Yaşayarak öğrenme ilkesiyle hareket eden Venüs Kampüs, her geçen yıl yeni başarılara imza atıyor. 5 bin metrekarelik bir alanda, ortaokul, anadolu ve fen lisesi konseptleriyle eğitim veren okul, öğrencilerini, hem akademik hem de mesleki yönden yeterli seviyeye getirmek için projeler hayata geçiriyor.
Öğrencilerini sadece eğitim hayatlarında değil iş hayatlarında da desteklemeyi sürdüren Venüs Kampüs Kurucuları Ali Erzincanlıoğlu ve Hüseyin Kirez ile yolculuklarını ve uyguladıkları yeni eğitim anlayışlarını konuştuk.
Sayın Ali Erzincanlıoğlu Venüs Kampüs yolculuğundan bahsedelim. Ne gibi iddialarla yola çıktınız ve şu an ne durumdasınız?
Venüs Kampüs bir öğretmen kuruluşudur. Uzun yıllardan beri Hüseyin Kirez ile bir eğitim yolculuğu yapıyoruz. Bu serüvene başlarken en büyük hedefimiz, Türk gelenek ve göreneklerine uygun vatanını seven, ileri görüşlü güzel insanları topluma kazandırmaktı. Gelişen dünya konjonktürüne baktığımız zaman dünyayla entegre olmuş, iş yapabilen, vizyonu geniş ve sürekli inovasyon oluşturabilen öğrenciler yetiştiriyoruz. Bunu yaparken de özellikle yaşamın içinde olmalarını çok istiyoruz. Derslerin yanı sıra bunları hayatlarında uygulamalarını sağlamak için projeler geliştiriyoruz. Venüs Kampüs, görünüşte ortaokul, anadolu ve fen lisesi ama dış yüzüne bakıldığında meslek lisesi gibi çalışıyor. Çocuklarımızı hem akademik hem de mesleki yönden hayata hazırlıyoruz.
Venüs Kampüs, eğitim anlayışını hangi temel üzerine kuruyor ve sizi diğer eğitim kurumlarından ayıran özellikler neler?
İnsan odaklı eğitim anlayışı benimsedik, onları yetiştirmek için kolları sıvadık bu doğrultuda projeler hayata geçirdik ve devam ediyoruz. Sürekli yaşamla entegre oldukları için çocuklarımız 20’li yaşlarda altın bileziklerini kollarına takmış oluyor. Türk toplumu iş gücü olarak erkek egemen bir toplum bu yüzden kız çocuklarımızın bu manada daha çok üstlerine düşerek, yapılamayanları yapacaklarını gösteriyoruz. Kadınların iyi birer meslek sahibi olması demek toplumun daha fazla gelişmesi demek.
Öğrencilerinizin yaşamla entegre olması için çabaladığınızdan bahsettiniz. Bundan yola çıkarak yaşayarak öğrenme modelini nasıl uyguluyorsunuz?
Günümüz gençliği sosyal medyaya çok düşkün. Bu çocukları gerçek yaşama dahil etmemiz gerekiyor. İyi bir insanda olması gereken tüm özellikleri küçük yaşlardan itibaren öğrencilerimize aşılıyoruz. Büyüklere saygı ve hayvan sevgisi öncelik verdiğimiz konuların başında. Çocuklarımız kendilerine yetebilsinler diye pazar ve market alışverişlerine çıkarıyoruz, toplu ulaşım kullanımını yerinde gösteriyoruz. Ülkemizin nereden geldiğini bilmeleri ve daha fazla sahip çıkmaları için Atatürk sevgisi aşılıyoruz. Yıl sonunda çocukların velilerine kazandırılan alışkanlıklarla ilgili sertifika veriyoruz.
Okulunuzda uyguladığınız bireysel koçluk çalışmalarının faydaları nedir?
Galatasaray Lisesi’nden getirdiğimiz ‘Yapay Zeka Sistemi’ var. Bu sistem öğrencimizin devamsızlığı ya da ders başarısı ile ilgili anında bildirim sağlıyor. Velilerimiz ile düzenli periyodlar halinde öğrenci durumu ile ilgili görüşmeler sağlıyoruz. Haftanın 3 günü saat 10.00’a kadar öğrencilerimiz için ders çalışma programları planlıyoruz. Öğrencilerimizi, dikkatlerinin dağılmaması için net hedeflere ve gerçekçi amaçlara yönlendirdi.
Sadece ders odaklı eğitimler öğrenciler üzerinde etkili olmuyor. Sosyalleşme de çocukların eğitilmesine önemli katkı sağlıyor. Bu kapsamda sürdürdüğünüz ‘Girişimcilik Kulübü’ öğrencilere nasıl katkı sağlıyor? Meslek seçimlerinde öğrencileri nasıl yönlendiriyorsunuz?
Kariyer Günleri, Meslek Edindirme Günleri ya da Hayata Hazırlama Günleri gibi günler planlayıp meslek dallarında uzmanlaşmış kişileri öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Bunu sadece klasikleşen yöntemlerde yapmıyoruz. Çocuklarımız hayatın her alanını ve bu alandaki her kesimden insanı ve işi tanısın diye çok iyi durumda olan ulan bir firma sahibi, iyi durumda olmuş ama sonrasında işleri kötüleşmiş bir kişi, beyaz yaka ve mavi yaka herkesi burada ağırlıyoruz. İleride yapacağı mesleği hem akademik olarak hem de yaşayan kişilerden dinletiyoruz. 24-25 yaşında öğrenilecek bilgileri buradaki lise öğrencilerimize vererek mezun etmiş oluyoruz. Girişimcilik Kulübü’nün bir önemli noktası da staj imkanı sağlıyoruz. Mezun öğrencilerimizi bırakmıyoruz, üniversite öğrencilerimize de staj ayarlıyoruz.. Meslek seçimi ile ilgili rehberlik kanadımız yetenek testleri yapıyor. Çocuğumuzun eğitimleri ile alakalı bilimsel olarak bir kaç test uygulanıyor. Öğrencimiz ilgi alanlarına göre yönlendirilerek o alanda gelişim sağlamasına katkı sunuluyor.
ÖĞRENCİLERİMİZ TÜM TÜRKİYE İLE YARIŞIYOR
Binlerce öğrenci en iyi lise sıralarında oturmak ve Türkiye’nin önde gelen üniversitelerine yerleşmek için büyük çaba sarf ediyor. Sınav süreçlerini nasıl yönetiyorsunuz ve nasıl sonuçlar elde ettiniz?
Geçen yıl 45 8.sınıf öğrencimizden 22 tanesi nitelikli okul kazandı, 2 tanesi tayin sebebiyle başka şehre gitti, geriye kalan öğrencilerimizle fen ve anadolu lisesinde eğitimlerimize devam ediyoruz. Bursa’nın akademik olarak en iyi okulları arasında ilk 3’te varız. Yine 2022’de 38 öğrencimiz tıp fakültesi kazandı bunların 6 tanesini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne yolladık. Bunu Bursa’da yapan okul yok. Bizde eğitim 12 boyunca sürüyor, 15 günlük bir tatil veriyoruz. Karnelerini verdiğimiz çocuklarımızı 2 gün dinlendireceğiz, hafta başı itibariyle dersler başlayacak. Yaz formatımız, normal dersler, soru çözüm kampı, ders tekrarından oluşuyor. Yıl içerisinde ortalama 25 bin soru çözen bir öğrencinin istatiksel olarak kazanma ihtimali çok yüksek. Bu çabanın sonucunda başarı geliyor. Bu yolculukta öğrencilerimiz yapay zeka sayesinde tüm Türkiye ile yarışıyor. Yıl boyunca çocuğumuzdaki gelişmeyi takip edebiliyoruz. Velilerimizle sürekli iletişim halindeyiz. Bursa’da 12.sınıf öğrencileri YKS öncesi Venüs Kampüs’de ücretsiz deneme sınavlarına girebildi. Sadece kendi öğrencilerimize değil tüm çocuklara sahip çıkıyoruz. Kazandığımız her şeyi yine çocuklarımız için harcıyoruz. Kapımıza gelen kimse asla ve asla geri çevrilmez. Biz velilerimizle imzaladığımız sözleşmeye özel bir madde ekledik. Velilerden birinin vefat durumunda çocuğun üniversiteye kadar olan eğitimlerini karşılıyoruz. Kurumlarımızda en önem verdiğimiz şey güvendir. Siz bize çocuğunuzu teslim edeceksiniz biz onun kişisel kurtuluş savaşını kazanmasını sağlayacağız. Bu yol çetin bir yol. Bu yılki en önemli projelerimizden biri de deprem bölgelerinden Bursa’ya gelmiş evlatlarımıza eğitim desteği sağladık. Bu kapsamda okulumuza gelmiş 24 öğrencimiz bulunuyor. Öte yandan ise Türkiye’deki özel okul algısını yıkmaya çalışıyoruz. Özel okul fiyatları denince uçuk rakamlar ortaya çıkıyor. Ancak velilerimiz bize gelmeden bunun kararını vermesinler. Asgari ücretli çalışan ve memur da çocuklarını bizim okulumuza gönderebilir. Bu çocukların her biri vatanımıza faydalı insanlar olacak. 5.sınıf ve 9 sınıf eğitimi çok çok önemli. YKS sınavındaki 100 sorudan 40 tanesi lise 1’de işlenilen konulardan çıkıyor. Çocuklarımızın tüm eğitim kademeleri bizde gerçekleşirse başladığımız işi yüzde 100 başarı ile tamamlayabiliriz. Sonradan dahil olan çocuklar için uyguladığımız programlar onların sıkılmasına neden oluyor. Eğitimi uzman ellere teslim edin.
TÜBİTAK İÇİN HAZIRLIKLAR TAMAM
25 Haziran’da gerçekleşecek TÜBİTAK Olimpiyatları’na Bursalı öğrencileri hazırlayan ekipte yer alan Hüseyin Kirez’de süreci anlattı: “Bursa’nın en iyi öğrencilerini TÜBİTAK Olimpiyatlarına hazırlıyoruz, böylece şehrin eğitim seviyesine de katkı sağlıyoruz. Bunu yapabilecek öğrenci potansiyeli çok fazla, öncelikle biz öğrencilerin keşfini yapıyoruz. Okulları tarıyoruz. Bu işe gönüllü, uzun soluklu maratona dayanacak öğrencileri keşfediyoruz. Keşfin ardından en temelden başlıyoruz. Bizim öğretimiz klasik lise öğretisinin dışında. Çünkü bu işte üniversite düzeyinde akademik bilgisi gerekiyor çocuğun hem de uzun soluklu ve bol miktarda soru çözmesi gerekiyor. Öğrenciyi önce buna inandırıyoruz sonra da psikolojik desteğini verip sıkı takip aralıksız ders. Örneğin, Ahmet Rüştü Anadolu Lisesi’nde bir öğrenci keşfetti. Sıkı çalışma ile birlikte belli bir seviyeye geldi ve özgüveni gelişti. özgüveni gelişmesi ile birlikte tamamen bu işe odaklandı gereksiz alışkanlıklarından vazgeçti. 9 ve 10. sınıf öğrencinin en boş kaldığı dönemdir bu dönemi iyi değerlendirerek çocukları iyi güdülersek güzel başarılar elde edebiliriz. Hedefimiz Türkiye’deki en iyi 50 öğrenci arasına kimyada 10, matematikte 10 öğrenci sokabilmek. Bu Bursa için başlangıç olacak, farklı farklı okuldan farklı öğrencilerle bu başarının gerçekleştirilebileceğini kanıtlamamız gerekiyor. Okul kriter değil, her öğrenci istedikten ve çabaladıktan sonra başarılı olur. Ulusal takıma Bursa’dan öğrenciler sokmak ve İstanbul’daki özel okulların hegomonyasını yıkmak istiyoruz.