Gölette cesedi bulunan Sedat V’yi öldürdüğü iddia edilen İ.U.’nun İnegöl Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasına başlandı. Tasarlayarak adam öldürme suçundan müebbet hapis talebiyle yargılanan sanık, psikolojisinin iyi olmadığını ifade ederek ilk duruşmada savunma yapmadı.
Şahitlerden R.Y, “Belediyede çalışıyorum. Asfalt artıklarını taşıyarak cesedin bulunduğu göletin yakın bir yerine boşalttım. O sırada göletin içinde bir insan olduğunu fark ettim, ancak yüzüyor diye düşündüm. Sonra arabayı boşaltıp tekrar İnegöl’e geldim. Tekrar arabayı doldurup bölgeye geldiğimde, göletin içerisindeki insanın aynen olduğu gibi durduğunu fark edince şüphelendim ve yanına yaklaştım. Gördüğüm şeyin bir insan cesedi olduğunu anladım. Üzerinde bıçak yaraları vardı. Kaldırmak istedim ancak taş bağlı olduğu için kaldıramadım. Jandarmaya haber verdi. Cesedi bulduğumda etrafta kimse yoktu. Sadece tarlalarda çalışan köylüler vardı. Bunun haricinde bir bilgim yok” dedi.
Maktulün kardeşi S.V. ise, “Maktul benim ağabeyim. Sanık İ.U’yu tanıyorum. 2011 yılında bir hırsızlık olayına karışmışlardı. İ.U. suçu ağabeyime attı. Bu yüzden aralarında husumet vardı. Ağabeyimle en son bayramdan iki gün önce eniştemde iftar yemeğinde görüşmüştük. Ondan sonra bir daha haber alamadım” dedi.
Öldürülen ağabeyinin telefonundan cinayet tarihinden sonra kendisine mesajlar geldiğini bildiren S.V., “En son jandarma bizi çağırdığında arabayla giderken, kendi cep telefonum ile ağabeyimin cep telefonunu aradım, cevap vermedi. Ancak ağabeyimin telefonundan ‘Ben iyiyim, anne ve babama söyle, aramam olduğu için Bursa dışındayım’ şeklinde bir mesaj geldi. Ben de ağabeyimin telefonuna mesaj atarak ‘Neredesin, İnegöl’de jandarma seni çağırıyor’ dedim. Bunun üzerine ağabeyimin cep telefonundan ‘Niçin çağırıyorlar’ diye bir mesaj gelince, o zaman ben mesajı gönderen kişinin ağabeyim olmadığını anladım. Ağabeyimi sanık İ.’nin öldürdüğünü düşünüyorum” şeklinde konuştu.
İ.U.’nun dayısı R.A.’da, “Cinayetle bir alakam yok. Evimde bulunan ve maktulün üzerinde maktulün kanı tespit edilen montu bayramın ikinci günü göletin yaklaşık 60-70 metre yakınında bir yerde başka kıyafetlerle birlikte bulup almıştım. Hatta ben kıyafetleri alırken, orada bekçilik yapan ve soyadını hatırlamadığım Bahattin isimli arkadaş da beni görmüştü. Kendisi de bazı kıyafetler aldı. Göletin yakınına zaman zaman kullanılmayan kıyafet ve eşyalar atılıyordu. Ben de işime yarayanları alıp kullanırım, üzerinde kan bulunan mont da bu eşyalardan bir tanesidir. Ben montu bulduktan sonra eve kapının arkasına asmıştım. Zaman zaman hayvanlarımı otlatmaya götürürken üzerime alıyordum. Ben bulduğumda üzerinde herhangi bir kan lekesi görememiştim. Sanık yeğenim İ. bayramdan önce 5-6 gün bizim evde kaldı. Bayram öncesi cuma akşamı kendisini otogardan yolcu ettim ve Bursa’ya gönderdim. Ertesi gün ikindi vakti beyaz bir araba ile tekrar benim evime geldi. Bir arkadaşı ile Yenişehir’e geldiğini, arkadaşının kendisinden ayrıldığını, arabayı sahibine teslim etmesini istediğini söyledi. O gece evimde kaldı, gayet normaldi, herhangi bir tedirgin durumu yoktu. Sabahleyin de güneş doğar doğmaz geldiği arabayla gitti. O gün ben Bursa’ya gitmedim, komşumuzda çalışmıştım. Cep telefonum da evde ve yanımdaydı. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, beratımı talep ediyorum” dedi.
Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.