AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, anayasa değişikliği halk oylaması sürecinde Muş Belediye Meydanı’nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti ve alandakileri “Bulanık’a, Hasköy’e, Malazgirt’e, Varto’ya selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Şen olasın Muş, başım gözüm üstüne olasın Muş.” ifadeleriyle selamladı.
21 Mart’ta, nevruzda baharın, 16 Nisan’da da Türkiye’ye kalıcı bir baharın geleceğini dile getiren Yıldırım, “Murat Nehri, Karasu Nehri coşacak, gürleyecek. Muş Ovası, lalelerle sümbüllerle bezenecek. 16 Nisan’da sandıklar açılınca, ‘Evet’ çıkınca ne Muş’un baharı ne de Türkiye’nin baharı hiç yok olmayacak.” dedi.
“Birbirimize dayandık, birbirimize güvendik”
Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk, Zaza, Kürt, Arap ve Türkmenlerin hep birlikte kurduğunu dile getiren Yıldırım, cumhuriyet tarihi içinde belirli dönemlerde her toplum kesiminin ağır zulümlere uğradığını vurguladı.
Başbakan Yıldırım, “Kimi zaman Türkler, kimi zaman Kürtler, kimi zaman Zazalar zulüm gördü, eziyet çekti. Kimi zaman Aleviler, kimi zaman Sünniler eziyet gördü. İnançlarımız, değerlerimiz, kimliklerimiz inkar edildi. Bunların hepsine sabrettik, birlikte karşı koyduk. Birbirimize dayandık, birbirimize güvendik, bugünlere kadar elhamdülillah ayakta kaldık.” diye konuştu.
“Kürtlere ve Türklere maalesef acı yaşattılar”
1980’li yıllarda bölücü terör örgütünün devletle vatandaşın arasına girmek istediğini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
“Kan akıttılar, hem Kürtlere hem de Türklere maalesef acı yaşattılar. Askerimizi, polisimizi, korucumuzu, çocuklarımızı, kadınlarımızı katlettiler, gençlerimizin kanını akıttılar. En büyük zararı da buraya, sizlere verdiler. Kürt, Zaza, Arap kardeşlerimize verdiler. Buradan, Muş’un bu meydanından ilan ediyorum, Kürtlüğünüzle, Zazalığınızla, Araplığınızla, Türklüğünüzle, kimliğinizle iftihar edin. Onlar sizin gurur nişanenizdir ama şunu da unutmayın: Hepimiz, kim olursak olalım, ister Türk ister Kürt isterse Arap olalım, ne olursak olalım, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu birer vatandaşıyız. 79 milyon vatan evladının bir parçasıyız. Şu ay yıldızlı bayrağın gölgesi altında hepimize yer var. Bundan başka bir bayrak tanımayız, Muş tanımaz, hiç kimse tanımaz.”
“Kardeşliğimizi muhafaza etmenin gayreti içinde olduk”
Yıldırım, terörün bölgenin kalkınması, ilerlemesi, çocukların okuması ve gençlerin çalışmasını engellediğine işaret ederek şöyle konuştu:
“Yatırımları engellediler, esnafın ekmeğiyle oynadılar, çiftçinin alın terine göz diktiler sonra bir yiğit adam çıktı, adam gibi adam, milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan. Size Cumhurbaşkanımızın selamını getirdim. Desteğinizle oylarınızla iktidara getirdiniz. Size bir söz verdik, ne dedik? ‘Biz bu sorunu çözeceğiz, terörü bitireceğiz. Baldıran zehrini içmek pahasına olsun bu sorunu çözeceğiz.’ dedik. 14 yıl boyunca Türkiye’yi büyüttük, kardeşliğimizi muhafaza etmenin gayreti içinde olduk. Recep Tayyip Erdoğan, milletin adamı, onun arkadaşları olarak bizler, hamdolsun bu mücadelede hep beraberdik. Mücadelenin her safhasında önümüze engeller çıkardılar. Türkiye’de kardeşlik büyümesin, 80 milyon bir ve beraber olmasın diye her türlü hileye başvurdular ancak biz yine de vazgeçmedik, yine de vazgeçmeyeceğiz.”
Bölgede yatırımların son sürat gittiğini vurgulayan Yıldırım, eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji ve toplu konutta büyük yatırımlar yaptıklarını, yapmaya da devam ettiklerini bildirdi.
“Bunlar alçak katil sürüsü”
15 Temmuz akşamı FETÖ’nün maskesini düşürdüklerini anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Bakın FETÖ ile PKK’nın kardeş örgütler olduğunu 15 Temmuz gecesi hep beraber gördük. Bunlar hep birlikte hareket ediyor. Bunların ipi aynı merkezin elinde. Bugün şunu artık net olarak görüyoruz, ne PKK bölücü terör örgütü ne de katil FETÖ, Türklerin de Kürtlerin de Arapların da Zazaların da iyiliğini istemiyor. Bunların ipini tutanlar dışarıda. Bunların sahibi, ipini tutan merkez, bölgede kendi çıkarlarına uygun bir düzen kurmak için kardeşi kardeşe düşürmeye çalışıyor. FETÖ, din maskesi altında Türkiye’yi yıkan katil bir terör örgütü. PKK da solcu maskesi altında bölücü bir terör örgütü. Oysa bunlar ne dindar ne solcu ne de milli ne de yerli, bunlar alçak bir katil sürüsü.”
“Bu sistemle beraber çalışmak zorunda kalacaklar”
Bazılarının bu sistemi istemediğini belirten Başbakan Yıldırım, “CHP istemiyor. Bunlar bu değişikliği niye istemiyor biliyor musunuz? Bunlar çalışmayı sevmezler, bu sistemle beraber çalışmak zorunda kalacaklar. Milletin gözüne girmek için daha çok çalışacaklar. Ama bunların çalışma alışkanlıkları yok. Bunlar bedavacı. ‘Bir yerden bir fırsat olsa da işin ucundan biz de tutsak’ diye fırsat kolladılar. Darbelerden medet umdular, darbelerin arkasından kendilerine siyasi bir alan açtılar. Başka kim karşı? HDP karşı. Bölücü PKK terör örgütünün adeta esiri haline gelmiş bir partiden bahsediyoruz. Sırtını Kandil’e yaslamış HDP karşı olsa ne olur olmasa ne olur.” şeklinde konuştu.
“Kim teröre yardım ederse, kim teröre kol kanat gererse, kim terörü beslerse içeride ve dışarıda hepsinin üzerine acımasızca gideceğiz. Hiç endişeniz olmasın.” diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
“Sizlerin oylarıyla seçilen belediye başkanları halka hizmet etmek yerine maalesef terör örgütünün değirmenine su taşıdılar, terör örgütüne lojistik destek verdiler. Biz de dedik ki ‘Vatandaştan aldığımız vergileri, vatandaşın dişinden tırnağından arttırdığı bu paraları terör örgütüne aktaranların burnundan fitil fitil getireceğiz.’ İşte şimdi onları görevden aldık, yerine şehri, ilçeleri güzelleştirecek, hizmet edecek insanları oraya tayin ettik.”
“Darbelerden kalan bu anayasayı artık tedavülden kaldıracağız”
Yıldırım, 16 Nisan’da referandumun yapılacağını ve “evet” oylarıyla birlikte sistemin değiştirileceğini ifade ederek, “Darbelerden kalan bu anayasayı artık tedavülden kaldıracağız, darbe kalıntısı maddeleri tamamen ayıklayacağız. Böylece bu sistemle siz cumhurbaşkanını sandıkta seçeceksiniz. Siz, aynı zamanda aynı gün milletvekillerinizi de seçeceksiniz. Böylece seçtiğiniz cumhurbaşkanı, seçim belli olur olmaz hemen hükümetini kuracak, işlere koyulacak. Beş yıl boyunca seçim yok, artık seçim yok geçim var, hizmet var, vaatlerin yerine getirilmesi var.” dedi.
Milletvekillerinin kanunları yapacağını ve Meclis’in de hükümeti denetleyeceğini anlatan Yıldırım, bazılarının bu şekilde “tek adam ya da diktatörlük rejimi” getirileceğini iddia ettiğini anımsattı. Binali Yıldırım, “Bu da kocaman bir yalan. Niye yalan? İki sandık arasında seçim yapıyorsunuz. Beş yıllığına seçim yapıyorsunuz. Milletin arkasında olduğu, milletin gücüyle seçilen diktatör olur mu? Olmaz. Bu, ‘tek adam’ değil, Erdoğan için değil, her doğan için yapılıyor.” ifadelerini kullandı.