Portekiz’in başkenti Lizbon’da temaslarda bulunan Cameron, Portekizli mevkidaşı Pedro Passos Coelho ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından iki başbakan ortak basın toplantısı düzenledi.

“İngiltere’nin ahlaki bir sorumluluğu var”

Coelho ile görüşmesinde Avrupa Birliği’nin (AB) reforme edilmesi konusunun yanı sıra mevcut göçmen krizinin ele alındığını dile getiren İngiltere Başbakanı Cameron, krizi, Avrupa’nın karşı karşıya kaldığı “en büyük zorluk” olarak nitelendirerek, “İnsanlar, farklı ülkelerden, farklı koşullar altında Avrupa’ya geliyor. Ancak bunların birçoğunun ülkelerindeki savaştan kaçan Suriyeliler olduğunu biliyoruz. Ülkelerinde iki düşmanları var şimdi. Esed ve DAEŞ. İngiltere’nin geçmişinde yaptığı gibi, sığınmacılara yardım etmek için ahlaki bir sorumluluğu var. Halihazırda barınma sağlıyoruz, bunu yapmaya devam edeceğiz de” dedi.

Göçmenler, sığınmacı kamplarından alınacak

Suriye, Ürdün ve Lübnan’da Suriyelilere destek sağlanması için ülkesinin 900 milyon sterlinin üzerindeki yardımı ile en büyük ikinci bağışçı olduğunun altını çizen Cameron, “Hiçbir Avrupa ülkesi İngiltere’den fazla yardım sağlamadı” dedi. Cameron sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yaklaşık 5 bin Suriyeli’yi ülkeye kabul ettik ve özellikle risk altındaki Suriyeli sığınmacılara yardım ederek, ayrı bir yeniden yerleştirme programını uygulamaya koyduk. Hafta içerisinde dediğim gibi, bu mevcut program kapsamında binlercesini daha kabul edeceğiz. Sayıları değerlendirmeye alacağız. Krizin ölçeği ve insanların çektiği acılar göz önünde bulundurulurak, binlerce Suriyeli sığınmacıyı yeniden yerleştirmek için daha fazlasını yapacağımızı söyleyebilirim. Kişileri sığınmacı kamplarından alma yaklaşımımızı sürdüreceğiz. Birçok hayata mal olan tehlikeli yolculuklar riskini almaktansa bu, onlara, İngiltere’ye gelmeleri için daha doğrudan ve güvenli bir yol sağlıyor. Programların en iyi şekilde nasıl tasarlanacağı ve ülkeye alınacak kişi sayısını sivil toplum kuruluşları ve ortaklarımızla görüşeceğiz. Bu konunun detaylarını önümüzdeki hafta belirleyeceğiz.”

İngiltere’nin, kaçakçılık çetelerinin takibi kapsamında ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edeceğini vurgulayan Cameron, “İngiltere, krize uzun dönemli çözüm bulunması çalışmalarının yanı sıra, kalbi ve aklıyla hareket ederek, ihtiyaç sahiplerine koruma sağlayacak” dedi.

“Korunmasız Kişileri Yeniden Yerleştirme” programı

İngiltere, 2014 yılının başında Suriyeli mültecilere kapılarını açacağını duyurmuştu. İngiltere, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile yürüttüğü “Korunmasız Kişileri Yeniden Yerleştirme” programı çerçevesinde, özellikle şiddet ve işkence mağdurları ile tıbbi yardıma muhtaç kadın, çocuk ve yaşlı Suriyelilerin ülkeye girişine öncelik veriyor. İngiltere, bu program çerçevesinde Ocak 2014-Ağustos 2014 döneminde zor durumda ve savunmasız olan sadece 216 Suriye vatandaşını topraklarına kabul etti.

İngiltere İçişleri Bakanlığı ise yerleştirme programından bağımsız olarak Suriye krizinin başlangıcından bu yana yaklaşık 5 bin Suriyeli’nin İngiltere’ye iltica başvurusunun kabul edildiğini bildirmişti.

İçişleri Bakanı Theresa May, 2014 yılının başında Suriyeli mültecilere kapılarını açacağını duyurmasına karşın bu yaz başında yaptığı bir açıklamada, Akdeniz’de kurtarılan kaçak göçmenlerin AB ülkeleri arasındaki eşit şekilde dağıtılması önerisine katılmadığını, bunun daha fazla kişiyi tehlike yolculuklara çıkmaya teşvik edeceğini savunmuştu.