Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin temin ettiği siyasi istikrar ve toplumsal huzurdan rahatsız olan Türkiye’nin müstesna gelişme rotasından memnuniyetsizlikleri açığa çıkan malum siyasi partilerin, eylem ortaklıklarıyla söylem birlikteliklerinin aleni boyutlara ulaştığını” vurguladı.
Bu meyanda yaşananların tecrübeyle sabit ve vaki olduğunu aktaran Bahçeli, Cumhur İttifakı’yla ilgili yapılan “kof ve kifayetsiz” değerlendirmelerin esasen Türkiye’nin güçlü iradesine duyulan tahammülsüzlükten beslendiğinin ortada olduğunu bildirdi.
Siyasetlerini dedikoduyla temellendiren partilerin aynı ezberleri devamlı surette dillerine dolamalarının, bir bakıma perişan ve pişkin hallerinin itirafnamesi niteliğinde olduğuna işaret eden Devlet Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sahip olduğu dengeli, dinamik ve dirayetli özellikler sayesinde kronikleşmiş sorunlara neşter vurulması, siyasi krize umut bağlayanları zora sokmuş, hatta çuvallatmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Milli ve sağlam bir irade görevinin başındadır”
“Zillet ittifakı”nın şemsiyesi altında toplanan partilerin bir yanda erken seçim taleplerini, diğer yanda da “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” hedeflerini gündemde tutmanın arayış ve çabasında olduklarını dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
“Meselenin püf noktası ise bu hedefleriyle siyasi kaosa hizmet ettiklerini göremeyecek kadar basiretlerinin bağlanmış olmasıdır. Türkiye’nin gündeminde erken seçim yoktur. Cumhur İttifakı’nın gayesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalıcı ve köklü hale gelmesi için ihtiyaç duyulan reformları, yasal düzenlemeleri, sosyal ve ekonomik iyileştirmeleri hayata geçirmektir.
Türk milletinin huzur ve refahı için geceyi gündüze katan milli ve sağlam bir irade görevinin başındadır. Bu haliyle Cumhur İttifakı’nın oyalanacak, vakit kaybedecek, zamanı boşa geçirecek ne bir siyaset tasavvuru ne de bir siyaset planlaması söz konusudur. Erken seçim dayatması Türkiye’nin kaosa sürüklenme amacının gizemli ve şifreli kılıfıdır. Bu kılıfın altında saklananların demokrasiyle, düşünce ve ifade özgürlüğüyle, dahası milli hedef ve özlemlerle ahlaken hiçbir bağ ve bağlantıları da kalmamıştır.”
“Kamuoyunu tutarlılıkla aydınlatmaları şarttır”
“Zillet ittifakı”nın ana ortaklarının “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”den ne anladıklarını milletle paylaşmak, kemikleşen bu muammanın iç yüzünü izah etmek durumunda olduğunu vurgulayan MHP Genel Başkanı Bahçeli, mevcut şartlarda yeni bir hükümet sisteminin değişme ihtimalinin ise TBMM’deki milletvekili dağılımı baz alındığından mümkün olmadığını bildirdi.
Bu amaca kilitlenen 7 partinin milletvekili sayısının, hedeflerini icra ve ifa edecek sayıda olmadığının bilinen bir gerçek olduğunu ifade eden Bahçeli, “Eğer 2023 yılında gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçiminden alınacak kendileri açısından makul bir sonuçla Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sağlamayı düşünüyorlarsa o zaman da kamuoyunu tutarlılıkla aydınlatmaları şarttır.” açıklamasını yaptı.
“Türkiye’nin istikbali Cumhur İttifakı’yla taçlanacaktır”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi amaçlayan 7 siyasi partinin ortak görüşlerini, resmileşmiş iş birliği kararlarını ve bu ittifak anlayışıyla nasıl bir koalisyon hükümeti kuracaklarını paylaşmalarının milletin en halisane beklentisi olduğunu aktaran Bahçeli, şunları kaydetti:
“İçinde CHP’nin, HDP’nin, İYİ Parti’nin ve diğer güdümlü partilerin yer alacağı koalisyon çatısı nasıl tezahür edecek, hükümet protokolü nasıl hazırlanacak, hedefler nelerden ibaret olacaktır? Tartışılması gereken asıl konu başlıkları bunlardır. Hiç kimse karnından konuşmamalı, suya yazı yazmamalıdır. Türk milleti şeffaf ve doğru bilgilendirmeyi arzulamaktadır. Cumhur İttifakı’nın ne yapacağı, nasıl bir Türkiye’ye ulaşacağı belli ve ortada iken, zillet ittifakının mutabakat zemini nasıl teşekkül edecek, bundan mülhem vaat olarak neleri açıklayacaklardır? 57’nci Cumhuriyet Hükümeti’nin başarısızlığı ve bozulması için adeta çırpınan ekonomik, sosyal ve sivil toplum kuruluşları, erken seçimden yana mı, yoksa karşısında mıdır? Bu sorunun da netlik kazanması lazımdır.
Türkiye’yi sonu meçhul bir karanlığa sürüklemek isteyenler, inanıyorum ki muvaffak olamayacaklardır. Kimin kiminle yol yürüdüğünü, nasıl bir gizli planın içinde buluştuğunu, birbiriyle benzemez 7 partiyi bir araya getiren ve ortak bir paydada buluşmalarını sağlayan asıl faktörlerin neler olduğunu her insanımız, milli ve manevi hasletlerle bezenmiş her vatandaşımız merak etmektedir. Cumhur İttifakı’nın ruhu ve duruşu bellidir, Türkiye’yi parlak ufuklara taşıma azmi bilinmektedir. Ancak bilinmeyen, gerçek maksatlarını gizleyen, Türkiye’ye husumet duyanlarla fiili ortaklık yapan zillet ittifakıdır, bunun yanında oyun içinde oyun olan bu ittifakın maskesi zamanında yapılacak seçimle düşürülecektir. Türk askerine satılmış ve militan diyenler; çiftçiye, esnafa, memura hakaretler yağdıranlar demokratik bedeli mutlaka ödeyeceklerdir. Türkiye’nin istikbali Cumhur İttifakı’yla taçlanacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, istiklalimizin, güvenliğimizin, milli birlik ve dayanışma kararlılığımızın hem güvencesi hem de güç kaynağıdır. Türk milletinin karşısında kördüğüm haline gelen CHP, HDP, İP ve diğer marjinal oluşumların tutunacak ne bir dalları ne de kaçacak bir yerleri olacaktır.”