Özdal, yazısında yaşanan ilginç durumu şu ifadelerle aktardı:
Geçen pazar, yolum Mudanya’nın Yaman Köyü’ne düştü.
Halkın geçimini meyvecilikten sağladığı, zeytinlikleriyle şirin bir köy burası.
Köye girişte, son derece ilginç bir görüntü dikkatimi çekti.
Bir minare.
Evet sadece bir minare.
Yani minare var ama camisi yok.
Cami az ilerdeydi.
O caminin de minaresi yoktu.
Minaresiz cami olur mu hiç?
Evet bu köyün camisi minaresiz.
Efendim minaresiz caminin hikayesi şöyleymiş:
Yıllar önce cami köy halkına küçük gelmeye başlıyor.
Ancak imkanlar kısıtlı olduğu için yeni bir cami yapacak kadar para bulunamıyor.
Ne yapıp, edip imkanlarını zorlayan köy halkı eski caminin 100 metre ilerisinde yeni bir cami yapıyor.
Ancak ne eski caminin minaresini yıkacak parayı denkleştirebiliyorlar, ne de yeni camiye minare yapacak parayı bulabiliyorlar.
Neticede yeni bir cami yapılmış yapılmasına ama minaresi yok.
Köyün kahvesine girince, yanımdaki arkadaşlar köylülerle tanıştırdılar beni.
Gazeteci olduğumu öğrenen köylüler etrafımı sardı.
Öncelikle minare sorunlarını yazmamı rica ettiler.
Bir hayırseverin eski minareyi yıkıp, yeni camiye minare inşa etmesini istiyorlar.
İşte buradan yazıyorum, Yaman Köyü’nün eski minaresini yıkıp, yeni camisine minare yapacak bir hayırsever aranıyor.
Köylülerin başka istekleri de vardı.
Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal’ın yazısının tamamı için tıklayın…