Kocaeli’nin İzmit ilçesinde geçtiğimiz Haziran ayında yaşanan olayda, D-100 karayolu İstanbul istikametinde seyir halinde olan aracın arka koltuğunda oturan Onur Ö., bir anda yanında oturan annesi Serpil Eroğlu’nu bıçaklayarak öldürmüş, aracın ön koltuğunda oturan İfaket Ergün’ü de ağır yaralamıştı. Olay anında panik yapan aracın sürücüsü Işık Gürel’in kaza yapması sonucu kaza yerine çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş ve durum ortaya çıkmıştı.

CEZAEVİNDEN GÖRÜNTÜLÜ KONUŞMA İLE İFADE VERDİ

Yaşanan olayla ilgili dava bugün Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşma salonunda aracın ön koltuğunda bulunan İfaket Ergün ve sanık Onur Ö.’nün avukatı Ozan Caner hazır bulunurken, sanık Onur Ö. ise Eskişehir’de tutuklu bulunmasından dolayı SEGBİS isimli görüntülü konuşma sistemi aracılığı ile dinlendi. Eskişehir’de bulunduğu cezaevinden SEGBİS kullanılarak ifade veren Onur Ö.’nün olayı hatırlamadığını söylemesi, salondakileri şaşırttı. Olay anında araçta bulunan ve yaralı kurtulan tanıklar ise sanığın görgü tanığı kalmaması için herkesi öldürmek istediğini iddia ettiler.

“OLAYI HATIRLAMIYORUM, CEZAEVİNDE GAZETELERDEN ÖĞRENDİM”

Onur Ö. savunmasında, “Kendime geldiğimde cezaevindeydim. Cezaevinde gazetelerden olayı öğrendim. Sonrasında da kendimi kaybettim ve intihar etmek isteyip kendimi kestim ancak kurtardılar. Ölmek üzereydim. Olay yaşandığı dönemde uzun bir süredir birilerinin beni sürekli takip ettiğini düşünüyordum. İnsanların beni öldürmesinden, zehirlemesinden korkuyordum. Bir de televizyondan bana mesajlar gelmeye başlamıştı. Sürekli sesler duyuyordum. Uyuşturucu kullanmıyorum. Olay günü neden bilmiyorum ama bilincim yerinde değildi. Annemle veya arabadaki diğer kadınlarla aramda bir husumet yok. Böyle bir şeyi neden yaptığımı bilmiyorum. Gerçekten çok üzgünüm özellikle de anneme yaptığım şey için çok üzgünüm” dedi.

OLAYIN TANIĞI: “ANNESİYLE TARTIŞIRKEN BOĞAZINI KESMİŞ, GÖRMEDİM”

Katil zanlısı Onur Ö.’nün ardından olayda ağır yaralanan İfaket Ergün’ün de ifadesi alındı. Ergün verdiği ifadede, “Olay günü maktul Serpil Eroğlu ile buluştuk. Saat sekiz sıralarında eve dönerken Serpil yolda Onur Ö.’yü aradı. Onur arabaya bindiğinde anormal bir durumu yoktu. Annesiyle de tartışmadılar, normal konuşuyorlardı. Ben arkama hiç bakmadım. Onur’un Serpil’i bıçakladığını görmedim. Sadece Serpil’in inler gibi bir ses çıkardığını duydum. Ancak ben bu sesin Onur’un bir isteğini reddetmek amacıyla çıkardığı bir ses olduğunu düşündüm” diye konuştu.

“ARABADAN İNMEK İSTEDİĞİMDE ‘DURMAK YOK’ DEDİ”

Katil zanlısının kendisine saldırdığı anı da anlatan Ergün, “Yahyakaptan ışıklar mevkiine geldiğimizde ben az ileride ineceğimi belirterek Işık’a durmasını söyledim. Sonra Onur ‘Durmak yok’ dedi. Ben de kendisine eve gideceğimi söyledim ve ‘Neden durmayalım’ diyerek arkaya dönüp ona baktım. Bu sırada Onur sol elini annesinin boynuna atmıştı sağ elinde de bıçak vardı. Serpil’in boynunun kanlar içinde olduğunu gördüm. Sonra Işık’a ‘Onur Serpil’in boğazını kesmiş durdur arabayı yardım isteyelim’ diye bağırdım. Bunun üzerine Onur bana bıçakla saldırmaya başladı” şeklinde konuştu.

“GÖRGÜ TANIĞI KALMAMASI İÇİN BENİ ÖLDÜRMEK İSTEDİ”

Onur’un kendisine saldırdığını görünce sürücü Işık Gürel’in seyir halindeki araçtan atladığını belirten Ergün, “Işık araçtan atlayınca araç kanala doğru gitmeye devam etti. Ben de direksiyona müdahale ettim. Sonra araç bir şekilde durdu. Beni ambulansa aldıklarını hatırlıyorum. Sonrasında ne olduğunu bilmiyorum. Onur’un arkada görgü tanığı bırakmamak için beni öldürmeye çalıştığını düşünüyorum. Olay sonrasında ölümden döndüm. Dalağım alındı, boynumdaki yaranın kalıcı izi olacak, vücudumun pek çok yerinde yara izi var” ifadelerini kullandı.

SANIK AVUKATI: “AKLİ DENGESİ YERİNDE DEĞİL”

Olayda ağır yaralanan Ergün’ün ardından söz alan sanık vekili Av. Ozan Caner müvekkilinin akli dengesinin yerinde olmadığını savunarak, “Onur Ö.’nün olayın gerçekleştiği zamanda cezai ehliyetinin olmadığı olay sonrasında kaldığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki raporlardan bellidir. Müvekkilimin cezai ehliyeti olmaması nedeniyle cezaevinde kalamaz. Kendisi hastalığı psikolojik durumu nedeniyle gerek kendisi için gerekse cezaevinde kalan diğer mahkumlar için tehlike arz etmektedir. Bu nedenle müvekkilimin bir an önce tahliye edilmesini talep ediyorum. Kendisi cezaevinden çıkarılarak acilen yüksek güvenlikli bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılmalı ve tedavisine bir an önce başlanmalıdır” şeklinde taleplerini iletti.

İfadeleri değerlendiren mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, olay sırasında aracı kullanan Işık Gürel’in de dinlenmesi amacıyla duruşmayı 2 Aralık tarihine erteledi.