Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu Toplantısı yapıldı. Geçmiş Dönem Yüksek Danışma Kurulu Başkanları ile Yönetim Kurulu Üyelerinin de hazır bulunduğu BUSİAD Evi’nde zirveye, asgari ücret artışı damga vurdu.
Dernek’ten konuya ilişkin yapılan açıklamada, küresel ekonominin yavaş büyüyeceği ve Fed’in faiz artırımlarının dış finansman imkânlarını sınırlayabileceği bir konjonktürde Türkiye ekonomisi için reform perspektifini öncelik olarak benimseyen bir yaklaşımın ve tutarlı iktisat politikalarının önem kazandığı vurgulandı. ”Mevcut görünüm, ekonominin büyüme ile enflasyon arasında bir açmaza sıkıştığını ortaya koymaktadır” denilen açıklamada, yatırım hızının düşük, verimliliğin ve ihracatın büyüme için sürdürülebilir bir görünüm sunmadığı kaydedildi.
REKABET GÜCÜMÜZ AZALIR
Açıklamada, yeni asgari ücretle ilgili de şu görüşler paylaşıldı: ”Seçim vaadi olarak gündeme gelen 1.300 TL’lik asgari ücret uygulaması, yakın gelecekte çalışanları motive edip ekonomiye para girişini teşvik eder gibi görünse de, tüm sektörleri, özellikle emek yoğun sektörleri olumsuz yönde etkileyecektir. Bunun sonuçları, ihracatta rekabetçiliğimizin azalması, içeride de enflasyonist baskının artması şeklinde kendini gösterecektir. Yeni asgari ücretle yüzde 30’luk artışın tamamının işverene yüklenmesi adil değildir. Bu yüke, asgari ücretten vergi muafiyeti, SGK ve işsizlik sigortası primlerinden yapılacak indirimlerle adil bir çözüm getirilmelidir.”
OLAYLAR OLUMSUZ ETKİLİYOR
BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu, Güneydoğu’da yaşananlara da dikkat çekti. Açıklamada, konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi: ”2016 yılının ülkemizde huzur, kardeşlik ve beraberliğin güçlenme yılı olarak hedeflenmesini, siyasilerin bu konuda dayanışma sergilemelerini arzu ediyoruz. Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan olaylar, gerek ülke genelini gerekse iş dünyasını olumsuz etkilemektedir. Ülkenin topyekün sergileyeceği büyüme atağına destek olacak yapının tesis edilmesi, toplumsal barışı sağlayacak yeni bir anayasa ile demokrasinin güçlenmesi; adalet, hukuk ve yargı alanında yapılacak reformlar ile eğitim alanında geleceğin Türkiye’sini destekleyecek bir sistemin oluşturulması ve yabancı sermayenin ülkede yer bulması için gereken yatırım ikliminin yaratılması yine siyasilerden beklentimizdir.”
AB FIRSATINI KAÇIRMAYALIM
Özellikle 2004 yılından sonra uygulanan AB kriterleri çıtasının çok başarılı olduğu hatırlatılan açıklamada, ”Bunun sonucunda ciddi miktarda yabancı sermaye girişi sağlanmıştır. Suriye göç sorunu ile yeniden başlayan AB müzakereleri bunun için kaçırılmaz bir fırsattır” denildi.