Erdoğan, ADİK Tersanesi’nde düzenlenen amfibi gemi “Bayraktar”ın denize indirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, bu geminin ülke, millet ve tüm denizciler için hayırlı olması dileğinde bulundu.
“Bayraktar” gemisinin Türkiye’nin denizlerdeki gücüne güç katacağından şüphesi olmadığını dile getiren Erdoğan, ilk amfibi gemisi 2011’de denize indirirken büyük heyecan ve gurur içinde olunduğunu anlattı.
“Gemilerimizi ülkemizde tedarik ediyor olmaktan gurur duyuyoruz”
Bu gelişmelerin, savunma sanayinde elde edilen ilerlemelerin denizcilik alanındaki yansımaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Geçmişte arzu ettiğimiz gemileri, uçakları, araç-gereçleri paramızla dahi almakta zorlandığımızı asla unutmadık, unutmayacağız. Savunma sanayimizin diğer unsurları gibi gemilerimizi, denizaltılarımızı ve diğer ihtiyaçlarımızı kendi tasarımımız ve kendi üretimimiz olarak ülkemizde tedarik edebiliyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Türkiye 2002’de savunma sanayi ihtiyaçlarının yüzde 80’ini ithal etmek zorunda olan bir ülkeydi. Bu vahim tablonun istiklalimiz ve istikbalimiz için çok büyük bir tehdit olduğunu gördüğümüz için savunma sanayini önceliklerimiz arasına aldık. Savunma sanayindeki dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 40’lar düzeyine kadar indirmeyi başardık. Hedefimiz, 2023 yılında savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırmaktır. Temel savunma ihtiyaçlarımızın tamamını kendimiz tasarladığımızda ve ürettiğimizde istiklalimize ve istikbalimize daha güvenli bakabilir hale geleceğimiz açıktır.”
Preveze Deniz Savaşı’nın tüm kahramanlarının, Barbaros Hayrettin Paşa’nın, diğer adıyla Hızır Reis’in, tüm deniz şehitlerinin ve gazilerin ruhlarının bugün bir kez daha şad edildiğine inandığını belirten Erdoğan, inşallah bu çalışmaların kesintisiz şekilde sürdürüleceğini ve hedeflere ulaşılacağını kaydetti.
“Barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİLGEM başta olmak üzere bu alandaki projeleri devam ettirmek, yeni projelerle donanmayı güçlendirmek gerektiğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada kararlılığımız var. Hızır Reis’in donanmayla seferden geldiği dönemlerin heyecanını yeniden yaşayacağımız günleri hep birlikte görmeyi temenni ediyorum. Çalışmalarımızı, Yavuz Sultan Selim’in ve Gazi Mustafa Kemal’in şu güzel sözünü kendimize ilke edinerek yürütüyoruz. Ecdadımız diyor ki ‘Hazır ol cenge, eğer ister isen sulh-u salah’. Evet, barış istiyorsak daima savaşa hazır olmalıyız. Bu anlayışla kendimiz, bölgemiz ve tüm dünyada barışı, huzuru, güvenliği daim kılmak için tüm unsurlarıyla ordumuzu güçlendirmeyi sürdüreceğiz.”
Erdoğan, MİLGEM projesinde 8 gemiden henüz 2’sinin denize indirilebildiğini hatırlatarak, helikopter, tank, insansız hava aracı, uçak gibi pek çok projede ciddi ilerlemeler kaydedildiğini, üretim aşamasına gelindiğini ancak hala katedilmesi gereken mesafe olduğunu söyledi.
Temmuz ayından bu yana yeniden tırmanışa geçen terör saldırıları, bölgede yaşanan gelişmeler ve daha pek çok işaretin, söz konusu çalışmaları süratlendirmeyi, hazırlıkları tamamlamayı gerektirdiğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
“Küresel sistem, ekonomik kaosla birlikte jeopolitik bir yeniden yapılanma sürecinin de içine girdi. Üstelik bu sürecin tüm önemli çatışmaları, çekişmeleri, mücadeleleri bizim yakın çevremizde cereyan ediyor. Bu dönemi ülkemiz ve milletimiz lehinde değerlendirebilmemizin en başta gelen şartı, güçlü bir orduya, güçlü bir savunma sanayine, güçlü bir yüksek teknolojiye dayalı üretim altyapısına sahip olmamızdır. Askeri güçle desteklenmeyen diplomasi, sizi yolda bırakır. Bizim yolda kalmaya tahammülümüz yok. Her alanda kendimizi teçhiz etmeli, eksiklerimizi tamamlamalı ve hedeflerimize doğru tam yol ilerlemeliyiz.”