Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AA muhabirine, çalışma hayatına ilişkin gelecek dönemde yapılacak düzenlemeler hakkında bilgi verdi.
İş dünyasına yönelik, yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük çok ciddi düzenlemeler yapılacağını bildiren Elvan, çalışma hayatında da önemli değişiklikler düşünüldüğünü, bu kapsamda çalışma hayatında esneklik konusunun gündemde olduğunu söyledi.
Kıdem tazminatı konusunun yıllardan beri tartışıldığını, bundan işçi kesiminin de işveren kesiminin de memnun olmadığını anlatan Elvan, “Burada memnun olmayan iki taraf var. Demek ki ortada bir sorun var. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bir noktada inşallah hem işçi kesimini hem de işveren kesimini buluşturacağız” dedi.
Kamuda çalışanlar dışındaki işçi kesiminin kıdem tazminatını alamamaktan şikayetçi olduğunu belirten Elvan, işveren tarafının da bu konuda ciddi şikayetleri bulunduğunu aktardı. İş mahkemeleri konusunda da ciddi şikayetler bulunduğuna işaret eden Elvan, bu kapsamda iş mahkemelerine yönelik düzenleme yapılacağını bildirdi.
Elvan, iş mahkemelerinde ağırlıklı yükün kıdem tazminatı konusu olduğunu, bu sorunun ortadan kaldırılması için de çalışma yapılacağını kaydetti.
“Çalışma hayatında arz-talep dengesi sağlıklı olmalı”
İşsizliğin azaltılması ve gençlerin istihdamının artırılması konusunda yapılacaklara değinen Elvan, Türkiye’nin işsizlik konusunda çok önemli başarılar elde ettiğini dile getirdi. Türkiye’de son 5 yılda 5 milyonun üzerinde ilave istihdam yaratıldığını vurgulayan Elvan, buna karşın AB’de istihdam edilen kişi sayısında 350 binin üzerinde azalma yaşandığını ifade etti.
İstihdamda sağlanan başarıda mesleki eğitimin önemine işaret eden Elvan, “1990’lı yıllarda mesleki eğitim yok olma noktasına gelmişti. Mesleki eğitimi yeniden ayağa kaldırdık ve aktif iş gücü programlarını başlattık” diye konuştu.
Elvan, 2009 ile kıyaslandığında işsizlik oranının 3 puanın üzerinde düştüğüne dikkati çekerek, aynı dönemde AB’de işsizliğin yüzde 1,5 arttığını kaydetti. Başbakan Yardımcısı Elvan, “Türkiye’de işsizliğin yüksek olmasının temel nedeni iş gücüne katılım oranı çok yüksek. İşsizlik oranı ile iş gücüne katılım oranı arasında doğrudan bir ilişki var. 5 milyonun üzerinde ilave istihdam oluşturmuşuz ama bu 5 yıllık süreçte 5 milyonun üzerinde iş gücüne yeni katılım olmuş” ifadelerini kullandı.
İş gücüne katılım oranındaki yüksek artışa rağmen işsizlik oranının mevcut seviyelerde seyretmesinin önemli olduğunu anlatan Elvan, çalışma hayatına ilişkin temel bazı yapısal sorunların bulunduğunu, bunların başında da eğitim-iş gücü ilişkisinin geldiğini söyledi. Elvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Siz piyasanın ihtiyaç duyduğu alanlarda insan yetiştirebiliyor musunuz? Arz ve talep dengesinin son derece sağlıklı oluşması gerekiyor. Öyle alanlar var ki çok sayıda A dalında mühendis olmuş ama ülkenin ciddi bir ihtiyacı yok. Yine de üniversitelerimiz habire o alanda mühendis yetiştiriyor. Öğretmen ihtiyacımız belli ama üniversitelerin yetiştirdiği öğretmen sayısına veya eğitim fakültelerinin yetiştirdiği mezun sayısına baktığımızda bizim ihtiyacımızın çok üzerinde. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde arz ile talep arasındaki dengeyi sağlayıcıyı düzenleme yapacağız. Bu, yapısal sorunlarımızdan ve mutlaka düzeltmemiz gerekiyor.”
Elvan, meslek liselerinin yaygınlaştırılması adına sanayicilerin organize sanayi bölgeleri dışında yapacağı meslek liselerine destek vereceklerini söyledi.
Piyasa gözetimi ve denetimine neşter vurulacak
Piyasa gözetimi ve denetimi konusunda da ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getiren Elvan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı gibi bakanlıkların bu konuda değişik sorumlulukları bulunduğunu kaydetti. Elvan, şöyle devam etti:
“Bu konuya da bir neşter vurulması mutlaka gerekiyor. Piyasa gözetimi ve denetimi hususunda ciddi eksikliklerimiz var. Belki onu tek bir şemsiye altında toplayan bir mekanizmayı oluşturmayı da düşünüyoruz. Piyasa gözetimi ve denetiminin belirli bir mekanizma çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bakanlıkların kendi bünyesindeki müfettişlerin, denetçilerin yeterli olmadığını görüyoruz. Farklı uygulamaların yapıldığını görüyoruz, uygulama birliğinin sağlanması ve bu denetim mekanizmalarının çok daha etkinleştirilmesine dönük mutlaka yeni mekanizmaların kurulması gerektiğini düşünüyoruz.”