Bir grup bilim insanı uzaydaki akıllı yaşam formlarının Dünya’yı halihazırda ziyaret etmiş olabileceğini iddia etti.
‘Dünyadışı Yaşamla Mesajlaşma Uluslararası Toplantısı’nda bir araya gelen bilim insanları, Paris’teki bilim müzesi Cité des Sciences et de l’Industriem’de gerçekleştirilen etkinlikte bu iddiayı ortaya attılar.
Teorinin temelinde uygun ortam bulunmasına rağmen gezegenimizin atmosferi dışında hayatla karşılaşmamış olmamız var.
Aynı iddiaya göre, uzaylılar bizimle iletişime geçmek yerine bizi uzaktan gözlemliyor.
UZAYLILAR BİZİMLE NEDEN BAĞLANTI KURMUYOR?
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) bir başka çalışanı Alan Stern, insanoğlunun neden hala dünyadışı bir medeniyet ile iletişime geçemediğine dair yeni bir teori ortaya atmıştı.
American Astronomical Society’nin düzenlediği konferasta bir açıklama yapan Stern, bunun nedeni olarak uzaylıların tahmin ettiğimizin aksine sualtı bir medeniyet geliştirmiş olabileceği ihtimalinin latını çizdi.
Stern, dünyadışı canlıların galaksinin başka bölümlerinde, yaşadıkları gezegende bulunan okyanusların derinliklerinde bulunuyor olabilecekleri iddiasını ortaya attı.
Pek çok filme konu olan bu olayın neden henüz gerçekleşmediğini araştıran bilim insanları olası diğer senaryoları belirlemişti.
Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir.
Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir.
Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz.
Zira uzayı 1984’ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir.
Ayrıca gezegenimizden 32 ışık yılı uzaklıktaki dalgalar henüz bize ulaşmış değil. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen “ilk merhaba” mesajı hala yolda olabilir.
Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün.
En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz.
Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir.
Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel.
En kötü senaryo ise Hollywood’un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor.