Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bakanlık ve bağlı kuruluşların 2016 yılının değerlendirildiği toplantıda çalışma ve ekonomi muhabirleri ile bir araya geldi.
Bakan Müezzinoğlu, bir gazetecinin bakanlığın gelecek yıl yapılacak reformlar için takvimlendirmesi ve asgari ücret desteğinde rakamın ne olduğu, kaç kişiye ulaşma hedefinde olduklarına ilişkin soruları üzerine, “Takvimlendirme ilk 6 ay diye hedefliyoruz. Tabii önümüze şimdi bir anayasa değişikliği geldi. Anayasa değişikliği Genel Kurul görüşmeleri olacak. Sonra da referandum sürecine geçildiğinde bizim bu çalışmalarımızın özellikle iki temel başlığı sağlıklı tartışılabileceği, değerlendirilebileceği bir ortam zor olur diye düşünüyoruz. Biri kamu çalışanı reformu, diğeri de kıdem tazminatı. Dolayısıyla bir referandum süreci gündemde olduğu için bu Nisan ayı itibariyle daha reel, daha güçlü bir çalışma ortamı. Kıdem tazminatı dediğimizde milyonları ilgilendiren, milyonlarla mağduriyetin ortadan kaldırılması ve güçlü, güvenilir, sürdürülebilir bir fon olması lazım. Dolaysıyla bütün bunlarda bir de güçlü taraflarımız var, ben yaptım oldu diyecek halimiz yok. Bu nedenle her iki reform veya Sosyal Güvenlik Teklifi Faz 2 Reformu, bunlar 2017’nin ilk 6 ayında gündemimizde olacak ama ilk çeyreği anayasa değişikliği nedeniyle ilk yarısını muhtemelen arzu ettiğimiz dinamiklerde değerlendiremeyeceğiz. Asgari ücret desteklerinden geçtiğimiz yıl yararlanan rakamlar yine aynen yararlanır. Esasında Maliye Bakanlığımızın planlaması bu yıl 75 lira olarak devam etmesini planlıyordu ama asgari ücretin rakamını da bin 400’lerin altında planlıyordu. Biz bin 404’lere ve yılın tamamında iki kademeli geçişli olarak planladığı için veya enflasyon oranında planladığı için bu rakam işverene yaklaşık enflasyon artı kısmında 27 liralık bir yük getiriyor. Bu da 75 liraya 27 liralık ilave yük geliyorsa bunu ya tamamen kapatacağız ya da kısmen kapatacağız. Onu Başbakanımız hükümet görüşmelerinde netleştirecek. Diğer taraftan da geçen yıl nasıl hiçbir asgari ücretli bin 300 liranın altında vergi dilimleriyle muhatap olup da altında bir ücret almayacak dediysek burada da hiçbir asgari ücretlimiz bin 404 liranın altında bir ücret almayacak” cevabını verdi.
Bakan Müezzinoğlu, yapılandırma kapsamında yapılan tahsilatların miktarının sorulması üzerine, “Şu anda ilk taksiti 2 Ocak itibariyle topluyoruz ama özellikle bir olağanüstü, bir de otomasyonlarda yaşanan sorunlar nedeniyle 9’una uzattık pazartesiye kadar. Dolayısıyla ilk taksitlerimizin miktarının ne olduğunu pazartesi akşamı göreceğiz” ifadesini kullandı.
TORUNUNA BAKAN BÜYÜKANNEYE DESTEK
“Anneanne ve babaanneye herhangi bir bakıcı parası gibi teşvik mi verilecek? Bununla ilgili detayları anlatabilir misiniz?” sorusu üzerine Bakan Müezzinoğlu, “Anneanneye, babaanneye en büyük teşvik torunuyla beraber olmak. Hangi statüyle, koşulları ne olacak ve hangi desteği vereceğiz onun rakamlarını bu ay sonuna doğru, pilot illeri de açıklarız. Şu anda çalışmalar olgunlaştı ama bir rakam telaffuz etmeyeyim. Tamamı netleşince şu illerde, şu çerçevede, şu pilot uygulamayı, şu kadar ailede yapacağız diyeceğiz. Sonra talep gelen ailelerin seçimlerini yaparak önce farz edelim bin ailenin 6 aylık sürecini gözlemleyeceğiz. 6 ay sonra bu projedeki verimlilik ne oldu? Memnuniyet ne oldu? Yaygınlaştırabilir miyiz? Onu da ikinci 6 ay için değerlendirerek bir yol haritası belirleyeceğiz. Bu proje bizim projemiz değil, bu proje bize tabandan gelen proje. İstanbul Sanayi ve Ticaret Odasından bize böyle bir projenin anneyi istihdamda daha güçlü tutabileceğini, çocuk için de huzur ve güven anlamında daha değerli olabileceğini, buraya bir destek verildiğinde ülkemiz ve milletimiz için güçlü bir proje olabileceğini ifade ettiler. Biz onlarla bir ekip çalışması yaptık, büyük oranda bizde aynı noktadayız ama bir pilot uygulamasını görmeden Türkiye genelinde değil üç tane ilde, belirli iş yerlerinde, belirli ailelere veya talep edenler arasından belirli sayıdaki bir aileyle başlayacağız” açıklamasında bulundu.
Bakan Müezzinoğlu, bunun tabandan gelen bir talep olduğunu belirterek, “Bu talebin uygulanıp uygulanamayacağını bin ailede pilot olarak deneyeceğiz ama bu normalde bizim bir çocuğun daha huzurlu ve güvenli bir ortam anlamında sağlıklı bir projeyse niye hayır diyelim ki? Burada önemli olan kreşteki çocuk mu yoksa çocuğun kendisi mi? Çocuğun kendisi daha huzurlu ve güvenli bir ortamda, aile de bunu tercih ediyorsa neticede böyle bir projeyi deneyeceğiz ama bu kreşleri kapatacağız anlamına gelmez. Yeni koridorların açılması diğerlerinin kapanması anlamına gelmez” şeklinde konuştu.
“Pilot uygulama ne zaman başlayacak ve üç il hangileridir?” sorusu üzerine de Bakan Müezzinoğlu, bu ay sonuna kadar netleştirileceği ve kamuoyuyla paylaşılacağı bilgisini verdi.
“BEN SÖZLÜ MÜLAKATLARIN YAPILMASINI DOĞRU BULUYORUM”
Bakan Müezzinoğlu, adayların sözlü sınavlarda haksızlık yapıldığı, atamaların liyakat şeklinde yapılamadığı iddiası ile ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mülakatın mutlaka değerlendirilecek artı, eksi boyutları vardır ama herkesin bir işvereni var. KPSS puanı tabii ki önemli, anlamlı ve değerli ama Çalışma Bakanlığının farz edelim iş sağlığı ve güvenliğinde çalışacak bir uzman yardımcısını, o dinamiklerini bir komisyonun, bir heyetin değerlendirmesini şayet biz dinamizm ve sorumluluk istiyorsak, yarın gelişe bilirlik istiyorsak bunun mutlaka yapılması lazım. Hiçbir özel sektör CV ile almaz, CV ile davet ediyor sonra görüşüyor, mülakatını kendine göre yapıyor, belirli deneme süresini de koyuyor, ondan sonra da seni aldım veya almadım diyor. Biz millete hizmet ediyoruz. Burada kamunun veya Çalışma Bakanlığının memnun etmesi gereken birinci kitle görev verdiği insanlar değildir, sorumlu olduğu millettir. 80 milyona hizmetin standardını daha iyi noktaya getiremediğimiz sürece siyaset üzerine düşeni yapmamış olur. Ben mülakatların yapılmasını doğru buluyorum hatta bazen denir test soruları açık uçlu sorular, açık uçlu soruların olmadığı bir test sistemi kişinin üretkenliğini göstermez, teknik olarak başarısını gösterir ama açık uçlu sorular kişinin analiz yapabilme kabiliyetini, farklı üretkenlikler ve farklılıklar getirebilme kabiliyetinin var olup olmadığını da gösterir.”
KIDEM TAZMİNATI
Bakan Müezzinoğlu, kıdem tazminatı ile ilgili bir mesafe kat edildiğini söyleyerek, “Şu anki İçişleri Bakanımız Süleymanlı Soylu Bey’in yaptırttığı bir çalışma var; sendikalı olmayan çalışanların kıdem tazminatından istifade edip etmedikleri çalışması, ki çok iyi bir çalışma. Şu anda sendikasız çalışanlarımızın yüzde 84’ü kıdem tazminatından istifade edebiliyor. Yaklaşık yüzde 11 civarında sendikalımız var diyorsak bu şunu gösteriyor; bizim çalışanımızın yüzde 75-80’i kıdem tazminatından istifade edemiyor demektir. Bir tarafta yüzde 75’lik bir kitle mağdur olmaya devam ediyor, diğer taraftan da işveren şimdi 2000 krizini yaşadık, işveren ‘ben iflas ettim’ diyor. 100 tane çalışanı olduğunu düşünelim, iflas ettim diyor. Normal koşullarda veriyor ama olağanüstü koşullarda artık iflas ettim al alabilirsen. Niye bir işçinin hakkı işverenin cebinde biriksin. İşverenin cebinde biriken bir hak onun için güvenceli olabilir mi? Nitekim güvenceli değil. Hem sendikalı açısından yüzde 100 güvenceli değil hem sendikasız açısından hiç değil. O zaman güvenceli, hakkaniyetli, sürdürülebilir bu üç kelimeyi merkeze alan bir süreci eskiye göre daha iyi bir noktaya geldik. Sendikalarımızla olan tereddütleri biraz daha reel koşullarda konuşabileceğimize de inanıyorum ki çözüm üreteceğiz” diye konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, taşeron işçilerin kadroya alınması ile ilgili de, “Birinci önceliğimiz o. Kamu Çalışanı Reformu içinde sistemin taşlarının yerli yerine oturduğu bir yapı” dedi.
“MİLLETİ VE DEVLETİ MAĞDUR ETME ANLAYIŞI DEVLETİN KADROLARI İÇİNDE YER ALAMAZ”
“KHK’larla görevden alınanlar, bunlarla ilgili söylemler var bazı kriptoların bunları tekrar göreve aldığı şeklinde söylemler var, bir de bunların genel alınmalarla ilgili hukuki süreçlerle geri dönmesi kararı var mı? Neler söylersiniz?” sorusu üzerine Bakan Müezzinoğlu, “Olağanüstü bir durumdan geçildi ve bir taraftan ihraç, bir taraftan açığa alma, bir taraftan da iadeler. Bütün bakanlıkların çalışma komisyonları var ve özellikle açığa alınanların ki aylarca süren incelemeleri var. Açığa alırken veya ihraç ederken o dönemde çok hızlı kararlar almak zorundaydık ve aldık. İhraçlarda da veya açığa alınanlarda da ola ki hata olabilir, mağduriyet olabilir. Mağduriyet ve hata payımızı minimize etmek için de diyoruz ki ‘ben mağdurum’ diye itirazını yapsın, değerlendirmeleri yapalım hakikaten biri vicdanen onları mağdur olarak görüyorsa iadelerini yapalım. Elimizde altın bir terazi yok verilerle değerlendiriyoruz ve bu verilere göre kanaatlerimizi olgunlaştırıyoruz. İstiyoruz ki hiç kimse mağdur olmasın ama yine istiyoruz ki millet mağdur olmasın, devlet mağdur olmasın. Milleti ve devleti mağdur etme anlayışı devletin kadroları içinde yer alamaz, almamalı” değerlendirmesinde bulundu.
EMEKLİ PROMOSYONLARI
Emekli promosyonları ile ilgili de Bakan Müezzinoğlu, “Bankalar Birliği promosyon ödemesinin içinde. Şimdi özel bankalar da kendilerine göre çalışmalarını yapıyorlar. Biz de onlarla bu çalışma kriterlerini paylaşıyoruz. Burada kamu bankaları bu işin taahhüdüne girebilir ama bütün özel bankalara da açık. Şu anda bütün özel bankalarda bu rakamların üzerinde hangi stratejiyle ne verebileceklerini veya bu rakamları verip veremeyeceklerini kendileri değerlendiriyorlar. Ben inanıyorum ki kamu bankaları dışında özel bankalar da farklı tekliflerle veya asgari bazda bu değerlendirmelere, bu rakamlara biz de talibiz diyecekler ve hiçbir müşterisini de kaçırmayacaklar ama emeklimizin de 3 ay süresince mevcut bankası devam edecekse bir şey söylemesine gerek yok o mevcut bankasından devam edecek ama ‘Ben bankamı değiştireceğim, önümüzdeki günlerde filan banka bana daha farklı talep getirdi’ bankasını değiştirebilir. Özel bankada kalıyor ve özel bankada kalmaya devam edebilir, özel banka da ‘ben sana bunu veriyorum’ der. 3 ay içinde kararını vermek durumunda, hiç değiştirmediği zaman bankasında devam eder, bankasından da promosyonunu alır. Kamu bankasına göre özel banka bana daha cazip teklif getirdi der, o daha cazip teklife gider ama bunu 3 ay içinde yapmak zorunda. Promosyonu aldı bir yıl sonra ben değiştirmek istiyorum dedi. Bu anlamda da netleşmedi ama ben arkadaşlara şunu söyledim; aldığı promosyondan vazgeçmek kaydıyla bankasını değiştirebilsin. O banka ona aldığını geri iade edip fazlasını verecekse de o hakkını da kaybetmesin” şeklinde konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, “Memur maaşı kat sayılarında yüzde 3’lük zamdan sonra acaba en düşük memur maaşı ne olacak?” sorusu üzerine ise en düşük rakamın 2 bin 601 TL olduğunu söyledi.
2017 KAMUYA YENİ ALIM
Suriyeli çalışan sayısının sorulması üzerine de Bakan Müezzinoğlu, “Şu anda büyük oranda Gaziantep’te, Bursa’da, İstanbul’da çalışma izinli çalışan sayısı yanılmıyorsam 11 bin küsür” dedi.
“60 bin kamuya yeni alım 2017, bunların büyük çoğunluğu Milli Eğitime, tabi Milli Eğitim özellikle Doğu ve Güneydoğu’da öğretmen açığının yeni sistematiğini sözleşmeli statü üzerinden uygulayacak” diyen Bakan Müezzinoğlu şunları kaydetti:
“O nedenle bunların ne kadarı 657 o Milli Eğitimle yapacağımız değerlendirmelerden Maliye ile birlikte önümüzdeki günlerde belli olur. Toplam 60 binin diğer ikinci güçlü alımı İçişleri Bakanlığı, güvenlik elemanı diğeri de Sağlık Bakanlığı hekim dışı çünkü Sağlık Bakanlığı ne kadar hekim buluyorsa o kadarını alıyor 60 binin dışında. Yeni KHK’lar çıkar, dün itibariyle OHAL 3 ay daha uzatıldı. Burada ihraçlar da, iadeler de olur.”