Dilek Atlı

Tarihi ve mimari yapılarıyla yüzyıllara tanıklık eden Bursa’nın değerli eserlerinin birçoğu, 14. ve 15. yüzyıldan günümüze bir şekilde ulaşmayı başardı. Bunların en önemlilerinden biri de, kentin sosyal yaşantısına katkı sağlayan Balibey Han. 

15. yüzyıl sonlarında Fatih Sultan Mehmet döneminin Niğbolu Sancak Beyi Hamza Bey’in oğlu Balibey tarafından yaptırılan han, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk üç katlı hanı olma özelliğini taşıyor. Günümüzde sanatkârlara ait atölyelerin yanı sıra restoran ve kafesiyle şehrin merkezinde yerli ve yabancı konuklarını ağırlayan Balibey Han, tarihi yaşatmaya devam ediyor.

ÇEKİM MERKEZİ OLDU…

Kapalıçarşı’daki ticari faaliyet için kent dışından gelen kafilelere hizmet etmesi amacıyla, çarşının karşısında bulunan bir han üzerine yaptırılan hanın içerisinde 64 oda bulunuyor. Bursa’nın en önemli tarihi miraslarından olan Balibey Han’ın 1950’li yıllarda bazı bölümleri sığınak, 1970’li yıllarda ise bir bölümünün kahvehane olarak kullanıldığı biliniyor. 

Balibey Han, restore edildikten sonra 2008 yılının mart ayında kentle yeniden buluşarak Bursalılara hizmet vermeyi sürdürüyor. Balibey Han’ın yöneticisi Tolga Çiftçi, Balibey Han’ın tarihi değerinin yanı sıra, kent merkezinde olması bakımından günümüzde Bursalıların sosyalleşme merkezi olma özelliği taşıdığını belirterek, şunları kaydetti: 

“En alt kattaki restoran ve tarihi mağara büyük ilgi görüyor. Yaklaşık 3 bin yıl önce sular altında kalan mağara orijinal yapısını koruyor. Restoranda Bursa’nın tatları yer alıyor. En üst katta bir kafe daha var. Orta kattaki sanatçıların atölyeleri, yerli ve yabancı turistleri çekiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Burfaş Genel Müdürü Muhammet Gümüşsoy, Balibey Han’ı önemseyerek daha da çekici hale getirmek üzere adımlar attılar. Balibey Han’ın tarihi değerine kaliteli hizmet ve güler yüzlü çalışanlar eklenince, bir çekim merkezi haline geldi.”

MAĞARAYA BÜYÜK İLGİ…

Balibey Han’ın zemin katının kuzey batı köşesinde yer alan ve Bizans döneminde de varlığından söz edilen mağarası, günümüzde yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. 

Hisar’ın dışında bulunan ve daha sonra Osmanlılar tarafından inşa edilen ‘Saltanat Kapı’ veya ‘Balıkpazarı Kapısı’ diye adlandırılan kapının alt kısmına denk gelen mağara incelendiğinde, içinde ve onun Hisar’a dayalı tarafında bir yarık göze çarpıyor. Böyle olsa da bu durum, Hisar’ın içiyle dışını birbirine bağlayan bir geçidin olduğunu ispatlamıyor. 

Bugün restoran içinde yer alan ve kafenin bir bölümünü de kapsayan Balibey Han mağarasında ziyaretçiler, hem soluklanıyor hem de fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyor.

SANATÇILARIN BULUŞMA NOKTASI…

Filografiden keçe tasarımına, farklı geneleksel sanat türlerinden cam ve tespih atölyelerine kadar birçok sanat dallarına kapısını açan Balibey Han, sanatçıların buluşma noktası. Balibey Han’da olmaktan keyif aldıklarını ifade eden sanatçılar, turistler için cazip bir mekanda çalıştıklarını söylediler.

Balibey Han’da sanat atölyesi sahibi ressam Yaşar Kurt, 4 yıldır Balibey Han’da kiracı olduğunu belirterek, “Burada kiralar çok uygun olduğu için bulunuyoruz. Bu bakımdan çok cazip. Resim sanatının daha kolay yapılabileceği bir yerde olsam daha çok kazanırdım belki ama burası merkez. Diğer taraftan şehrin merkezinde fakat otopark yeri yok. Dolayısıyla insanlar çok fazla buraya gelmeyi tercih etmiyor. Resim, elit kesimin ilgi gösterdiği bir sanat. Yine de yaptığım iş için mutluyum” dedi.