Yargıda, ceza kanununa göre suç olmayan, ancak önemli bir boşanma nedeni olan zinanın hangi koşullarda var olduğunun kabul edileceğine ilişkin tartışma yaşanıyor. Yargıtay, “Kadının yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması, zinanın varlığına delalet eder” gerekçesiyle verdiği bozma kararına da direnen yerel mahkeme, “Sadece aynı evde bulunmak zinanın varlığını kabul etmek için yeterli olmaz” diyerek zina iddiasını ikinci kez reddetti.
Eve polisle baskın
C.K. ile G.K., boşanma davası açtıktan sonra, C.K. eşinin S.D. isimli erkeği ‘eve aldığını ‘haber almasından sonra polis eşliğinde eve bir baskın düzenledi. S.D., G.K. ile birlikte “konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan gözaltına alınarak karakola götürüldü. Bu olayın ardından C.K. karısı aleyhine “zina” ve “şiddetli geçimsizliğe” dayalı boşanma davası açtı. G.K., ise mühendis olan iş arkadaşı ile işle ilgili bir konuyu konuşmak üzere evlerinin salonunda oturduklarını söyledi.
Ankara 8. Aile Mahkemesi, kararında zina yapıldığına dair delil elde edilemediğini belirterek, “zinaya dayalı boşanma talebinin” reddine karar verdi. Mahkeme, C.K.’nın, “şiddetli geçimsizlik” iddiasını ise yerinde buldu. Ortak çocuğun anneye verilmesine karar veren mahkeme, kocanın 400 TL iştirak nafakası ödemesine karar verdi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise, mahkemenin bu kararını bozdu. Kararda, “Kadının yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta alması, zinanın varlığına delalet eder. Bu bakımdan zina kanıtlanmıştır” denildi. Daire, bu nedenle çocuğun velayetinin babaya verilmesi gerektiğine karar verdi.
Kuran’a referans tartışması
Yargıtay’ın kararına direnen yerel mahkeme ise tanık beyanlarına göre zinanın olduğunun ispatlanamadığını savundu. Mahkeme kararında davalı kadının olay tarihinde iki tırnağının çekilmesi nedeniyle raporlu olduğunu, iş arkadaşı S.D’nin de kendisine geçmiş olsun ziyaretinde bulunduğunu anlattığı belirtildi. Mahkeme kararında eğitim düzeyi yüksek iki kişinin bu sebeple birbirlerini ziyaret etmelerinde bir gariplik bulunmadığı da savunuldu. Kararda “Sadece aynı evde bulunmanın zina için yeterli olmayacağı kabul edilmelidir” denildi. Kararda ayrıca hasta sebebiyle aynı evde bulunmanın zina sayılmasının, “toplumun gelişen yapısı da dikkate alındığında doğru olmadığı” vurgulandı. Mahkemenin bu kararında Medeni Kanun’un yanı sıra Kuran’da zinanın nasıl düzenlendiğine ilişkin gerekçelere yer vermesi ise dikkati çekti. Kararda, “Kuran’a göre zina insanlığı, toplum ve birey olarak dejenere eden bir illettir. İslam hukukunda zina evlilik dışı ilişkidir” ifadeleri yer aldı. Mahkemenin direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na geldi. Genel Kurul, dosyayı karar vermesi için Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne gönderdi.