Bir tıkla zenginlik hedefleyenlerin mesleği

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla Türkiye’de sayıları hızla artan Youtuber’ların, bazı kriterleri karşılaması halinde ayda 5 ile 25 bin lira arasında gelir elde edebildiği bildirildi. 

Bir tıkla zenginlik hedefleyenlerin mesleği

Uzmanlar, bazı kriterlere uygun YouTube kanalı sahiplerinin tıklanma ve görüntüleme başına para kazandığını, bu nedenle kısa yoldan şöhret ve reklam geliri elde etmek isteyenlerce Youtuber’lığın kazanç kapısı haline geldiğini belirtti. 

Çocuklar, yetişkinlerin aksine ilgisini çeken videoları defalarca izleyebildiği için Youtuber’ların onların beğenisine hitap eden içerikler üretilebildiğini kaydeden uzmanlar, ebeveynlerin zararlı videolara karşı önlem almasını tavsiye etti. 

“YouTube, atari salonları ile parkların yerini aldı”

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, video platformu YouTube’un, arama motoru Google’dan sonra en çok tıklanan ikinci internet sitesi olduğunu belirtti.

Görselliğiyle ön plana çıkan YouTube’un en büyük avantajının kullanıcıların kendilerine ait kanal açabilmesi, çektikleri veya kurguladıkları içerikleri paylaşabilmesi olduğunu ifade eden Kırık, “Çocuk ve gençlerin tercihleri, geleneksel medya yerine yeni medya oldu. YouTube, Z kuşağı için kendilerini ifade edebilecekleri, fikirlerini paylaşabilecekleri ve içerik üretebilecekleri bir mecra durumuna geldi. YouTube, artık atari salonları ile parkların yerini aldı.” diye konuştu. 

“Bir kişi YouTube’da 8 dakika 39 saniye zaman geçiriyor”

Kırık, bir kullanıcının YouTube’da geçirdiği zamanın ortalama 8 dakika 39 saniye, video izleme sayısının ise beş olduğuna dikkati çekti. 

Çocuk ve gençlerin, Youtuber’lığı “geleceğin mesleği” olarak gördüğünü dile getiren Kırık, bunun tercih edilmesinin en temel nedenin, kısa yoldan şöhrete ulaşmak ve reklam geliri elde etmek olduğunu kaydetti. 

Bu mesleğin kazançlarının oldukça iyi olduğunu vurgulayan Kırık, şöyle devam etti:

“Youtuber’lar birkaç yoldan gelir elde ediyor. Bunlardan en yaygın olanı Google reklamları. Videolar izlenirken çıkan reklamlar, bu mesleğin en büyük gelir kaynakları. Bu reklamlarda, ‘Tıklama Başına Maliyet’ (CPC) ve ‘Görüntüleme Başına Maliyet’ (CPM)  olarak bazı kriterler yer alıyor.  CPC reklamlar, video tıklandıkça ‘Google Adsense’ hesabında biriken gelir olarak ifade ediliyor. Tıklama başı maliyet kanalın popülaritesi, abone sayısı ve izlenme oranlarına göre değişiklik gösteriyor.”

“Tıklama başı gelir 7 kuruş-4 lira arasında değişiyor”

Doç. Dr. Kırık, Türkiye’de tıklama başına elde edilen gelirin, 7 kuruş ile 4 lira arasında değiştiğini söyledi. 

CPM’nin ise video izlenirken çıkan Google reklamlarının bin kez görüntülenerek 1 birim gelir elde edilmesi şeklinde ifade edildiğini anlatan Kırık, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Türkiye’de bir reklamlık gösterim ücreti ise 5-15 kuruş arasında değişiyor. Bir video içerisinde beş reklam yer aldığı düşünülürse elde edilen gelirin 25 kuruş ile 75 kuruş olduğunu söyleyebilmek mümkün. Youtuber’ların reklam alabilmesi için en az bin aboneye sahip olması, 10 bin kez izlenme oranını elde etmesi ve bir yıl içerisinde en az 4 bin saat görüntülenme alması gerekiyor. Bu da içeriklerin daha özgün olmasını zorunlu kılıyor.” 

Murat Kırık, Youtuber’ların video tıklanma haricinde ürün yerleştirme ve viral reklamlarla da gelir elde ettiğini belirtti. 

Kırık, viral reklamların sosyal medyada hızlı bir şekilde yayıldığını, kaliteli görüntülü, yoğun prodüksiyon gerektiren videoların daha çok ilgi gördüğünü vurgulayarak, “Ticari olarak gelir elde eden Youtuber’ların Türkiye’de vergi ödeme sorununun çözülememiş olmasının bu mesleği daha cazip kılıyor. Ayda 5 ile 25 bin arasında gelir elde eden Youtuber’ların bazılarının vergi ödememesi Türkiye ekonomisi açısından da büyük bir kayıp oluşturuyor.” değerlendirmesinde bulundu. 

“Hukuk devleti olmanın bir gereği”

Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün ise YouTube ile internet siteleri gibi kişilerin gelir elde ettiği mecralarda vergilendirmeye gidilmesinin hukuka uygun olduğunu söyledi. 

Özellikle “YouTube” üzerinden elde edilen gelirlerin ortaya çıkarılması adına tespit edilmiş olan referans kaynaklarının tıklama başı elde edilen ortalama değeri ortaya koyduğunu kaydeden Ergün, “Gelirlerin belirli sistem içinde tutulması ve kayıt altına alınması açısından bu durum önem taşıyor.” dedi.  

Ergün, Youtuber ve fenomenlerden vergi alınmasının denetiminde artık bazı gelişmelerin yaşandığını söyledi.

Devlet kurumlarının konuyla ilgili somut verilere ulaştığına dikkati çeken Ergün, “Bu noktada diğer tüm gelir kalemlerin kayıt altına alınıp belirlenen değerler üzerinden vergilendirme dilimleri oluşturulduğu gibi YouTube ve benzeri ortamlardan elde edilen gelirin somut veriler üzerinden tespit edilerek vergilendirmeye gidilmesi mali denetimin yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır ve hukuk devleti olmanın bir gereğidir.” diye konuştu. 

Klinik Psikolog ve Pedagog Mehmet Teber de anaokulu çağındaki çocuklar için televizyonun çoğu zaman yeterli olmadığını belirtti.

Televizyonu her yere taşımanın mümkün olmadığına dikkati çeken Teber, “Burada imdada YouTube yetişiyor. Çocuk her yerde sevdiği çizgi filmi izleyebiliyor.” dedi. 

Teber, ilkokul öğrencilerinin daha çok oyuncaklarla ilgili olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

“İlkokula giden çocuklar, YouTube’dan oyuncak açma videoları izliyor ya da oynadığı kimi oyunların videolarına takılıyor. Burası, hem televizyondaki içerik hem de ondan daha fazlası olduğu, telefonla her yere taşındığı için çok cazip. Çocuklar, ilkokul çağının sonlarına doğru çizgi filmden uzaklaşıyor. Eğlenceli, komik, farklı içerik ve biraz da gerçek içerik ararken karşılarına Youtuber’lar çıkıyor. Bu nedenle de onların sıkı takipçisi oluyorlar. Çocuklar bizler gibi değil. Aynı içeriği defalarca izleyebilir. Bu da izlenme oranlarını arttırıyor. Buradan da fenomenlik ve Youtuber’lık gibi yepyeni meslekler doğuyor.”

“18 yaş sınırı yetersiz”

Teber, YouTube’un pedagojik açıdan bazı riskler taşıdığını, bu kanal nedeniyle travmatize olmuş birçok çocukla karşılaştığını belirtti. 

Katıldığı bir çalışmada, ilk grubun korku videoları izleyenler olduğunu aktaran Teber, “O videolardan bir tanesini merak edip bir bakıyor sonra sağdan diğerleri derken dünyası korku ile doluyor. İkinci grup doğum ameliyatı gibi video izleyenler. Böyle sahneler çocuğun zihnini altüst ediyor. Diğer grup ise cinsellikle karşılaşanlar. ‘Örümcek adam’ bile yazsan örümcek adam kıyafetli kişilerin olduğu açık sahneler çıkıyor. Bu üç grup travmatize oluyor. Bazıları da sürekli şiddet, oyun videoları izleye izleye şiddete yöneliyor.” ifadelerini kullandı. 

Teber, dünyada çocuk YouTube uygulamasının olmadığını anımsatarak, “YouTube’da 18 yaş sınırı var ama bu da yetersiz. Ailelerin buna çok dikkat etmesi gerekiyor. Bir kullanıcı adı ile giriş yapmak, izleme geçmişini kontrol etmek, yanımızda izlemesini sağlamak ise en pratik önlemler.” şeklinde konuştu. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X