`Bunların hepsi insanlığın başının belası`

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, PKK, IŞİD, Horasan, El Nusra ve bunun gibi örgütlerin hepsinin insanlığın başının belası olduğunu belirterek, “Bazı ülkeler IŞİD`e karşı Irak`ta, Suriye`de farklı politika takip ediyor. Cinayet şebekesi, Suriye`de de Irak`ta vahş

`Bunların hepsi insanlığın başının belası`
Çiçek, Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’yi kabul etti.
 
Kabulde yaptığı konuşmada Çiçek, Irak’ın yürüttüğü çabaları desteklediklerini söyledi. Çiçek, kendilerine düşen hususları yerine getirmek için parlamentolarası ilişkileri daha da yoğunlaştırmaları gerektiğini söyledi.
 
Cemil Çiçek, Türkiye ile Irak’ın, uzun bir geçmişi olduğunu, ortak tarihi, ortak değerleri, ortak inançları, ortak kültür ve ortak menfaatlerinin bulunduğunu kaydetti. Çiçek, “Bitişik nizam yapılar gibiyiz. Komşunun birinde olan gelişme, öbür komşuyu da etkiliyor. Onun için komşular arası ilişkiler ne kadar doğru, düzgün, iyi giderse herkesin menfaatine olur. Hele hele Ortadoğu coğrafyasında bu daha da önemlidir” diye konuştu.
 
“Ortak belalarımız da var”
 
Uzun zamandır bölgenin huzursuz olduğuna işaret eden Çiçek, bunun bedelini de bu bölgenin insanlarının ödediğini vurguladı.
 
Çiçek, geriye dönük sorumlu aramanın yararının bulunmadığını belirterek, geleceği ve bugünü tanzim etmeleri gerektiğini söyledi. Çiçek, bu nedenle geçmişten gerekli değerlendirmeleri yaparak, dersleri çıkararak, geleceği iyi inşa etmeleri gerektiğini dile getirdi.
 
TBMM Başkanı Çiçek, “Ortak tarihimiz, ortak kültürümüz, ortak menfaatlerimiz var ama ortak belalarımız da var. Ortak bela olarak dediğimiz, tüm insanlık için tehdit teşkil eden, terör belasına karşı ülkelerin tek başına yaptığı mücadeleler yeterli olmuyor, istenilen sonuç elde edilemiyor” diye konuştu.
 
Ortak çaba, ortak dile, ciddi bir dayanışmaya da ihtiyaç olduğunu dile getiren Çiçek, terörün her türlüsüne karşı olmaları gerektiğini vurguladı. Çiçek, dünyada böyle bir ayrımcılık bulunduğunu belirterek, ne adına olursa olsun, terörün insanlığa karşı suç olduğunu bildirdi. Çiçek, bunu etnik sebep, mezhebi görüş, başka türlü nedenlerle olsun ortaya konulan vahşeti asla tasvip etmelerinin mümkün olmadığını dile getirdi. Çiçek, buna samimi olarak karşı çıkmaları, söylemlerinin arkasına doğru örnekleri koymaları gerektiğini ifade etti.
 
“Ebola virüsü gibi”
 
TBMM Başkanı Çiçek, terörün acısını ailesinde yaşamış bir kişi olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“İki yakınından birini 1982’de Ermeni ASALA terör örgütüne, diğerini PKK teör örgütüne Güneydoğu’da şehit vermiş ailenin mensubuyum. Benim, bizim nezdimizde terörün hiçbirini tasvip etmek mümkün değildir. Hepsine karşı olmak gerekir, doğrusu da budur. Bu ister PKK, ister IŞİD olsun, ister adı şu ya da bu olsun, bizim için fark etmez, terör terördür, bunun hepsine karşı ortak çabaya ihtiyaç var. Maalesef Türkiye, terörle mücadelesinde çoğu zaman uluslararası toplumdan yeterli desteği görmedi. Terörle mücadelede işbirliği yapmamanın ne anlama geldiğini Türkiye olarak acı tecrübelerle yaşadık. Onun için birlikte, sizlerle daha çok işbirliğine ihtiyacımız var. Terör meselesi ilişkileri zehirleyen bir olaydır, Ebola virüsü gibi.”
 
“Aramıza yabancıları sokmayalım”
 
Çiçek, Türkiye ile Irak’ın kardeş olduğunu dile getirerek, Irak’ta yaşayan herkesin, hiçbir ayırım yapmaksızın kardeşleri olduğunu söyledi.
 
“Aramıza yabancıları sokmayalım” diyen Çiçek, bu bölgenin, fitne, fesat çıkarmaya müsait hale geldiğini belirtti. Çiçek, basın kanalıyla, 3. kaynaktan konuşmak yerine yüz yüze konuşmayı tercih ettiklerini ifade etti.
 
Irak Hükümeti’nin başarılı olması için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını vurgulayan Çiçek, etkin kökeni, dini yorumu ne olursa olsun Irak’ın tümünü kapsayacak politikaların Irak ve bölgeye huzur getireceğini söyledi.
 
Çiçek, terörün, dini, kökeni, inanışı olmayacağını kaydederek, Türkiye’nin, terör meselesiyle 40- 50 yıldır uğraştığını anımsattı. Çiçek, terör konusunda Türkiye’nin çok açıklama yaptığına işaret ederek, her olaydan sonra bir defa daha “teröre karşıyız” demenin anlamı olmadığını ifade etti.
 
“Ben inanmam”
 
Cemil Çiçek, bazılarının, halen teröre karşı olduğunu söylemediğini, bazı ülkelerin söylemesine rağmen terör örgütleriyle işbirliği yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini belirtti. Çiçek, “Teröre karşıyız” diyen herkesin lafını da çok samimi bulmadıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
 
“Terörün her türlüsüne karşı sizin yanınızdayız, ne yapabilirsek birlikte yapmaya hazırız. Bir çok ülke uluslararası sözleşmelere imza attıkları halde ülkelerindeki teröristleri ne yargıladılar ne Türkiye’ye iade ettiler. Halen çifte standart uyguluyorlar. PKK’nın, Suriye, Ayn el Arap’a, bizim çok iyi bildiğimiz nedenden dolayı ilgisinden, dünya neredeyse dün terör örgütü dediği PKK’yı, bugün insani yardım kuruluşu gibi algılamak gibi, eğer aymazlık değilse, çok özel bir kasıtla PKK’yı aklama gayretine giriyor. Bizim için PKK, IŞİD, Horasan, El Nusra, vs ne varsa, bunların hepsi insanlığın başının belasıdır. Hepsine karşı tavır olmadığı sürece konjonktürel olarak, hatta bazı ülkeler Irak’ta IŞİD’e karşı, Suriye’de farklı politika takip ediyor. Cinayet şebekesi, Suriye’de de Irak’ta da vahşet yapıyor. Bunun İslam ile uzaktan yakından alakası yok. En büyük zararı İslam ve islam ülkelerine veriyor.
 
IŞİD’in içinde 80’den fazla ülkeden gelen terörist var, dünyanın her kıtasından örgüt mensubu var. Nasıl oldu da dünyanın önde gelen ülkeleri, bu kadar güçlü istihbarat örgütleri var, birbirinin yemek menüsü bilecek kadar birbirlerini takip ediyorlar, başbakanları, ülkeleri dinliyorlar, uzaydan, içeriden, dışarıdan dinliyorlar. Nasıl olmuş da bu kadar güçlü istihbarat örgütleri, bu teröristlerin varlığından bu ülkelerin haberi olmamış. Buna inanmamızı bekliyorlarsa, ben inanmıyorum, başkaları inanır, inanmaz, ona karışmam. 3 çocuğumu bile bir konuda ittifak ettirebilmek için bazen 2 saat ikna etmeye çalışıyorum. 80’den fazla ülkeden, etnik kökenleri, dilleri, kültürleri farklı bu kadar insan birarya geliyor, eğitiliyor. Bunlar ölüme gidiyor, piknik için toplanmıyor. Bu nasıl mekanizmadır ve bunun arkasında hangi üst akıl, hangi kurmay zekası var? Bunlara kafa yormadığımız takdirde, sanki bir gecede çıkmış bir örgüt gibi görünüyor. Eğer düşmanımızı iyi tanıyamazsak, arkasındakileri göremezsek yanılırız. “
 
“Dünya çok büyük uykudaydı, birden uyandı”
 
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi de iki halk arasındaki dostluğun, kardeşliğin baki olduğunu belirterek, parlamentolar arasında derin bir ayrım bulunmadığını söyledi.
 
Terör belasının, Ortadoğu’dan kaynaklanmadığını, tamamen dışarıdan geldiğini ifade eden Caferi, bunun, 21. yüzyılda New York, Washington’da başladığını, daha sonra çeşitli bölgelerin ardından Ortadoğu’ya ulaştığını anlattı.
 
Tüm dünya ülkelerinin terörizmle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Caferi, şunları kaydetti:
 
“IŞİD, şu an Musul’da. Sanki IŞİD ve Irak halkı tamamen karşı karşıya.IŞİD bayrağı altında kimler savaşıyor? IŞİD’in içindekiler ABD, Avrupa, Avusturalya, Asya ve Afrika var. Dünya çok büyük uykudaydı, birden uyandı ve IŞİD ile savaşmaya başladı. Ama savaşmaya başladığında karşısında bütün dünya ülkelerinden insanlar gördü. Musul’da gerçekleşen çirkin olaylardan sonra anladılar ki, bu insanlar kendi ülkelerine döndüklerinde de ülkelerine çok büyük zararlar verebilecekler. Yaşanan olaylardan sonra belki bu yüzden daha çok Irak’ın meşruiyetini kabul ettiler, ‘Irak’ın yanında durmalıyız, terörizme karşı durmalıyız’ diye, bu nedenle IŞİD ile savaşımızda yardımlarını sundular.”
 
“Kim gelmek isterse…”
 
Caferi, insan gücüne ihtiyaçlarının olmadığını belirterek, kendi topraklarını koruyacak, o sorumluluğu alabilecek güçte insanlarının olduğunu anlattı. Caferi, ancak bir takım araç, gereç, mühimmat, silah yardımının olabileceğini, bunlara daha çok ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
 
Konuk Bakan Caferi, şöyle devam etti:
 
“Ordumuzun koruması altında savaşan tüm insanlar bizim için ordu mensubumuzdur, hepsi bizim için savaşmaktadır. Bu Peşmerge olsun, Ulusal Muhafız Güçleri olsun, hepsi Irak ordusu adı altında bu güçlerle savaşmakta. Belki bir takım siyasi hata, boşluklardan kaynaklan davranışlardan IŞİD daha çok palazlandı, bu girişimi yaptı. Ancak şu andaki siyasi durumun daha da iyileşmesi nedeniyle IŞİD arkaya çekildi. Güvenlik konusunda olan bir takım boşluklar vardı ama bakanlarımız, görevinin başında. Savaşmak isteyen gençlerimize kapılarımız açıktır, kim gelmek isterse Irak ordusu altında bu güçlerle savaşabilir.
 
IŞİD’in tehlikesi sadece Irak sınırları içinde değil. IŞİD, dünyadaki tüm demokratik ülkeleri tehdit etti, bunların başında da Kanada geliyor. Terörizmin ne dini ne mezhebi ne ülkesi var. Nasıl İslam aleminde IŞİD bu çirkin davranışlarından dolayı çok büyük uçurum yarattıysa, aynı şekilde Hristiyan aleminde o uçurumu yaratacak. Belki bu sefer adı IŞİD olmaz, farklı isim olur.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X