Bursa’da eğitimde iyileşme yok! ‘Öğretmenler artık kasiyerliği tercih ediyor’

olay.com.tr’de yayınlanan, gazeteciler Mustafa Özdal ve Yaman Kaya’nın hazırlayıp, sunduğu “Gündem Özel” programına katılan Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, “Bursa’da eğitimde iyileşme söz konusu değil. Binlerce öğretmen açığı var ve ücretli öğretmenler çalıştırılıyor. Gidip kasiyer olarak çalışmayı tercih eder hale geldi öğretmenler. Asgari ücretin çok altında bin, iki bin lira ücret alarak arkadaşlarımız okullarda görevlendiriliyor” dedi.

Bursa’da eğitimde iyileşme yok! ‘Öğretmenler artık kasiyerliği tercih ediyor’

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, “Köy Enstitüleri bir proje değildi. Büyük bir devrimdi. Bir eğitim devrimiydi. Fakat mesele sadece eğitim de değildi. Orada aslolan 1935 yılına gelindiğinde halkın yüzde 80’i köyde yaşıyordu, topraksızdı, yoksuldu ve cumhuriyet yurttaşı olamamıştı. Yani burada büyük mesele bir topraksız, yoksul köylüyü üretici ve çiftçi yapmak ama aynı zamanda cumhuriyetin yurttaşı yapmaktı. Onun için 21 adet büyük enstitü kuruldu. Fikir babası İsmail Hakkı Tonguç’u o dönemin yine Milli Eğitim bakanları Hasan Ali Yücel’i, Saffet Arıkan’ı buradan yine analım. 82. yılını geçtiğimiz günlerde 17 Nisan’da kutladık. Büyük bir aydınlanma hamlesi. Çünkü tarım politikalarının geliştirilebilmesi için köylere girmek gerekiyordu. 18 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yüzde 80’i köydeydi ve tarım politikaları için köye girmek gerekiyordu. Bunun başka bir yolu yoktu. Türkiye’deki bu model dünyaya örnek ve dünyada da eşsiz bir model. Bir daha yapılmadı bugüne kadar yapılan en milli en özgün devrimdir bizler için” dedi.

Yoksul halk hem üretici oluyor hem en iyi koşullarda okuyor”

Toy, “Halkın özellikle erkeklerin yüzde 76’sı neredeyse okuma yazma bilmiyordu. Kadınların yüzde 91’inden fazlası okuma yazma bilmiyor… Bu koşullarda orada bir aydınlanma meşalesi yanıyor. Düşünün ki o yoksul köylü halk hem üretici oluyor hem bir taraftan en iyi koşullarda okuyor. Ayağında çarığı ile oraya gelen o yoksul köylü çocuğu cumhuriyetin yurttaşı olmak üzere yetiştiriliyor. Aynı zamanda bir de toprak reformu var. Bugüne kadar ulusal egemenlik gerçekleşmiş fakat devrimler tamamlanmamış. Hala cumhuriyetin yurttaşı olamamışlar çok yoksullar. Onlara toprak verilecek. Kimin hoşuna gitmiyor, toprak ağalarının hoşuna gitmiyor… Asıl mesele o toprak reformunun yapılamaması. Yani Köy Enstitüleri eğer bugün devam etseydi ne yazık ki kentlerde milyonların yaşadığı ve çocukların okula aç gittiği, anne babanın asgari ücretin altında ucuz işçi olduğu, kaçak işçi olarak çalıştığı bir Türkiye tablosu olmayacaktı” şeklinde konuştu.

Köylü üretici olacaktı ama toprak ağaları buna müsaade etmedi”

Buna kim izin vermedi, 1945 yılında Köy Enstitüleri kapatıldıktan sonra başlayan karşı devrimciler buna izin vermedi. Mesele yine sermaye, paraydı. O toprağı halkla paylaşmamaktı” ifadelerini kullanan Yeliz Toy, “Çünkü eğer planlandığı gibi toprak reformu çıkmış olsaydı köylünün toprağı olacaktı. Köylü üretici olacaktı ama o toprak ağaları buna ne yazık ki müsaade etmedi. O dönemde İsmail Hakkı Tonguç’un görevden alınması, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in istifa etmek zorunda kalması, bu büyük devrimi gerçekleştiremediler ve İsmet İnönü’yü de siyasal katkılarından dolayı ben yine saygı ile anıyorum. Bilindiğinin aksine aslında yalnız bırakıldı. O dönem bunu başaramadı ve ne yazık ki bitmek zorunda kaldı. Biz bugün bunun uzantılarını görüyoruz. 17 Nisan’da kutlama yaparken 82. yılı günümüze Köy Enstitüleri ışık tutuyor derken bugünün yetkili sendikası çıktı dedi ki biz köy enstitülerini anacak kadar, kutlayacak kadar ezik değiliz dedi. Bunu bir eziklik olarak görüyorlar ama şimdi okullarda baktığımız manzara laboratuvarlar yok, okullarda kütüphaneler yok. Okulu sadece dört duvar sanan öyle zanneden bir zihniyet ile bugün de ne yazık ki karşı karşıyayız ve aynı ezikliği yaşamıyoruz diyen kişileri cumhuriyet karşıtlarının mezarı başında ağlarken, onları anarken görüyoruz” görüşünü dile getirdi.

Şimdiki taklit okullardan da sakınmak lazım”

Toy, “Bazı özel okullar taklit ediyorlar. Sadece bir reklam, pazarlama ama gerçekle ilgisi yok. Köy Enstitüleri’nde fırsat eşitliği var. Köyden çıkan halkın yoksul çocuğu okulda bir aydın olarak yetiştiriliyor aynı zamanda üretim yapılıyor. Gerçek bir üretimden bahsediyoruz. Köylüye her konuda yol gösteriliyor. Köylü öğreniyor. 1942 yılında biyolojik çeşitliliği konuşuyorlar bu okullarda. Bir duvar örüyorlar ama duvarı ördüklerinde öğrenci bu duvarı şimdiki okullardaki gibi böyle yalandan örüp tekrar yıkmıyorlar. Gerçekten örüyorlar o sırada onun açılarını hesaplıyorlar. Duvarı örerken geometriyi, dik açıyı öğreniyorlar. Böyle bir model daha gelmedi. Şimdiki taklit okullardan da sakınmak lazım. Gerçekle ilgisi yok” dedi.

Kasiyer olarak çalışmayı tercih eder hale geldi öğretmenler”

Toy, “Bursa’da eğitimde bir iyileşme söz konusu değil. Hala binlerce öğretmen açığı var ve ücretli öğretmenler çalıştırılıyor. Tekrar yeri gelmişken onu da söyleyelim biz suç duyurusunda bulunduk, devleti devlete şikayet ettik asgari ücretin çok altında hatta insani olmayan bin, iki bin lira, girdikleri ders saatine göre ücret alarak arkadaşlarımız okullarda görevlendiriliyor. Bu koşullara dayanamayanlar ayrılıyor. Onlar ayrılınca ücretli öğretmenlerden kaynaklanan onların yeri de boşalıyor. Gidip kasiyer olarak çalışmayı tercih eder hale geldi öğretmenler. Ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmenlerimiz var. Ücretli öğretmenler konusu büyük bir yara. Hiçbir çözümü yok. Öğretmenlik meslek kanununda da bununla ilgili hiçbir şey yapılmadı. Bir taraftan öğretmen açığı, Bursa’daki sınıfların çok kalabalık olması, yeni okul yapılmaması hala o yıkılan okulların yerine yenilerinin yapılmaması salgın döneminde eğitimi felç etmişti. Bu sorunlar devam ediyor. Bu niteliksiz eğitimden artık kurtulmamız gerekiyor. Bir Köy Enstitüleri modeli var tabii ki bugünün koşullarında bu yapılamaz o günün ihtiyaçlarına göre yapılmıştı bugün başka bir şey yapmak lazım ama yine örnek almak lazım. Onun rehberliğinde onu örnek görebiliriz. Bir aydınlanma devrimine yeniden ihtiyacımız var, tamamlamak zorundayız bu devrimi. Her geçen gün eğitimin niteliği düşüyor. Bursa’daki okullarda da öyle. Karma eğitim karşıtı gerici müdürler hala işbaşında” şeklinde konuştu.

Eğitim İş’in üye sayısı artıyor

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, sözlerini şöyle tamamladı:

Bu yıl mayısa yetişmez ama önümüzdeki yıl muhakkak alacağız yetkiyi öyle görünüyor. Çünkü hak mücadelesi ve gerçek sendikacılık böyle oluyor. Ortada bir kavga var çocuklarımızın geleceği için onlara onurlu bir gelecek bırakmak için nitelikli bir eğitim sunmak için mücadele eden kazanıyor. Biz Bursa’da büyük bir üye artışı ile gelecek güzel günlerin müjdesini şimdiden aldık, sizlere de verebiliriz.

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X