakın eğitim çalışanı var, bu ortalama yüzde 7 ile yüzde 10 bandında yani yıllara göre değişiyor ücretli öğretmen çalıştırma. Bunun temelinde şu da var tabii ki kadrolu ya da sözleşmeli de olsa atama yapılamayış olması Bursa’ya. Yani ilk atamalarda çok kontenjan verilememiş olmasından kaynaklı bir sıkıntı da var. 2.500-3.000 bandında değişir yıllara göre ücretli öğretmen sayısı. Aslolan 4A kadrolu istihdam esas alınmalı, 4B sözleşmelilik bu süreçte kalkacak inşallah ama henüz o 3+1 yıl çalışma zorunluluğu ile ilgili hususta mutabakat sağlanamıyor son toplu sözleşmede 3.600 ek göstergenin verilmesi ve sözleşmeliliğin kaldırılmasıyla ilgili çalışmaların yapılmasına karar verilmişti. Bu meslek kanununun bunun için de bir fırsat olacağını düşünüyoruz.”