MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu Sertifika Töreni’nde konuştu.
MHP lideri Bahçeli, Türk milletinin uzun çalışma ve sabır yılları neticesinde kozasından çıkmayı başardığını söyledi.
Osmanlı’ya “hasta adam” muamelesi yapan, Türkiye’yi de hastalandırmak için kriz, kaos, kargaşa, darbe, nifak ve kutuplaşma üretimini biteviye sürdüren küresel emperyalizm için denizin bittiğini vurgulayan Bahçeli, ihtiyaç duyulan akli, zihni, siyasi ve milli demlenme sürecinin tamamlandığının altını çizdi.
Bahçeli, Türk irfanı, iradesi ve istiklalinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile doğrulduğunu, Cumhur İttifakı ile de ayağa kalktığını ifade ederek, “Yabancı odakların, yerli iş birlikçilerinin sancıları bundandır. Bu çevrelerin tahammülsüzlükleri, sinir ve hezeyan nöbeti geçirerek üzerimize gelmeleri bu yüzdendir” dedi.
“Çalışa çalışa, imanımıza sarıla sarıla, ihanet ve işgal heveslerini hain kursaklarda bıraka bıraka milletimizin hükümran mazisi nihayet bir güneş gibi doğmuştur” ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Biz kahramanlıkla dolu bir geçmişin varisleriyiz. Hamdolsun bu ruh dirilmiş, önüne çıkan korkulukları birer birer devirmeye başlamıştır. Hiçbir çılgın milli varlığımıza zincir vuramayacaktır. Kükremiş sel olup bendimizi çiğneyerek aşmaya da sonuna kadar varız.
Siyaset arenasında akletmek şöyle dursun, aklını ve ahlakını iki paralık eden zevatın Türkiye’ye pusu kurup istiklalimizi ateşe vermesine seyirci kalmayacağız, sessiz kalmayacağız, tepkisiz durmayacağız. Alayının her cephede karşılarına geçeceğiz.
Siyaset eğer çözülmeye kapı aralarsa siyaset olmaktan çıkacak, kriminal bir vakıaya dönüşecektir. Siyaset eğer ihanete çanak tutarsa gerçek manasından soyutlanıp ülkenin güvenlik sistemine mayın döşeyen çok tehlikeli bir hale bürünecektir. Siyaset yapıyor olmanın bir ahlakı vardır. Siyaset demek mecburiyet demektir. Siyaset yoksa savaş söz konusudur.”
”TÜRKİYE’DEN BİR KAZAKİSTAN ÇIKARMAYI MI DÜŞLÜYORSUNUZ?”
Bahçeli, hem iç siyasette hem dış siyasette vaki gerçeğin bu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Demokrasiyi ağızlarından düşürmeyen, hatta utanç duvarı gibi meydanda olan lekeli yüzlere bakınız, her şeyden evvel milletin iradesine karşı ileri düzeyde hazımsız ve saygısızlardır. 70’ine merdiven dayayan bir akademisyen çıkmış, hem de siyaset bilimci, barışçıl protestolardan bahsediyor. Hükümeti erken seçime zorlamanın yollarını anlatıyor. Kalayı eskimiş bu Kalaycıoğlu, sokak diline başvuruyor. Seçimlerin normal zamanını beklemekten imtina ediyor. Milletimizin seçimini ve tercihini alçakça karalıyor. Bilen varsa bize bir anlatsın, barışçıl protestoyla kast edilen nedir Bu mülevves zihniyet sahiplerinin dillerine pelesenk olmuş barış kavramının iç yüzü esas itibariyle nasıl yorumlanmalıdır PKK’ya kulak verseniz, ‘barış’ diyor. HDP’ye baksanız, barış çığlığı atıyor. CHP, barış sakızı çiğniyor. Çürük aydınlar, devşirme kalemşörler, kiralık siyasetçiler bir barış türküsü tutturmuş gidiyorlar. Be hey densizler, barışın sizin lügatinizdeki karşılığını hele bir söyleyin de öğrenelim. Esir olmuş bir vicdanla özgürlükten ne anladığınızı açıklayın da bilelim. Adalet diyorsunuz, hukuk ahkamı kesiyorsunuz. Peki, milletin iradesine karşı çıkmak hukuksuzluk değil mi Adaletsizlik değil mi Ahlaksızlık değil mi Suça ve suçluya destek verilmesi kanunsuzluk görülmeyecek mi?
Demirtaş teröristtir, gelin görün ki CHP Genel Başkanı ısrarla, inatla niye cezaevinde tutulduğunu soruyor? Niye olacak? Hain olduğu için suçlu olduğu için bölücü olduğu için teröre yardım ve yataklık yaptığı için. Sokakta barışçıl protesto telkin ve temennileriyle neyin hazırlığını planlıyorsunuz? Zamları, enflasyondaki artışları sokak tepkisiyle birleştirip Türkiye’den bir Kazakistan çıkarmayı mı düşlüyorsunuz? Dost ve kardeş ülke Kazakistan’daki sokak eylemlerini, kanunsuz gösterileri izleyince bitiniz mi kanlandı? Cesaretiniz mi kanatlandı? Cüretiniz mi katlandı?”
”SOKAKTA GELECEK PLANLAYANLAR BUNA PİŞMAN OLACAKLARDIR”
Bahçeli, milliyetçiliğin, hiziplerin dışında kalp hakikati arayanlar için deniz feneri, ihtilafların haricinde bahtiyarlık gözleyenler için denge ve dirayet ferahı, kör nefretten, hastalıklı taassuptan, bencillik anaforundan, ben merkezli dünya karanlığından uzaklaşıp millete duyulan muazzam sevdayla feyyaz bir ufka erişme hasleti olduğunu kaydetti.
Kendileri için milliyetçiliğin can beraberinin demokrasi, insan onuru, milli beka, millet sevdası, millete ve milliyete mensubiyet şuuru olduğunun altını çizen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Maalesef demokrasi düşmanları, karşımıza geçmişler demokrat rolü oynuyorlar. Milletimize kefen biçen alçaklar, haktan, hukuktan, insanlıktan bahsediyorlar. CHP Genel Başkanı, sanki bağ bağışlar gibi ‘sokağa çıkmayacağız’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, geçiniz bu beylik lafları, bırakınız bu tantanaları, sokağa dökülseniz ne yazar, dökülmeseniz ne çıkar. Sandık diyorsanız 2023 yılının haziran ayını bekleyeceksiniz. Millet iradesine birazcık hürmet ediyorsanız yalanı, riyayı, iftirayı, ihanete teşne olmaktan vazgeçmeyi bileceksiniz, bunu da derhal milletimizin bilgi ve takdirine sunacaksınız.
Sokakta gelecek planlayanlar buna pişman olacaklardır. Demokrasiye deli gömleği giydirmeyi aklından geçiren, siyaset kültürümüzü terörize etmeyi düşünen karanlık çehreli köksüzlere teslim edilecek bir ülkemizin, feda edilecek bir vatanımızın, israfına göz yumacağımız tek bir insanımızın olmadığını herkes kafasına sokmalıdır.”
“KAZAKİSTAN’IN HER ZAMAN YANINDAYIZ”
Bahçeli, dost ve kardeş ülke Kazakistan’da yaşanan sokak eylemlerine değinerek, “2 Ocak Pazar gününden başlayarak alev alan sokak eylemlerini, ülkenin sinir uçlarına dokunan ve siyasal sistemini zora sokan gösterileri dikkatle takip ediyoruz. Bu ülkeyle dayanışma içinde olduğumuzu, siyasi istikrar ve iç huzurunun bir an evvel tesis edilmesini temenni ediyoruz” diye konuştu.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın açıklamasını da değerli bulduklarını ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
“Dün yapılan açıklamalardan anayasal düzenin sağlandığı anlaşılmaktadır. Kazakistan’da aklıselimin galip olmasını, sağduyunun hakimiyet kurmasını bölge barışı ve istikrarı açısından, Türk dünyasının geleceği ve tarihi hedefleri bakımından zorunlu bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye olarak Kazakistan’ın her zaman yanındayız. Biriz, beraberiz, kardeşiz, aynı milletin evlatlarıyız.”
NTV