Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “2017 yılı için Anadolu ekmeklik kırmızı sert buğdayın alım fiyatı, ton başına 940 lira olarak belirlenmiştir. Açıklanan fiyatlara, kaliteye göre yüzde 5’e kadar da ilave artış uygulanacaktır.” dedi.

Çelik, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, Gözlü Tarım İşletmesinde düzenlenen 67. Geleneksel Hasat Bayramı’nda yaptığı konuşmada, geçen yıla göre bereketli bir yıl yaşandığını söyledi. Hububat üretimi için iki güzel gelişmenin yaşandığına işaret eden Çelik, üretimin ve kalitenin arttığını dile getirdi.

Çelik, geçen yıla göre hububatta yüzde 4,5’lik artışla toplamda 37 milyon ton hububat üretimi beklediklerini belirterek, “Bu yıl kalitede yüzde 10’luk bir artış olduğunu belirtmek istiyorum. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) mayısta başlayan hasat dönemiyle beraber 6 Haziran’dan itibaren üreticilere depolama ve finansman sağlamak amacıyla emanet ürün alımlarına başladı.” diye konuştu.

TMO’nun bugüne kadar 400 bin ton emanet ürün alımı gerçekleştirdiğini dile getiren Çelik, çiftçilerin teslim etmek üzere randevu aldığı miktarın ise 1,2 milyon ton civarında olduğunu belirtti.

Çelik, hasat başlangıcından bugüne kadar piyasaları yakından takip ettiklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Hasadın yoğunluğuna ve yüksek rekolteye bağlı olarak piyasa fiyatlarının gevşemesi sonucu bugün itibarıyla TMO’nun müdahale fiyatını açıklaması ihtiyaç. Bunu gidermek için açıklamayı yapma zarureti doğmuştur. Bazı bölgelerde ekmeklik buğday 980 liranın üzerinde işlem görmektedir. Bazı bölgelerde de 850 ila 900 lira arasında işlem görmeye başladığını müşahade etmiş bulunuyoruz. Bunu dikkate alarak Anadolu kırmızı sert ekmeklik buğdayın fiyatı tabii ki bir taban fiyat. Bu taban fiyat üzerinde değer bulacak, buna inanıyoruz. 2017 yılı için Anadolu ekmeklik kırmızı sert buğdayın alım fiyatı, ton başına 940 lira olarak belirlenmiştir. Açıklanan fiyatlara, kaliteye göre yüzde 5’e kadar da ilave artış uygulanacaktır. Bu durumda üreticimiz kalitesine göre buğdaylarını 990 liraya kadar TMO’ya satabileceklerdir.”

67. Geleneksel Hasat Bayramı’nda ilk hasadı yapıldı

Çelik, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, Konya Gözlü Tarım İşletmesinde düzenlenen 67. Geleneksel Hasat Bayramı’nda, biçerdövere bindi, ilk hasadı gerçekleştirdi.

Daha sonra müdürlük yerleşkesindeki tören alanında konuşan Çelik, hasadın, bir yıllık emek ile toprağın verdiği nimeti toplamanın adı olduğunu söyledi.

Çelik, geçen yıl da hasat bayramı etkinliği sırasında 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığını anımsatarak, bu girişimin, devlete ve millete yapılmış ihanet olduğunu dile getirdi.

“Millet haşat etmeyi de çok iyi bilir”

15 Temmuz’un devleti ve milleti sömürmek isteyenlerin el birliği yaptığı bir gece olduğunu aktaran Çelik, şöyle konuştu:

“Çok şükür milletimiz 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanları tanklara dar etti. Milletimiz o gece Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi ateşi resmen göğsünde söndürdü. Milletimiz, hasat etmeyi de iyi bilir ihanet içinde olanları haşat etmeyi de çok iyi bilir. İnanıyoruz ki, milletin asıl gücü topu, tüfeği yahut tankı değil imanlı ve inançlı insanlarıdır, eli nasırlı çiftçileridir. Milletin gücü, tankın gücünü birkaç saat içinde yendi.”

Çelik, vatan ve millet için canını veren tüm şehitleri rahmetle anarak, Allah’tan, bu ülkeye ve millete kalleşlik yapmak isteyenlere fırsat vermemesi temennisinde bulundu.

“Tarımın ve gıdanın önemi her gün daha da artacaktır”

Tarım, gıda, su ve enerjin ön planda olduğu 21. yüzyılın çiftçilerin yüzyılı olacağını aktaran Çelik, tarımın önemini kavrayamayan toplumların önümüzdeki süreçte çok ciddi sıkıntılarla karşılacağını vurguladı.

Çelik, Katar’da yaşananların bu konuya iyi bir örnek olarak gösterileceğini işaret ederek, şöyle konuştu:

“Bir ablukanın meydana getirmiş olduğu durum… Binalarınız kaç kat yüksek olursa olsun, teknolojiniz ne kadar gelişmiş olursa olsun, kasalarınız ne kadar dolu olursa olsun, marketlerin rafları boşaldığında dolduracak bir şeyiniz yoksa, böyle bir coğrafya ve imkana sahip değilseniz bunu dolduracak ülkeyi arar durursunuz. Bunun için önümüzdeki süreçte tarımın ve gıdanın önemi her gün daha da artacaktır. Bundan dolayı Avrupa Birliği ülkeleri tarımın geleceğini gördükleri için destek açısında AB bütçesinin yüzde 40’ı çok rahat bir şekilde tarıma tahsis edilmektedir. Tarım dünyadaki en geniş istihdam alanıdır. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı tarımla meşgul oluyor.”

Gümrük vergisi düzenlemesi

Çelik, şöyle devam etti:

“Son gümrük vergisi düzenlemesinin yerli ürün fiyatlarına göre ithalatı cazip kılması falan mümkün değildir. Bir psikolojik ortam oluşturuluyor. İthal buğdayda yüzde 45’lik bir oran var. Bu yüzde 45’lik oran bizim piyasada şu anda cereyan eden rakamların çok çok üzerinde. Böyle bir ithallik söz konusu değil ama sektörün içinde olan birçok kişi sanki ithal buğday gelecekmiş de yerli buğday ve yerli üretici mağdur edilecekmiş gibi bir yaklaşamı sergilemeye çalışıyor. Böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını belirtmek istiyorum. Kimse Türkiye’nin ithal cenneti olacağını falan beklemesin. Biz burada kale gibi bütün üreticilerle duruyoruz. Kesinlikle buna müsaade edilmeyeceğini üzerine basa basa söylüyorum. Bizim görevimiz üreticiyi korumaktır.”

Düşük vasıflı buğdayın fiyatı ton başına 800 lira

Açıkladığı buğday alım fiyatının yüzde 12,5 protein değerindeki buğdayın fiyatı olduğuna değinen Çelik, şunları kaydetti:

“Kalitede çok ciddi bir artış var. Bu çerçevede 940 ila 990 lira arasında bir fiyatı alımı TMO gerçekleştirecektir. Bu yıl aldığımız yeni bir kararla da en düşük vasıflı buğday fiyatı ton başına 800 lira olarak belirlenmiştir. Böylelikle en alt grup buğday fiyatında üreticilerimizin lehine yüzde 5’lik artış yapılmış bulunmaktadır. Aldığımız bir kararla TMO’nun ürün alımlarında üreticiden ton başına kestiği 6,5 liralık boşaltma ücreti de bundan sonra alınmayacaktır. Açıklanan fiyat ile üretici maliyetine göre prim ve destekler dahil yüzde 55’lik bir artış sağlandığını da bu vesileyle belirtmek istiyorum. Arpa fiyatları üreticiyi memnun edecek seviyede işlem gördüğünden böyle bir eşik, taban fiyatı açıklamaya gerek olmadığını bu yıl da aynı şekilde ifade etmek istiyorum.”