SEYİT GÜNDOĞAN
Bursa’daki öğretmenler hakkında, 2016 Ocak ayından bu yana; Milli Eğitim Bakanlığı’nın şikayet hattı olan ALO 147 ile Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (BİMER) 4 bin 500, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Valilik ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığı ile de 500 civarında olmak üzere toplam 5 bine yakın şikayet ve ihbar yapıldığı öğrenildi. Bu da 29 bin öğretmenin görev yaptığı Bursa’da her 6 öğretmenden birinin soruşturmalık olduğunu gösteriyor.
İMZASIZ İHBAR MEKTUPLARI DA VAR
Şikayetlerin bir çoğunu geçmiş yıllarda öğretmenlerin sosyal medya hesaplarından yaptıkları eleştiri kaynaklı olduğu ifade edilirken, hakkında şikayet gelen öğretmenlerle ilgili bir kısmına ceza verilmiş bir kısmının ise soruşturmaları halen deva ediyor. Bu ihbar ve şikayetlerin içinde imzasız ihbar mektuplarının olduğu iddia edilirken, Anayasaya ve ilgili kanunlara göre imzasız şikayet dilekçeleri üzerinde şikayet yapılmaması gerekirken, idarenin imzasız ihbar mektuplarına işlem yaparak ceza verdiği öne sürülüyor.
“KORKU İMPARATORLUĞU HAKİM KILINMAK İSTENİYOR”
Konuyla ilgili değerlendirme yapan Türk Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, bu şikayetlerden gerek Türk Ceza Kanunu’na gerekse de 657 sayılı devlet memurları kanuna göre suç sayılabilcek işlerin oranı yüzde 30’u geçmeyeceğini belirterek, kamuda topyekun bir korku imparatorluğu hakim kılınmak istendiğini savundu.
Bu şikayetlerin belli bir kısmının öğretmenlerin geçmişte sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımlardan kaynaklandığını, bir kısmının veliler tarafından yapıldığını, bir kısmının da çalıştıkları kurum içerisinden yapıldığını belirten Türkoğlu, “Sosyal paylaşımlar suç kabul edilerek kamuda insanları yıldırmaya yönelik ağır bir süreç yaşanmaktadır. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük, daha çok ifade hürriyeti diyerek iktidara gelenleri bugün kendileri gibi düşünmeyen herkese düşmanca bir tavır takındığı aşikardır. Bu tutum ne vatandaşlarımıza, ne ülkemize, ne devlete, ne de kamuya hayır getirmez.
Yapmış olduğunuz hukuksuzluklar, her türlü baskı ve sindirme operasyonları döner sizi de bulur. Eleştiri, en doğal, en insani, demokratik haktır. Eleştiri, yapmaktan, beğenmediğiniz konuları hakaret içermeden gündeme getirmekden geri durmayın. Bu sindirme sürecine teslim olursak yarın bütün Türkiye’de kamu çalışanlarını köleleştireceklerdir. Köleleştirilmemek için hak ve hukuklarımıza, fikir hürriyetimize sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.