Aşırı sıcaklarda neleri yapmalıyız, neleri yapmamalıyız?

Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyrederken uzmanlar da vatandaşlara neleri yapıp yapmamaları konusunda uyarılarda bulundu.

Aşırı sıcaklarda neleri yapmalıyız, neleri yapmamalıyız?

İç hastalıkları uzmanı Dr. Nesriye Demirel, AA muhabirine yaptığı açıklamada ani sıcaklık farkının vücut direncini düşürerek viral enfeksiyonların yaşanmasına sebep olduğunu söyledi.

Bilinçsiz klima kullanımında çocuklar, yaşlılar, şeker hastaları ve böbrek yetmezliği olan kişilerin daha çok tehlike altında bulunduğunu anlatan Demirel, “Bu gruptaki kişilerin vücut dirençleri klimanın havaya saçtığı bakteriler nedeniyle daha da zayıf düşebilir. Bakteriler klimada kolayca barınabiliyor ve yayılan havayı insanların soluması sonucu bünyeye nüfus ediyor. Gerekli periyodik bakımları yapılmadığında ‘klima ateşi’ olarak bilinen bir hastalığa sebep olmaktadır. Bu hastalık klimaların suyu yoğunlaştıran bölgelerinde üreyen çeşitli bakteri ve mantarların solunum havasına karışması sonucu ortaya çıkmaktadır.” bilgisini verdi.

Bakterilerle kirlenmiş klima sistemlerine maruz kalındıktan birkaç saat sonra ateşli bir hastalığın başlayacağını aktaran Demirel, “Hastalarda gribi anımsatan ateş, titreme, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk ve halsizlik gibi birçok şikayet meydana getirir. Bu şikayetlere öksürük nefes darlığı da eklenebilir. Bazen bulantı, kusma, karın ağrısı ishal görülebilir.” uyarısında bulundu.

“Şekerli besin ve içeceklerden uzak durulmalı”

Vücudun ani sıcaklık değişimlerine karşı hassas olduğunu anlatan Demirel, şunları söyledi:

“Aşırı sıcaklar nedeniyle terleyen kişilerin kasları gevşer, serin bir havayla karşılaşınca kas ağrıları ve kas tutulması yaşanabilir. O nedenle terliyken klimalı ve serin ortama girmeyin. Aynı zamanda aşırı serin olan mekandan dışarı çıkıldığında direkt sıcak havayla temas eden vücut kaslarında ağrı meydana gelir. Bu yüzden fıtık problemi ve kireçlenme sorunu olan kişilerin tedbir almaları gerekir.

Sıcak havalar nemle birleştiği zaman kalp, tansiyon hastalarını olumsuz etkilemektedir. Vücuttaki aşırı su ve tuz kaybı, hastanın kan basıncında dengesizliğe neden olmaktadır. Kan basıncını kontrol altına almak için tuzu ve alkolü azaltmanın yanı sıra bol bol sebze, meyve tüketilmesi, şekerli besin ve içeceklerden uzak durulması gerekir.”

“Sıvı tüketimi 2-2,5 litre arası tutulmalı”

İç hastalıkları uzmanı Dr. İrem Öner Özkara ise hava sıcaklığı ve nem oranının artmasının hem sağlıklı kişilerde hem de kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlarda hayatı tehdit edebilecek boyutta sağlık sorunlarına neden olabileceğini söyledi.

Hava sıcaklığının çok yükselmesiyle havadaki nem ve buna bağlı olarak da hava basıncının yükseldiğini anımsatan Özkara, şöyle konuştu:

“Artan hava basıncı insan vücudunda birçok fizyolojik değişikliğe neden olmaktadır. Bunların başında da aşırı terleme ve su ihtiyacının artması gelmektedir. Kalp damar hastalığı ve diyabet gibi kronik hastalığı olanlarda dolaşım bozukluğu ve damar tıkanıklığı riski daha fazla olduğu için havaların ısınması ile birlikte bu kişilerde beyin kanaması ve kalp krizi riski artmaktadır. Bununla birlikte hamileler, yüksek tansiyonu olan kişiler, kalp ve damar hastaları, tiroid bezinin hızlı çalışması (hipertiroidi) gibi metabolik hastalığı olanlar, nörolojik sistemi etkileyen hastalığı olanlar, ateşli hastalığı olanlar ve şişman kişiler de risk altındadırlar.

Özellikle yaz aylarında fazlasıyla artmış sıvı ihtiyacı mutlaka karşılanmalı, sıvı tüketimi 2-2,5 litre arası tutulmalı, elektrolit dengesini korumak adına su ve ayran tüketimi artırılmalı, ister hazır ister taze sıkılmış meyve suyu tüketimi azaltılarak kan şekeri dengesi korunmalıdır. Özellikle sıcak havalarda ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınılmalı, meyve tüketirken içerdikleri şeker miktarı dikkate alınarak kontrollü olunmalı, beslenmede sebzeye ağırlık verilmelidir.” 

“Sıcak havalara karşı koruma kalkanınız giysileriniz olsun”

Özkara, vatandaşların mevsimine uygun olarak açık renk ve pamuklu giysiler giymesinin daha sağlıklı olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:

“Diyabet hastalarında ve damar tıkanıklığı bulunan hastalarda hem uzuvların kanlanması hem de duyu algısı azalmış olduğundan bu hastalarda yara oluşumu daha kolay ancak yara iyileşmesi daha zor. Bu nedenle bu hastalar dar ayakkabılar ve parmak arası terlikler giymemeli, çıplak ayakla dolaşmaktan kaçınmalıdırlar.

Kronik hastalığı bulunan kişilerin, tansiyon ve kan şekeri takibi yaz aylarında daha sık takip edilmeli, gereğinde bir uzmana başvurarak tedavi düzenlemesi yapılmalı. Hastaların ilaçları serin yerlerde muhafaza edilmeli, özellikle insülin kullanan kişilerde sıcak havanın insülinin etkisini artırması nedeniyle hipoglisemi ataklarına karşı dikkatli olunmalı. Sıcak havalara karşı koruma kalkanınız giysileriniz olsun tavsiyersinde bulunuyoruz.

İlaçlar, kan şekeri ölçüm cihazları ve test çubukları aşırı sıcaktan korunmalı ve aşırı sıcak yerlerde saklanmamalı. Yine diyabet hastaları, yüksek tansiyon hastaları gibi, sağlığı korumak ve yağ yakımını artırmak için tempolu yürüyüş gibi düzenli egzersiz önerilen hasta grupları bu egzersizlerini yaparken akşam saatlerini tercih etmeli, kesinlikle güneş altında yürümemelidirler. Ayrıca aşırı efor ve ağır egzersiz yapmaktan da kaçınmalıdırlar.”

“Uyku öncesi oda sıcaklığı düşürülmeye çalışılmalı”

Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Işık Karakaya, aşırı sıcak hava ve yüksek nem düzeyinin kişilerin fiziksel sağlığının yanı sıra ruh sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu kaydetti.

Aşırı sıcak havanın insanlar üzerindeki psikolojik etkisinin “Termal stres” olarak tanımlandığını ifade eden Karakaya, “Termal stres tahammülsüzlük, çabuk sinirlenme, dikkat-konsantrasyon sorunları, baş ağrısı, baş dönmesi, uyku ve iştah sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda depresyon, kaygı bozukluğu, bipolar bozukluk gibi ruhsal bozuklukları olan kişilerde var olan ruhsal belirtilerin alevlenmesinin veya ortaya çıkmasının nedeni olabilir.” diye konuştu.

Bunaltıcı havaların yıpratıcı etkisinden korunmay isteyenlere seslenen Karakaya, şunları kaydetti:

“Aşırı sıcakların yarattığı olumsuz ruhsal etkilerden korunmak için bol miktarda sıvı tüketmek, öğle saatlerinde dışarıda bulunmamak, yürüyüş ve düzenli egzersiz yapmak, aşırı yorgunluk yaratacak durumlardan kaçınmak gerekir. Termal stresin etkilerinden korunmak için aynı zamanda sosyal hayata katılmak da yararlı olacaktır.

Sıcak havaya bağlı olarak ortaya çıkan uyku düzensizlikleri ek bir stres faktörü olabilir. Bu nedenle uyku öncesi oda sıcaklığı düşürülmeye çalışılarak uyku kalitesi artırılmalıdır. Ruhsal bozukluğu olan kişilerin de benzer şekilde sıvı alımına, uyku düzenlerine ve düzenli ilaç kullanımlarına dikkat etmeleri gerekir.” 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X