Haklarında 35’er yıla kadar hapis cezası istenen Suriyeli 2 tutuklu sanık, ’Aylan bebeğin’ babası Abdullah Kurdi’yi suçlayıp, organizatör olduğunu iddia etti. Mahkeme, her iki sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.
Bodrum ilçesinde, geçen 2 Eylül’de, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) Adası’na geçmek isterken bindikleri fiber teknenin, Akyarlar Mahallesi Alihoca Burnu açıklarında alabora olması sonucu Suriyeli 3 yaşındaki Aylan Kurdi, ağabeyi 5 yaşındaki Galip Kurdi ve annesi 35 yaşındaki Rihan Kurdi’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi yaşamını yitirdi.
Faciayla ilgili gözaltına alınan Suriye uyruklu 36 yaşındaki Muwafaka Alabash ve 35 yaşındaki Asem Alfrhad tutuklandı.
Sanıklar hakkında Bodrum Cumhuriyet Savcısı Akif Taşdemir tarafından, insan kaçakçısı oldukları iddiasıyla dava açıldı. Faciada botu kullandığı ve kaçışı organize ettiği idddia edilen Aylan bebeğin babası 40 yaşındaki Abdullah Kurdi için ise takipsizlik kararı verildi.
’Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ ve ’iştirak halinde göçmen kaçakçılığı yapmak’ suçlarından 35 yıla kadar hapis ve ayrıca adli para cezası istemiyle yargılanan Suriyeli tutuklu iki sanık, bugün saat 09.30’da, cezaevi aracıyla jandarmalarn arasında adliyeye getirildi. Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Asem Alfrhad ve avukatı Duygu Çakmak Bişen ile Muwafaka Alabash ve avukatı Kemal Ertuğrul katıldı. Eşi ve iki çocuğunu kaybettiği faciayla ilgili soruşturmada hakkında takipsizlik kararı verilen Abdullah Kurdi ise duruşmaya gelmedi.
’KAÇIŞIN ORGANİZATÖRÜ TELEVİZYONLARDA KAHRAMAN OLDU’
Duruşmada ifadesine başvurulan sanıklardan Asem Alfrhad, Suriye’nin başkenti Şam’da işadamı olduğunu, demir ve gıda ticareti yaptığını belirtip, Bodrum’a ortağı Ahmet Hajar ile otel kiralamak için geldiğini belirterek, “Kaçmak gibi bir düşüncem de yoktu. Ancak, beş aydır nedenini bilmediğimiz şekide cezaevindeyiz. Olayın asıl suçlusu bu işin asıl organizatörü Abdullah Kurdi ise şu anda televizyonlarda kahraman oldu ve yargılanmayı bırakın, ifadesi bile alınmadı” dedi.
‘BODRUM’DA OTEL KİRALAMAK İSTİYORDUM’
Bodrum’a iş için geldiğinde kendisi gibi Suriyeli olan Muwafaka Alabash ile tanıştığını da anlatan Alfrhad, “Benden kendisini birkaç kez otomobilimle bir yerlere götürmemi istedi. Vatandaşım olduğu için yardımcı oldum. Kimseden para almadım. Kimseyi kaçakçılık için zorlamadım. Bodrum’da otel kiralamak isterken kendimi bu işin içinde buldum. Alabash’ın ise bu işin neresinde olduğunu bilmiyorum. Zaten bu olayın tanıkları da benim hakkımda herhangi bir şekilde suçlamada bulunmamıştır. Yedi yıldır Türkiye’deyim ve iş yapıyorum. Şam’da ailem çok zengin ve ticaret ile uğraşıyor, ortağımın durumuda iyi” diye konuştu.
Alfrhad’ın tanık olarak dinlenen ve Mersin’de yaşadığını belirten ortağı Suriyeli Ahmet Hajar ise “Asem’i Şam’dan tanırım. Birlikte ticaret yapıyoruz. Onun kaçakçılık işlerinde olması için bir nedeni veya ihtiyacı yok. Bodrum’a birlikte otel kiralayıp, turizm sektörüne girecektik. Zaten o, bu işlerin içinde olsa onun yanında olmazdım” dedi.
“BODRUM’DA ORGANİZATÖR ABDULLAH’I HERKES TANIR”
Bodrum’da Ebu Hüseyin ve Ebu Muhammed adlarıyla tanına diğer tutuklu sanık Muwafaka Alabash da ifadesinde, “Antakya’dayken Asem Alfrhad ile telefonda görüştük. Oğlumun hasta olduğunu, Avrupa’da tedavi edilmesi gerektiğini söyledim. Ardından da Bodrum’a geldim. Bodrum’da birkaç kez buluştuk. Antakya’dayken bazı Suriyeliler bana, ’Bodrum’a gittiğinde Abdullah Kurdi’yi bul. Göçmen kaçakçılığı yapıyor. Seni karşıya geçirir. Kime sorsan sana onu gösterir. Bodrum bölgesinde Abdullah Kurdi’yi tanımayan yoktur’ dediler. Bodrum’a geldiğimde Abdullah Kurdi’yi buldum. Herkes tanıyordu. Hemen buluştuk. Vatandaşlarından paraları topluyordu. Bir gece kendisine yardımcı olmam halinde beni ücretsiz karşıya geçireceğini ve tekneyi kendisinin kullanacağını söyledi. Bunun üzerine sadece Türk organizatöre verilen paranın kefili olarak sadece yanlarında durdum. Olay gecesi, iki taksiye binip gittiler. Ben ne tekneyi gördüm ne de bugüne kadar beş kuruş para aldım. Amacım sadece Avrupa’ya gidip çocuğumun hayatını kurtarmaktı. Bu işi yapan asıl organizatör paraları toplayan Abdullah Kurdi’dir. Cezaevine gittiğimde de yakalanan birçok kişi Abdullah Kurdi’nin organizatör olduğunu söyleyince şoke oldum. Alfrhad’ın akrabalarını Kurdi aracılığı ile 8 bin dolar para toplayıp, kendisine verdiğini biliyorum. Başkada bir bilgim yok” diye konuştu.
Alabash’ın ifadesinde kimseye yardım etmediğini ve para da toplamadığını söylemesi üzerine mahkeme başkanı hakim, sanıkların çelişkili ifade verdiğini söyledi. Bunun üzerine sanıklar, çelişkilerin tercümandan kaynaklandığını öne sürdü.
“ÖLENLERDE CAN CELEĞİ YOKTU”
Faciadan sağ olarak kurtulan ve tanık olarak dinlenen Suriyeli Emin Haydar da ifadesinde, “Olay günü tekneyi Abdullah Kurdi kullanıyordu. Fiber tekne olduğu için çoğumuzda can yeleği yoktu. Gece karanlığında gelen büyük bir dalga bizi devirdi. Tekne ters döndü. Ölenler can yelekleri olmadığı için boğularak yaşamlarını yitirdi” dedi.
Duruşmada sanık avukatlarından Kemal Ertuğrul, müvekkili Muwafaka Alabash’ın maddi imkansızlıklar nedeniyle duruşmaya terlikle geldiğine dikkati çekip, “Bu suçu örgütleyen kişi televizyonlarda röportaj verirken asıl iki mağdur şu anda tutuklu bulunuyor. Müvekkilimin kimseden para almadığı, tekneyi görmediği ve suç için hakkında dosyada sabit kanıtlar bulunmadığı ortadadır. Bu nedenle amacı sadece Avrupa’ya gitmek olan, kaçakçılık kastı olmadığı sabit olan müvekkilimin adli kontrol ile serbest bırakılmasını asıl suçluların peşine düşülmesini talep ediyorum” dedi.
Asem Alfrhad’ın avukatı Duygu Çakmak Bişen de, dosyada müvekkilinin suçluluğu veya hakkında şikayetle ilgili hiçbir şey bulunmadığını belirtip, “Müvekkilimin aleyhinde sadece diğer sanığın birkaç beyanı vardır. Bu nedenle beraatini istiyorum” dedi. İfadelerin alınıp, tanıkların ve avukatların dinlenmesinin ardından mahkeme, iki sanığın Suriyeli olmaları, sabit adreslerinin bulunmaması ve kaçma şüpesi olmasını gözönünde bulundurarak tutukluluk hallerinin devamına karar verip, duruşmayı erteledi. Faciayla ilgili 2’si Suriyeli 4’ü Türk 6 kişinin ise yakalanması için ise halen çalışmalar sürüyor.