Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Muğla’daki Stratonikeia Antik Kenti’ni ziyareti sırasında fotoğraf çektirdiği noktada bulunan sütun ve yol döşemesi kalıntıları arasındaki yaklaşık 2 bin 200 yıllık yol, ziyaretçilerini adeta zamanda yolculuğa çıkarıyor.
Eskihisar Mahallesi’nde bulunan 3 bin yıllık Stratonikeia Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor. Antik kent, Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler, Osmanlı ile Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerin bir arada olduğu nadir yerler arasında gösteriliyor.
Stratonikeia Kazı Heyeti Başkanı, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt, AA muhabirine, antik kent ile Lagina Hekate Kutsal Alanı’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Pamukkale Üniversitesi adına arkeolojik kazı, konservasyon ve restorasyon çalışmaları gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kentteki camide, hamamda, Roma Caddesi’nde, Bizans sütunlarında ve evlerde koruma çalışması yaptıklarını anlatan Söğüt, insanların bu eserleri nasıl koruduklarını, kullandıklarını, aksettirdiklerini oldukları yerde belgelemek ve gelecek kuşaklara aktarmak istediklerini dile getirdi.
Onun için de koruma ve kullanma dengesi arasındaki çizgiyi iyi muhafaza etmek istediklerini belirten Söğüt, antik dönemden bugüne her dönemi kendi seviyesinde bir arada koruduklarını bildirdi.
Antik kentin son dönemde özellikle yerli turistler tarafından yoğun ziyaret edildiğini vurgulayan Söğüt, şunları kaydetti:
“Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti sonrası insanlar buraya gelip fotoğraf çektiriyor. Bu bence tarihi sevmek, tarihi korumak, tarihin yaşamasını sağlamak ve bunun sürekliliğini temin etmek anlamında çok önemli girişimler. Biz de koruyor ve ziyaretçilerimize gösteriyoruz. Durduğumuz yerde ayağınızın birisi Helenistik, birisi Osmanlı dönemine basabiliyor. İkisinin arasında yaklaşık 2 bin 200 yıl gibi bir tarih farkı var.”
“Roma döneminden Osmanlıya bir adımda geçiyorum”
ABD’de yaşayan ziyaretçilerden Sina Mandalinci ise Stratonikeia’nın, dünyanın en güzel mermer şehirlerinden olduğuna işaret etti.
Çocuklarıyla antik kente geldiğini anlatan Mandalinci, “Çünkü burada tarihsel süreç hiçbir kopukluk yaşamadan, bir noktadan öbür noktaya geliyor. Burada Roma döneminden Osmanlıya bir adımda geçiyorum. Birikmiş bütün medeniyet, bütün bilgiler bir yerden bir yere taşınıyor.” dedi.