Özoğuz, “Tasavvuf bizim toprağımızın özünde olan, hakikat ilmine sahip kişiler vesilesiyle günümüze gelmiş insan ilmi, evren bilimidir. Biz kendimizi kaptırıp bu ilmi anlamaya çalışırken insanlar başka gözle baktılar. Hep paylaşılıyor, umrede bir fotoğrafım var. Mesele nedir? Benim babam beş vakit namaz kılan bir adamdı, dedem hafızdı. Ama bizim gibi çocuklar yetiştirdiler.” ifadelerini kullandı.
Dövmeleri hakkında gelen bir soruya da yanıt veren Özoğuz, “Ben ilk dövmemi yaptırdığımda babam, ‘Ne güzel olmuş’ dedi. Saçlarımın yarısı mavi, yarısı sarıydı, mohikan punk’tım.
Cuma namazına da, okula da öyle giderdim ama babam ağzını açıp bir şey demezdi. Ben senin istediğin gibi yaşamak zorunda mıyım dinimi? Biz tasavvufa ilgi duyuyoruz ama hiçbir zaman herhangi bir partiyle bağımız olmadı.” dedi.
Sözlerini sürdüren Özoğuz, “Bence Marx’ın anlattığı ile tasavvufun anlattığı bire bir aynı. Gerçek manada sosyalist biri de kavrayıcı ve kucaklayıcı olmak zorunda değil midir? Din, dil, ırk ayırmaz; tüm insanlığı sever ve hak, hukuk, eşitlik gibi kavramlara odaklanır.” şeklinde konuştu.