Yılmaz, yazısında şu ifadeleri kullandı:
Türkiye’de… İlk Organize Sanayi Bölgesi 1961 yılında Pilot Sanayi adıyla Mudanya Yolu üzerindeki Yalakçayır’da kuruldu.
1980’li yıllarda…
Ülkenin izlediği “daha çok sanayi üretimi, daha çok ihracat” politikasıyla OSB’ler hızla arttı ve 17’si OSB olmak üzere sanayi bölgeleri sayısı 23’e ulaştı.
Başlangıçta…
Üretim-istihdam-ihracat hedefli bu bölgelerin yerleri tartışılmadı, ama ilk etki kentin kontrolsüz ve plansız büyümesi olarak yansıdı. Şimdilerde, azalan tarım alanları nedeniyle sanayi bölgelerinin yerleri gündeme geliyor.
Hatta…
Bu konuda ilk tartışma Kestel sınırlar içinde planlanan Soğuksu İleri Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi ile başladı.
Başlatan da…
İMO Başkanı olduğu dönemlerde Bursa için çırpınmasına tanıklık ettiğimiz Necati Şahin oldu:
“Burası 2020 ve 2040 Çevre Düzeni Planı’nda tarım ve orman alanı olarak planlanmış. Buna rağmen TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 856 bin metrekaresi orman alanı olmak üzere, toplam 2 milyon 497 bin metrekare alan imar planı olmadan iktisap edildi.”
Şunu da ekliyor:
“DSİ’nin toplulaştırma alanı 1 milyon 500 bin metrekare. İleri Teknoloji Sanayi Kooperatifi’ne ait yerler 1 milyon 50 bin metrekare. Maliye Hazinesi ve şahıslara ait yerlerle birlikte tasarlanan organize sanayi alanı 6 milyon metrekare.”
Köylülerin yerlerini kooperatife devrettiğini vurgulayıp yere dikkat çekiyor:
“Hızlı tren hattı kuzeyinden, planlanan Bursa-Ankara Otoyolu güneyinden geçiyor. Alanın 2 milyon 500 bin metrekaresi kamuya ait ve orman. Gölbaşı Göleti’ne de 7.5 kilometre.”
Ardından…
“Sanayi ve sanayiciye karşı değiliz, ama toprak üretimi olmayan tek varlık” deyip şöyle sesleniyor:
“Sanayi bölgeleri kanun, yönetmelik ve planlama ilkelerine uygun olarak şeffaf şekilde kent dinamiklerinin katılımcı anlayışıyla tespit edilmeli. Önce Bursa, sonra mümkünse sanayi olmalı.”
Çağrısı şu:
“Bursa’nın değerleri korunmalı, var olanlar yok edilmemeli.”
Olay Gazetesi Yazarı Ahmet Emin Yılmaz’ın yazısının tamamı için tıklayın…
Samanlığa ovaya kaçak sanayi kuruluyor uyumayın.