Kadın – erkek ilişkilerinde en çok duyduğumuz hikayeler aldatmaya dair olanlardır. İhanetleri duyduğumuzda da sık sık şu soruları soruyor ve cevaplarını merak ediyoruz. Bir insanın aldatmasına neden olan şey nedir? Kim suçlu? Psikologların bu konuya ilişkin bakış açıları ve aldatma riskini arttıran durumlar hakkında yapılan bilimsel deneyler bize bazı cevaplar veriyor. İşte aldatma konusuna bilimsel bir bakış açısı.
Duygusal yoksunluk
Çiftler arasındaki yaşanan duygusal yoksunluk, konuşmama, tarafların destek eksikliği hem kadınları hem de erkekleri aldatmaya itmektedir. Erkek için cazip olan şeyin cinsellik olduğuna dair bir klişe var. Ancak erkeklerin yüzde 47’si aldatmanın gerekçesi olarak duygusal yakınlığın yokluğundan bahsediyor. Burada durum zorlaşıyor çünkü erkekler duygularını göstermek istemiyor, kadınlar ise sevgi ihtiyaçlarının desteklenmesini istiyor.
Deneyim ve çevre etkisi
Bir erkek önceki ilişkilerinde sadakatsiz davrandıysa sonraki ilişkilerinde de aynı eğilimi gösterecektir. Ayrıca kişinin çevresi sadakatsizliğe olan eğilimini etkiliyor. Yapılan bir ankette, aldatan erkelerin yüzde 75’inden fazlası arkadaşlarının da eşlerini aldattığını söylemiştir.
Cinsellik
Yapılan bir araştırma; erkeklerin % 70’inin, kadınların% 49’unun aldatma gerekçesinin cinsel hayatında yeni ve canlı duyguların olmamasını gösteriyor.
Sosyal ağlara aşırı ilgi
Taraflardan birinin Twitter veya diğer sosyal ağlarda çok fazla zaman harcadığı ilişkilerde aldatma riski artıyor.
İş ve iş gezileri
Bu konudaki anketlerden birine göre, aldatan erkeklerin 1 / 3’ünden fazlası iş gezileri sırasında bu eylemi gerçekleştiren iş adamlarıdır. İş yerinde aldatma olasılığı evliliğin 6 – 9. yıllarında artar. Bu yıllar en hassas zamanlardır ve çok çaba gerektirir.
Oksitosin eksikliği
Oksitosin, aynı zamanda kucaklama hormonu olarak da adlandırılır. Bir ilişkide güven oluşturmada önemli bir rol oynar. Bilim adamları, bu hormonun eksikliğinin aldatmayı tetiklediğini düşünüyor.