Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti İl Başkanlığı tarafından Paşabahçe Mesire Alanı Kütük Ev’de düzenlenen kahvaltıda, basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Gazetecilerin, “HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, Çözüm Süreci’ne ilişkin görüşlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorusuna Yılmaz, şu yanıtı verdi:

“Ben hep şunu söyledim, Çözüm Süreci bu milletin projesidir. Milletin projesi olduğu için de milletin kurmuş olduğu AK Parti sahiplendi ve onu tamamlayacak, devam ettirecek. Çözüm Süreci Türkiye’yi 21. yüzyılda lider ülke yapma projesidir. Ne için lider ülke yapma projesidir? 77 milyonun her birisini birinci sınıf vatandaş olarak hissettirme projesidir. Yani Edirne’deki vatandaşımın hangi hakkı hukuku varsa Diyarbakır’daki, Urfa’daki, Gaziantep’teki, Van’daki kardeşimin de vatandaşımın da aynı haklara sahip olma projesidir. Geçmişte yapılan yanlışlıkları görüp o yanlışlıkları biz ortadan kaldırıyoruz. Biz dereyi yatağında akıtmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bu proje milletin projesidir.”

Bakan Yılmaz, ülkede bir dönem annesiyle oğlunun farklı dilde konuştuğu için cezaevinde görüştürülmediğini, farklı dilde şarkı türkü yaptığı için Ahmet Kaya’nın ülkeyi terk ettiğini söyledi.

Ülkede bir kısım vatandaşın kendilerini “eşit vatandaş” olarak görmediklerini belirten Yılmaz, bunun demokratikleşmeyle ortadan kaldırılabileceğine dikkati çekti.

Yılmaz, muhataplarının halk olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Halkın temsilcileri olarak birileri karşımıza gelirse onlarla görüşmeye devam ederiz. Eğer bu görüşme olarak karşıda (birileri) yoksa, halkın temsilcisi olarak o zaman halkla bizzat görüşür bu çözüm sürecini tamamlarız. Eğer geleceğe dair ümidiniz yoksa siz barış istemezsiniz. Bu ülkede nevruzlar, 1 Mayıslar kavga günüydü biz ortadan kaldırdık, normalleşmeyi sağlıyoruz. Türkiye’nin doğusuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle normalleşmeyi sağlamanın adı çözüm sürecidir. Biz bunu devam ettireceğiz inşallah. Tarafı, sahibi millettir, tarafları da yine bu milletin bireyleridir, inşallah, biz bunu tamamlayacağız.”

“Tutuklama kararını veren de bir hakim”

Eski İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Metin Özçelik’in tutuklanması ve eski İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Mustafa Başer’in tutuklama kararına ilişkin görüşünün sorulması üzerine de Yılmaz, şunları kaydetti:

“Tutuklama kararını kim verdi? Tutuklama kararını veren de bir hakim. Yani tutuklama veya tutuklanmaması gerektiğine karar veren de hakim. Dolayısıyla bir hakimin yaptığına doğru, diğerine yanlış pekala denilebilir. Bu yanlış o doğru, o doğru bu yanlış, bunları herkes diyebilir ama hukuk devletinde sistemin işlemesi lazım. İtiraz mekanizmaları, Anayasa Mahkemesi vardır. Kişilerin haklarının ihlal edildiğini düşünenler varsa hukuki mecralar açıktır. Hadi Türkiye’de olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi vardır. Dolayısıyla hakimlerin tutuklanmasına karar veren hakimler vardır. Bakalım neticeye ama Türkiye’deki hukuka herkesin saygılı olması lazım. Hukuki mekanizmaların işlemesine bizim milletimizin güvenmesi lazım, biz güveniyoruz.”